Hepinize iyi okumalar bebeklerim, bir dahaki bölümümüz final. İkisini art arda atacağım bildirim gelmezse diye söylüyorum. Sizi seviyorum❤️😚
Türkiye'ye dönmüştük.
Atilla'nın da yardımıyla birlikte güzel bir plan yapmıştım. Kendim için, magazin ve insanlardan duyduğum ağır laflar için yapmıştım bu planı. Her şey istediğim gibiydi. Bugün toplantı olacak ve toplantıda da foyaları ortaya çıkacaktı. Onları sadece oradaki insanlara değil dünyaya rezil edecektim. Üstüme giydiğim takım elbiseye son bir kez baktım. Siyahlar içerisindeydim. Atilla her ne kadar bu durumdan memnun olmasa da ben beğenmiştim. Bugün renkli olamayacak kadar solgundum.
Atillayla birlikte arabaya binerken müstakbel kayınbabam hala gelmemem konusunda ısrarcıydı. Korkuyordu sanırım, neyden korktuğu hakkında fikrim yoktu. Arabada sessiz bir şekilde yolculuk yaparken arada Atilla ile bakışlarım kesişiyor gülümsüyordum.
Biliyordum, içten içe benim için endişeleniyordu eşim. Ama farkında değildi ki bugün benim en mutlu günümdü. Asıl bedel bugün alınacaktı.
Arabadan indiğimiz zaman eski tipli binaların olduğu bir mahalleye gelmiştik. Kaşlarımı çatarak Atillaya bakarken "buradan güzelim." Diyerek bir büfeyi gösterdi. Büfeye girdiğimizde adam sanki bizi bekliyormuş gibi oturduğu yerden hızlıca kalktı ve "hoşgeldiniz efendim." Dedi. Atilla başını sallamakla yetinirken büfenin dolabının düğmesine bastı. Dolap yavaş yavaş kenara çekilirken çatık kaşlarım gevşemişti. Şaşırmış bir şekilde Atillaya baktığımda Atilla elini uzatmıştı. Elinden tuttuğumda birlikte merdivenlerden inmeye başlamıştık. Arkamızdan korumalar gelirken yutkunmuştum. Birazdan panik atak geçirecektim.
Merdivenlerin sonunda büyük yuvarlak bir masa görmemle aklıma Alice in Borderland gelmişti. Tek fark adamların üstünde hata yapmalarını bekleyen asit dolu teraziler yoktu.
Masaya oturduğumuz zaman tam karşımda gördüğüm Hakan ,sevgili üvey babam, ile gülümsedim. Sempatik bir gülümsemeden uzak bir gülüştü bu. O bunu fark ettiği an kaşlarını çatarken ağzımı oynatarak "bekle." Demiştim. Kafası karışmış bir şekilde bana bakmaya devam ettiğinde Atillaya döndüm. Toplantıyı başlatmıştı.
Uzun uzun konuştular, ünlülerin borçlarından, iflaslardan ve öldü süsü vererek öldürdükleri insanlar hakkında. Normalde olsa bu olaya karşı ciddi bir travma yaşardım. Fakat ailemle ilgili gerçeğin açığa çıktığı gün her şeyi öğrenmiştim zaten. Artık adam öldürmek de çocuk yapmak kadar basit gelmeye başlamıştı. Toplantının bitmek üzere olduğunu adamların beden dilinden anlarken öksürerek ayağa kalktım. Bu hareketimle hepsinin dikkati üzerime toplanırken Atilla olduğu yerde gerilmişti. Her hangi olası bir tehlikede direkt burayı ateşe vereceğini gelmeden önce çok kez söylemişti.
"Toplantı bittiğine göre sizinle özellikle sevgili babamla görüşmek istediğim uzun bir mesele var." Hakanın yanına gidip ellerimi omuzlarına koyarken üzerine eğilerek kulağına fısıldadım. "Öyle değil mi sevgili üvey babacığım?" Olduğu yerde taş kesilen adamla doğruldum. "Bundan kısa süre önce biliyorsunuz ki Atilla ile evlendik. Bu her ne kadar zorunlu bir evlilik olsa da şuan birbirimizi çok seviyor ve gerçek birer eş olarak görüyoruz. " Atilla'nın yanına geri dönerken "tabiki siz konunun sadece bu olmadığını anlamış olmalısınız değil mi?" Çoğu beden başını sallayıp merakla birbirlerine bakmaya başlarken "gösterimize başlayalım o halde." Demiştim. Hakan elini masaya vurup "bu kadar goygoy yeter bu bir toplantıydı ve bitti, herkes dağılsın!" Diye bağırdı. Atilla ağır ağır bakışlarını benden çekip Hakana dönderirken "ne zamandır bu toplantılarda senin sözün dinlenmeye başlandı Hakan?" Olduğu yerde morarmaya başlayan adam belindeki silahı aniden çektiğinde hakanın arkasında duran adamımız silahı tuttuğu gibi kafasına geçirmişti. Bu hamleyle uzun bir süre etkisiz kalır diye düşünüyordum.
"Her neyse, Aysel Hanım magazinle çok ilgilisiniz bakıyorum da?" Yaşı kırıklarında olan kadın birden lafın ona dönmesiyle yutkunup "evet Bulut Bey." Demişti dürüstçe. Muhtemelen toplantının en yaşlı katılımcılarından biri olan Ahmet "seni şırfıntı, bizim eski yerimizi sen ifşa ettin değil mi?" Dediğinde Aysel reddetmek için ağzını açmıştı ki Ahmet'in sorusunu ben cevapladım. "Evet, Ahmet bey." Bakışlarımı Ahmetten çekip Aysele bakarken suratıma bakmaya korkan kadınla gülümsedim. "Aysel Hanım normalde olsa eşim Atilla sizi affetmez tam şu an canınızı alırdı fakat sizinle bir iş birliği yapmak istiyoruz." Kadın kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktığında "ne isterseniz yaparım yalvarırım öldürmeyin beni." Diyerek ağlamaya başlamıştı.
"Çok basit, medyaya size anlattığım her şeyi yayacaksınız." Dediğimde onunla birlikte çoğu kişi şaşırmıştı. "Ayrıca, bu saatten sonra Hakan'ın yanında durmayı bırakın Hakan hakkında konuşan, bahseden veya hakana yardım eden biri olursa ne olacağını biliyorsunuz değil mi?" Ürpertici bir ses tonuyla konuştuğumda kimseden çıt çıkmamıştı.
"Bunu evet kabul ediyorum." Diyerek Ayselin karşısına geçerken "telefonu aç dediklerimi harfi harfine yaz gerekirse ses kaydı al, senin görevin bu adamı medyadan silmek Aysel anlıyorsun değil mi? " Dediğimde başını salladı.
Ben de son kez bu konu hakkında konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKAS | GAY
FantasyYıllardır süren geleneğimiz takas, değiştirmek demekti basitçe. Ölen gelini, kardeşiyle değiştirmek. Ben Bulut Akça; sevgili ablam Özlem Akça'nın, evleneceği gün öldürülmesi sonucunda onun yerine Atilla Kara ile evlendirilmiştim.