Parfüm

4.4K 255 25
                                    

İyi okumalarr❤️

Sırtımın dürtülmesiyle hızla gözlerimi açmıştım. Arkama dönüp baktığımda bana bakan Atillayla kaşlarımı çatmıştım.

Lan bunun benim evimde ne işi vardı?

Kaşlarım benden bağımsız çatılırken "senin ne işin var burda?" Diye sormuştum.

Atilla, sorumla bana şok içinde bakmış sonra eliyle kendini ve beni gösterip "biz evlendik." Demişti.

Onun dediği şeyle bütün uykum açılırken aklıma dün yaşadıklarımız geldi.

Biz gerçekten dün evlenmiştik ya.

"Ay ben unuttum ya." Dedim dalgınca. Bana gülüp "belli oldu." Deyince kafamı yastığa gömdüm.

Tam şu an nefesim kesilse bir problem olmazdı.

"Hadi yataktan kalk. Uçağın kalkmasına yaklaşık bir saat var. Daha yemek yiyip üstünü giyineceksin." Demişti.

Başımı sallayıp ayağa kalktığımda doğruca banyoya gitmiştim.

Önce elimi yüzümü yıkamış, sonra kıyafetlerimi giyinmiş en son da kombinime uygun kolye ve yüzük takmıştım.

Aynaya baktığımda yakışıklı olduğuma karar vermiştim.

Tam banyodan dışarı çıkacağım an gözüme takılan parfümle kapıya baktım.

Atilla'nın imzalı parfümüydü ve tam olarak mükemmeldi.

Parfümü elime alıp boynuma ve göğüsüme bir fıs sıkarken hemen banyodan çıktım.

Odadan dışarı seke seke çıkarken bir yandan ne yiyeceğimi düşünüyordum.

Dün akşam mal gibi uyuyakaldığım için hamburger yiyememiş aç aç uyumuştum.

"Yavaş gel Bulut!" Atilla'nın muhtemelen ayak seslerini duyarak bağırmasına karşılık firenlemiştim.

Mutfağa girdiğimde masada oturmuş yemek yiyen Atilla'nın yanına geçtim.

Ben yemek yemeğe hızlı hızlı başlarken o, çatal, bıçak kullanarak yemeğini yiyordu.

Onun bu halini anlamıyordum. Evet, benim ailem de oldukça katı şartlarla büyütmüştu beni. Fakat ben acıkınca veya onlar olmayınca deli gibi yerdim.

O ise her zaman ayarlanmış gibi kendine yakışır bir şekilde yiyordu.

Hızlı yediğimden olsa gerek hemen doyunca masadan kalktım.

Mutfaktan çıkacağım esnada "gitme." Diyen sesle arkamı döndüm.

"Yalnız yemek yemeği sevmiyorum ve yemeklere özen gösteririm. O yüzden bir dahakine benim yemeğim bitmeden kalkma lütfen." Demişti.

Şaşırdığım için kapının önünde dikilirken başımı salladım "olur." Anlamında.

Bu sefer karşısındaki sandalyeyi çekip oturduğumda konuyu ben açtım. "Atilla, Finlandiya'nın tam olarak neresine  gideceğiz?" Dediğimde elindeki peçeteye ağzını silip "Helsinkiye gideceğiz, başkente." Demişti.

Başımı sallayıp ona bakmaya devam ederken "hadi kalkalım uçuş saati yaklaşmış." Demişti.

Onunla birlikte masadan kalkarken bizim mutfaktan çıkmamızı bekleyen çalışanlar ayaklanmış mutfağı toplamaya girmişlerdi.

Ben önde o arkamda odaya yürürken ikimizde kendi valizlerimizi alıp aşağıya inmiştik.

Atilla valizimi taşıyabileceğini söylese de ben taşırım dediğim için ısrar etmemişti.

Arabaya bindiğimizde şoför arabayı çalıştırırken ben gitmeden önceki notlarıma tekrardan bakıyordum, unuttuğum bir şey var mı diye.

"Ya parfümleri almamışım!" Diye sızlanırken Atilla'nın bakışlarını üstümde hissetmiştim.

"Boşver benimkini sıkarsın bu koku sana yakışıyor." Demişti.

Yanaklarıma anında kan toplanırken "ne ara anladın ya?" Diye sormuştum. Gülüp "mutfağa girdiğin an anladım, fakat başta benim parfümüm mü arafta kaldım çünkü senin kokun ve parfüm karışınca farklı bir koku ortaya çıkmıştı."

Onu dikkatle dinlerken farklı kokudan kastının kötü koku olup olmadığını anlamadığım için "farklı koku derken neyden bahsediyorsun, kötü mü kokuyorum?" Demiştim.

Başını iki yanına sallayıp "hayır, aksine yasaklanacak derecede güzel bir koku ortaya çıkmış." Demişti.

O an, gerçekten o an şoför bile nefes almamıştı. Hepimizin üstüne derin bir sessizlik çökmüş Atillayla birbirimize bakakalmıştık. Sanki o da dediğine inanamamış gibi bana bakarken bende ondan böyle bir iltifat almayı beklemediğim için bakakalmıştım.

Atilla'nın o sözünden sonra ikimizde konuşmama kararı almış gibi susmuş ve hava alanına gelene kadar konuşmamıştık.

Hava alanına geldiğimizde bizi bekleyen görevliler valizlerimizi almış bizi uçağa yönlendirmişti.

İkimiz için özel hazırlanan yere geçtiğimizde Atilla "aslında kendimize ait uçağımız var fakat Arda'nın işi olduğu için o almış." Demişti.

"Benim için problem yok, ama özel uçağımızın olması beni heyecanlandırdı. Onunla da bir yerlere gitmek isterim." Demiştim.

Dediğime gülerken "tabi." Demişti.

Açıkçası Atilla'nın bu hallerini ilk defa görüyordum ve itiraf edecek olursam bu halleri fazla tatlıydı.

Yolculuğun başladığı an uykum geldiği için kafamı koltuğa yaslamış ve uyumaya başlamıştım. Fakat kafam bir türlü rahat edemediği için uyuyamıyordum.

Ofladığımda Atilla "istersen kafanı omzuma yasla." Demişti.

O an ciddi mi diye suratına bakarken ciddi olduğunu anlayınca başımı omzuna yaslamıştım.

Kafam bu sefer rahat edince gözlerimi kapatıp 3 saat 45 dakikalık yolculuğun tamamında uyumayı planlamıştım.

Ve planladığım gibi uyumuştum da, kafamın üstündeki kafayla.

TAKAS | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin