22

619 67 32
                                    

İkili ayrıldığında ortamda garip bir hava oluşmuştu.

"Ben, ıhım." Minho bir şey demeden tekrar yerine oturmuştu.

Eline aldığı şişeyi çevirirken ortam gerilmişti.

Felix'in içi yanarken changbin fazlası ile sinirliydi.

Şişe felix durdu.

"Ihım felix sevdiğin kişiyi ara ve ona onu sevdiğini söyle."

Felix ağalamaklı tavrını bozmadan cebindeki telefonu çıkarmış ve intikam almak istercesine numarayı girmişti.

İçeride bir telefon çaldığında gözler çalan telefonu arıyordu.

Tanıdık gelen melodi ile minho ayağa kalkıp komidinin üzerindeki telefonu almıştı.

"Ahh, bir an korktum ben değilim."

O an akıllarda diğer kişinin telefonu vardı.

"Bir dakika ben." Hızlıca ayağa kalkıp telefonunu almıştı.

"Felix sen... Beni mi seviyorsun."

Felix pişmanlık, yalan söyleme ve kırgınlığın verdiği birikmişlik ile ağlamaya başlamıştı.

"Aman tanrım felix bugün bahsettiğin kişi changbin miydi?" dedi minho şaşkınca.

Felix titrek bir nefes verip ayağa kalktı üzgünüm diyebilmişti sadece.

"Bir dakika sen changbin'i mi seviyorsun bu imkansız sen bana yalan mı söyledin felix!?"

Jisung sinirlenip bağırdığında felix tok ve kalın sesiyle konuşmuştu.

"Üzgünüm sana yalan söyledim ama az önce anladım ki sevdiğin kişi umrunda bile değil başkaları ile öpüşebiliyorsun."

Changbin be minho ikilinin ortasında kalmıştı.

"Bir dakika ne siktir- Felix özür dilerim."

Jisung özür dilemişti ard arda ama felix ağlayarak yere çökmüştü.

"Bir dakika ne sen niye benimle öpüşmesine taktın ki sen changbin'i seviyorsun changbin jisung'u seviyor ben jisung'u seviyorum Felix changbin- ahh."

Minho ortamı daha da bozmuştu.

"Bir dakika sen beni mi seviyorsun." diye çıkıştı  birden jisung minho'ya.

"Ben özür dilerim jisung."

Felix birden bağırıp ayağa kalktı.

"Ahh, özür dilerim changbin hyung ben yalan söyledim. Minho sen tam bir aptalsın. Gerçekten mi? Seni sevdiğimi anlayamayacak kadar aptalsın ve şimdi jisung'u sevdiğini mi söylüyorsun. Sen-"

Odasına doğru koşarak gittiğinde seungmin ve jisung arkasından gitmişti.

"Felix iyi misin ben gerçekten çok özür dilerim." dedi jisung.

"Sana kızgınım jisung ama seni suçlayamam. Senin hiçbir suçun yok. Senin changbin hyung'a olan duygularını bilmesine rağmen az önceki hareketi yapması, lanet olsun."

"Benim aklım bulandı minho jisung'a mı aşıkmış. Aman tanrım!" dedi seungmin birden. İçeri gitti ve elinde kimin olduğunu bile bilmediği bir telefonla geri döndü.

Telefonu zar zor açtığında felix'in olduğunu anladılar.

"Ne yapıyorsun seungmin." dedi felix gayet sakindi ama seungmin için aynısı söylenemezdi.

"Bakın." dedi ikilinin ortasına oturup Felix telefon ekranında yazan yazıya baktı.

"Minsung mu?" dedi ikili aynı anda.

Seungmin başını sallayıp onayladı.

Birkaç video izletti ardından konuştu.

"Bakın hep jisung kaçsa bile minho hyung ona yaklaşıyor. Ben bir gün hyunjin'e minho hyung'un jisung'a karşı olan bakışlarından etkilendiğimi hatta tanımasam aşık olduğunu yani bu tarz bir şey söylemiştim."

İkili şaşkınca birbirine bakmıştı.

"Beni lütfen yalnız bırakır mısınız. Lütfen yalnız kalmak istiyorum."

İkili içeri gittiğinde herkesin bıraktıkları gibi olduğunu gördüler.

Changbin ikiliyi gördüğü anda yağa kalkmıştı. Jisung'un yanına giderken minho da ayağa kalkıp changbin'den önce jisung'un elini tutmuştu.

"Jisung ben gerçekten çok özür dilerim. Ben böyle olsun istememiştim."

Changbin büyüğüne saygısızlık yapmak istemiyordu ama birleşik elleri gördükçe sinirlenmişti.

Jisung'u sertçe kolundan tutup kendine çekmişti.

"Hyung seni kırmak ya da saygısızlık yapmak istemiyorum ama tek bir şey söyleyeceğim. Bilmeden felix'e kendini unutmasını söylemiştin. Ben bunu sana bilerek söylüyorum... Jisung'u unut. Belki felix unutmana yardımcı olabilir onu da daha fazla üzme."

Kimsenin bir şey söylemesini beklemeden jisung'u da alıp odalarına yönelmişti.

Odaya girer girmez jisung'u bıraktı.

"Bak beni iyi dinle. Evet düşünüyorum hâlâ düşünmeye devam edicem. Bak seni seviyorum bu gayet belli jisung ama çocukça tavırların ve saçma hareketlerin beni sevip sevmediğin konusunda hep şüphelendiriyor. Ben hep emindim kendimden emin olmadığım tek bir şey var o da sensin."

"Hyung ben seni seviyorum. Kimse üzülsün kırılsın canı yansın istemiyorum ama kendime engel olamıyorum. Bana lütfen bir şans ver eğer vermeyeceksen de açık açık söyle ben çünkü çok yoruldum artık."

Jisung ağlamıyordu ama üzüntüsü çok fazla belli oluyordu.

Changbin jisung'a yaklaşıp aralarındaki mesafeyi kapatmış ve özlediği dudaklara kapanmıştı.

Jisung şaşkınlık ve mutluluğun verdiği hissiyat ile tepki verememişti. Karşılık da veremiyordu.

Changbin ayrılıp son sözlerini söylemişti. "Tamam deneyelim eninde sonunda olmayacak mıydı bu?"

Jisung mutlulukla başını salladı gözünden akan yaşlara engel olamıyordu.

Changbin tekrar dudakları birleştirmişti.

beğenmedim istediğim gibi olmadı geçiş bölümü sayın vallaha 1000 kelimenin altında çok nadir yazdım kaç bölümdür yazdıkça yazıyom maşallah

conflict/hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin