30

103 10 2
                                    

arkadaşlar merhabalar

galiba çokkk uzun bi ara oldu eski bölümler kadar okunmayacak biliyorum sizleri yarı yolda bıraktığım için de üzgünüm kendimi yazma mecburiyetinde hissetiğim son 3 4 bölümde çok boş yaptığım için yazma isteğim kaçttı ve sın bölümlere herkes alıştığı için silmek istemedim ve zorunlu yazdığım için devam ettiremedim

ama içimde bi yazma isteği doğdu 😄
sizi çok beklettiğim için özür dilerim eksiklerimi maruz görün kurgudaki ufak detayları çok hatırlayamıyorum ama bir şeyler çıkartmaya çalışacağım

İYİ OKUMALAR...

...

herkes güle eğlene güzel bir kahvaltı yapmıştı. uzun zaman sonra herkes gülüyordu masada.

"Evet çocuklar, biraz zor bir dönemdeyiz ama her şeyin üstesinden gelinir. Bu tatili güzel değerlendirelim ve sorunsuz sakin ve mutlu bir iki ay geçirelim."

herkes chanın dediği ile gülümsemiş ve onu alkışlamıştı.

chan aslında herkesten uzak olmak ve başını dinlemek istemişti ama ne jeongin'i ne de diğer üyeleri bırakamazdı. bırakamıyordu da.

hepsi güle eğlene yemeklerini yiyip kalkmış ve kiralık evlerine dönmüştü.

"Şimdi akşam sizi güzel bir mekana götüreceğim iki araba kiraladım burda doya doya eğleneceğiz ama ben akşama kadar açıkcası uyumak istiyorum çok yorgunum. Buradayken bol boll uyumak istiyorum."

Seungmin kendini hyungunun yanına atmış ve sıkıca sarılmıştı.

"Ben dee hiçbir şey düşünmeden sadece yatmak ve mışıl mışıl uyumak istiyorum. Dinlenmeye geldik öyle değil mi?"

Seungmin ona kızgın bakan sevgilisine gülmüş ve hyungundan ayrılıp hyunjin'in yanında bulmuştu kendini.

"O zaman benn odama gidiyorum ve hiçbir güç beni o odadan çıkarmıyor. Hepinize iyi günler dilerim ve tabii ki Lee Minho kaçar..."

Herkes arkasından ona gülerken teker teker odalarına dağılmıştı.

Üst kattaki çiftler huzurlu bir şekilde uykularına dalmıştı ama alt kattaki dörtlü ne uyuyabiliyor ne de rahat olabiliyordu.

Minho ve Jisung'un odasında gerginlik hakimdi.

Minho yatağında uzanmış uyumaya çalışırken Jisung gergin bir şekilde yatakta oturuyor sadece yeri izliyordu.

Onun gergin mırıltılarını duymazdan gelemeyen Minho derin bi nefes verip ayağa kalktı.

"Neyin var Jisung. Beni de uyutmuyorsun." demişti biraz alay ederek.

Ama o ciddiye almıştı.

"Kusura bakma Hyung gidiyorum." tam kalkacağı sırada Minho onu turmuştu.

"Hey dur şakaydı gitme." demişti ama jisung değişik duyguları yüzünden yanlış anlamaya çok müsaitti.

Kolunu sertçe çekip minhonun yüzüne bile bakamazken konuştu.

"Bende gerçekten hoşlanıyor musun? Hala..."

Minho birkaç adım geri gitti.

Sustu öylece cevap veremiyordu bu duruma.

"Ben konuşmak istemiyorum bunları jisung. buraya dinlenmeye geldim bunlarla kafamı yormaya değil."

Minho geri yatağına yatacakken Jisungun ağlayan titrek sesi onu durdurmuştu.

"En azından git ve o allahın cezası arkadaşınla konuş. De sevmiyorum de yalan söyle bir şey yap ben de yoruldum çünkü artık."

Minho derin bi iç çekti ve yanını göstererek Jisungun oturmasını istedi.

"Bak Ji sana beslediğim duygular öyle bir an önce atıp kurtulacağım gibi duygular değil. sadece deniyorum ve bana lütfen zaman ver zaman her şeyin ilacıdır. Söz veriyorum bu tatil bitmeden tekrardan yan odaya taşınacaksın ve o dağ ayısıyla olan ilişkiniz düzene girecek. Ben sizin için her şeyi yapmaya her şeyden vaz geçmeye hazırım. Bu 7 aptal çocuk için gerekirse canımı bile veririm sadece zaman ama olur mu? Hadi sen biraz dinlen. Uyu ben de hava alayım."

Minho Jisung'u ağlarken bırakmak istememişti ama yanında çok iyi olabileceğini düşünmüyordu. En iyi yalnız bırakmaktı.

...

"Changbin Hyung."

"Efendim Lix."

Felix gülerek yanına gitmiş ve ikisini de yere oturtmuştu.

"Bak şimdi Jisung onunla küs olduğumu sanıyor. Onunla küs değilim ama birazcık oynayacağım sadece."

"Peki benden ne istiyorsun tam olarak." dedi kaşlarını çatarak.

"Hyung Jisung'u oyalama."

Changbinin kaşları daha da çatılmıştı.

"Neyden bahsetiyorsun Lix."

Felix'in gülen yüzü düşmüştü.

"Bak bu Minho hyung ile olan olaydan sonra daha yakınlaştınız ama sadece lafta sen ondan uzaklaşıyorsun gün geçtikçe. Bak ben onu kandırsam kızdırsam birkaç gün sonra unutacak kafasına bile takmayacak. ama sen ne dersen de hiç unutmuyor iki yıl önce söylediğin bir şeyi bile hala düşünüyor neden yaptım ki diye kızıyor kendine. Mesela oda mevzusunda istemeyerek geldim ben buraya asla senden rahatsız olduğum için değil yanlış anlama. İkinizi bu halde görmek istemediğimden."

Changbin dudaklarını birbirine bastırıp başını sallamıştı. "Bunu akşam düşünürüz olur mu Lix ben şimdi sadece uyumak istiyorum."

Felix ayağa kalkıp başını salladı.

"Olur Hyung ama lütfen duygularından kaçma sen kaçarsan Jisung yakalayamaz çünkü."

Changbin gülümsemiş ve başını sallamış yatağa atmıştı kendini. Felix ise kapıya doğru ilerleyip odadan çıkmıştı.

Ne yapacağını düşünürken havuz kenarına gitmek çok güzel bi seçenek gibi gelmiş ve büyük kapıya doğru ilerlemişti.

stor perdenin arasından havuza bakmak istemişti fakat havuzun başında oturan ve ayaklarını suda bekleten Minho onu düşündürmüştü.

Gitmeli miydi? Yoksa onu yalnız mı bırakmalıydı? 

...

düzeltmeden atacağım hata varsa görmezden gelin düzeltmek istersem silerim çünkü

neyse canlarım iyi okumalar sizleri beklettiğim için özür dilerim umarım sizi tatmin edebilirim

bu arada hyunmin #1 de görünce yazma isteğim aşırı derecede arttı bilmenizi isterim 😉

bol yorum oy ve okuma listede sıralamayı belirleyen faktörlerden biri

conflict/hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin