Yalan

2.6K 220 9
                                    

İyi okumalar aşklarım ❤️
Sizi seviyorummm😚

Uyuyamıyordum.

Aklımdaki düşünceler uyumama engel oluyordu.

Atilla, yanımda mışıl mışıl uyurken ben dizlerimi kendime çekmiş oturuyordum.

Anlamıyordum. Hala hiçbir şeyi anlamıyordum.

Aklımdaki sorular kafamı allak bullak ediyordu. Sanki hala Atilla benden bir şeyler saklıyordu.

'ablamı sırf beni bir kere gördüğün için öldürmüş olamazsın Atilla. O zaman neden ablamı öldürdün?"

Oturduğum yataktan kalkıp balkona çıktığımda yüzüme vuran rüzgarla derin bir nefes almıştım.

Birisiyle konuşmam gerekiyordu. Derdimi anlatmak, yardım istemek istiyordum.

Elimi telefona attığımda arkamdan gelen "Bulut?" Sesiyle olduğum yerde durmuştum.

"Bulut, neden uyanıksın?" Diye yanıma gelen adamla alayla güldüm.

"Kabus gördüm. Fakat sen bu kabusu benden daha iyi biliyorsun. "

Birkaç saniye bedeni yanımda kaskatı kesilirken ellerinin titrediğini görüyordum.

"Ne istiyorsun?"

Sorduğu soruyla ağzına götürmeye hazırlık yaptığı sigarasını elinden alıp kendim içmiştim.

Boş kalan eline bakakaldığında "ne istediğim basit." Demiştim.

"Bana gerçekleri anlatacaksın Atilla. Benden hayatımı saklamayacaksın. Sırf beni bir kere gördün diye mi ablamı öldürdün, benim ablamla kardeş olduğumu nerden biliyorsun sen?" Demiştim tek nefeste.

"İçeri gel." Dediğinde elimdeki sigarayı söndürüp içeri geçmiştim.

"Evet, seni dinliyorum Atilla Kara."

Tam karşısına oturduğumda

"Seni o gün barda gördüğümden beri seviyorum ve takip ediyorum." Demişti. Açık sözlüğü beni bir an dumura uğratırken ardından

"Ve ablanın ölümü meselesine gelirsek bunu benden baban istedi Bulut."diye  eklemişti.

Ellerimle ağzımı kapatırken "ne!" Diye bağırmıştım.

Bir yıl önce Atilla'nın ağzından

"Lan bu adam bu eve nasıl elini kolunu sallayarak girip de bu dosyaları alabiliyor? Siz aptal mısınız nasıl buna izin verebilirsiniz?"

Babama sinirle bağırdığımda o da bana aynı şekilde karşılık vermişti. "O adam diye bahsettiğin kişi benim kaç yıllık dostum. Nerden bilebilirdim bana bunu yapacağını?"

Sinirle elimi yüzümü sıvazlarken yanımdaki Halile "adamları hemen çağır baskına gidiyoruz. O belgeleri hemen almamız gerek." Demiştim. Adamları beklemeden koşar adımlarla evden çıktığımda hemen şoförün elinden anahtarımı alıp arabaya binmiştim. Arabaya bindiğim gibi gaza bastığımda
Çok sürmeden evinin önüne gelmiştim.

İşin garip tarafı tüm güvenlikler sanki geleceğimi biliyor gibi girmeme zorluk çıkartmamıştı.

Elimi kolumu sallayarak kapının önüne geldiğimde bana gülümseyerek kapıyı açan adamla ellerim titremeye başlamıştı.

"Hoşgeldin damat, Nasılsın ne içersin?"
Gülerek konuşan yüzüne yumruğumu çakarken "ne diyorsun lan sen pezevenk?" Demiştim.

"Eh artık damadım sayılırsın." Diye tekrar ettiğinde bu sefer sesim evi titretmişti.

"Ulan anasını siktiğimin piçi ne diyorsun ne? Ne damadı lan?"

Karşımda gülmeye başlayan adamla sinirlerim daha da gerilirken "o dosyalar senin için çok önemli değil mi Atilla?" Demişti.

"Seni ne alakadar ediyor bu durum?" Dediğimde "benim oğlanla alakalı olunca ediyor biraz." Demişti.

Nefesim boğazımda tıkanırken "yalan söylüyorsun?" Demiştim inanamayarak.

Sırıtarak "Aşk olsun Atilla ne zaman yalan söylediğimi gördün?" Dediğinde ağzının ortasına bir tane daha çakmıştım.

"Boş yapma lan!"

"Bulut Akça saygı değer oğlum olur. Fakat benim onun gibi bir oğlum olamayacağı için ona sevgili kız kardeşim bakıyor."

Bedenini geriye doğru firlattığımda "ne saçmalıyorsun sen?" Demiştim.

"Bulut; naif, güzel bir oğlandır. Kendini savunmayı bilmez her denilene evet der. Ve ben; koskoca örgütün başı olacak adamım." Demişti.

"Güç manyağı, şerefsiz."

Beni takmadan cümlesine devam etmişti. "Bulut, o evde o kadar eziyet çekiyor ki... Onu ben bile kurtaramam Atilla Kara." Diye fısıldayan adamla düştüğü yere çökmüştüm.

"Peki benden ne istiyorsun?" Diye sorduğumda gülüp "çok basit." Demişti.

"Önce onların göz bebeği güzeller güzeli Özlemle evleneceksin. Ve bam! Özlem acımasız bir kazada hayatını kaybedecek. Ve sen geleneklerine bağlı bir genç olarak Bulut ile evleneceksin." Demişti.

Anlamıyordum, madem Bulutu sevmiyordu. Onu kardeşine bırakıp işkence çektiriyordu. Peki neden şimdi intikam istiyor gibi davranıyordu?

"Neden bunu yapmamı istiyorsun?" Dediğimde "evet, ben oğlumu yanıma yakıştırmıyordum ama onu seviyordum. Çünkü o bana annesinden kalan bir armağandı. Onu en başta başka bir aileye verecektim fakat o orospu kardeşim, istedi Bulutu. Tabii Buluta bakmak karşılığında parayla istedi. Bende verdim Bulutu onlara. Sonuçta çıkar-çıkar ilişkisiydi." Demişti.

"Peki, belgeleri benden neden aldın?" Dediğimde "başka türlü yüzüme bakmayacaktın Atilla. Ya da başka türlü seni tehdit edemezdim. " Demişti.

"Beni tehdit edemezsin. Sonuç olarak o belgelerin içinde ne olduğunu artık biliyorsun?" Dediğimde kafasını iki yanına salladı.

"Seni artık tehdit edemem belki fakat, sana artık gerçekleri söyleyebilirim damat. Yakın bir zamanda öleceğim hastalığım çok ilerledi ve bir tedavisi yok. Bulutu artık istesem de onlardan kurtaramam. Ve ben öldükten sonra da onlar Buluta bakmaz çünkü bakmaları için sebep kalmayacak." Demişti.

Eğildiğim yerden kalkıp kapının önünde bekleyen adamlarıma işaret yaptığımda yanıma gelmişlerdi. "Adamı kaldırın hastaneye götürün. Benim ufak bir işim var." Demiştim.

Arabama doğru yürürken yanımdan gelen halile dönüp "ha bu arada Halil, babama şöyle artık Akça ailesi ile ortağız."

Halil, ağzı açık yolun ortasında kalırken arabayı akçaların evine sürmeye başladım.

Asıl oyun şimdi başlıyordu.

Günümüz Bulut ağzından

Duyduklarım kulağıma bir çınlama gibi geliyordu sanki. Öğrendiğim acımasız gerçekler, çektiğim acılarla birleşince ağzımdan bir inilti çıkmıştı. Nefes almak için balkona çıktığımda boğuluyormuşcasına öksürmeye başlamıştım.

Ne ara ağlamaya başladığımı bilmediğim o vakit dizlerim beni taşıyamazken yere düştüm.

Tam o sırada yanıma Atilla geldi.

Kucağına alıp içeriye geçtiğinde bedenimi yatağa bırakıp elimi tuttu.

"Atilla, canım çok yanıyor." Diye hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığımda bedeni bedenimi sarmıştı.

"Atilla, sen şimdi bana senin hayatın yalan diyorsun. Senin annen yalan, baban yalan, ablan yalan diyorsun. Allah aşkına ne diyorsun sen?"

Ağzımdan acı dolu bir çığlık çıktığında daha sıkı sarıldı.

Onun da elleri titriyordu aslında. Ağzını açıyor ama sonra bir şey diyemiyordu.

Nefesim daha da kesikleşmeye başlarken gözlerim kararmaya başlamıştı. Kısık bir sesle "Atilla ben hiç iyi değilim." Dediğim an gözlerim tamamen kararmış ve boşluk hissine düşmüştüm.

TAKAS | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin