7

1K 92 57
                                    

Seungmin kapıyı çaldıktan sonra beklemeye başladı. Kapıyı açılmayınca tekrar çaldı ve seslendi.

"Açar mısın kapıyı?"

Bir süre daha bekledikten sonra bu sefer biraz daha sert vurdu kapıya.

"Açıcak mısın şu kapıyı hyunjin?"

Bu sefer kapı açılmıştı. Hyunjin kapıyı açıp yüzüne bile bakmadan yatağına yatmıştı tekrardan.

Seungmin de kendine birkaç parça kıyafet alarak banyoya girmiş ve güzel bir duş almıştı.

Çıktığında hyunjin'e bir göz atıp tekrar masasına oturmuş ve saçlarını kurutmaya başlamıştı.

Hyunjin rahatsız olmasın diye fön makinası çalıştırmamış havluyla güzelce kurutup yatağının kenarına asmıştı.

Ardından bugün ingilizce dersinde yapması gerek çalışmaları yapmış ardından yarım saatlik ders çalışma serüvenini bitirip, biraz kitap okumaya başlamıştı.

Telefonu çalınca kitabı bırakıp cebindeki telefonu çıkarmıştı.

"Efendim hyung?"

"Ah evet teşekkür ederim, gerçekten çok eğlendim ve güzel vakit geçirdim. Tekrarlayalım bir gün kesinlikle."

"Gerçekten mi? Başarılar dilerim umarım yapabilirsin sana güveniyorum ben."

"Tamam sana da iyi geceler. Görüşürüz. Bol şans."

Telefonu kapatmış ve ardından gülerek belini rahatlatmak için sağa sola dönmüştü. Kendini izleyen hyunjin'i fark ettiğinde dona kaldı.

"Sen beni mi izliyorsun?"

Hyunjin hiç ses çıkarmadan sadece başını sallamıştı.

Seungmin kaşlarını çatıp kollarını iki yana açıp indirmişti.

"Ben seni anlamıyorum ne değişik bir insansın ya, önce bağırıp çağırıyorsun, hakaret ediyorsun, sonrada hiçbir şey olmamış gibi beni mi izliyorsun?"

"Bileğin çok acıyor mu?" Demişti ağlak sesi ile hyunjin.

"Ne? Yani hayır, çok değil."

Seungmin çatık kaşları ile hyunjin'e bakarken o kalkmış ve odadan çıkmıştı. Seungmin onun peşinden giderken salondaki üyeler olay çıkmaması için dua ediyordu.

Hyunjin ile birlikte mutfağa girmişti seungmin, çekmecelerde bir şeyler arıyordu.

"Ne yani bir şey demeden sadece çekip gidiyor musun? Cidden çok denge-"

Hyunjin morarmış kolundan çekerek seungmin'i kendine yaklaştırmıştı. Yelerini değiştirip onu mutfak tezgahına yaklaştırıp tezgaha koyduğu kremi almak için eğildi.

Seungmin ile yüzleri yakınlaşınca seungmin kafasını çevirdi. Hyunjin ise ondan gözlerini çekmeden kremi almış ve kapağını açıp seungmin'in bileğine sürmeye başlamıştı ama seungmin homurdanıyordu.

"Neden bir şey söylemiyorsun bırak kolumu ben de yapabilirim, çekil, kime diyorum ya pışt baksana bana."

"Sus biraz." hyunjin'in net ve kararlı çıkan sesi ile susmuştu.

Ne kadar sinirlense de o da kavga etmek istemiyordu.

Seungmin'i bileğini ufakça sardıktan sonra hyunjin ellerini tezgahın iki yanına sabitleyip kafasını seungmin'in omzuna yaslamıştı.

"Ne yapıyorsun hyunjin?" hyunjin burnunu çekmiş ve kafasını daha da çok boynuna yaklaştırmıştı.

"Huylanıyorum çekil." Tam bir eliyle omzunu itecekti ki hyunjin elini tutup indirmiş ve kafasını kaldırmıştı.

"Sadece bir kere, bir şey yapmak istiyorum bir seferlik, müsade et sadece, bir şey söyleme, bir şey yapma, sadece bana bırak."

Seungmin ne olduğunu anlamasada yalvaran gözlerle bakan hyunjin'e başını sallamış ve onaylamıştı.

bölümü yazarken aşırı sıkıldım o yüzden bunu da bölüyorum bu da 950 kelimeydi 450 500 böldüm geçiş sayın biraz da değişiklik olur cidden sıkıldım ben bilerek de ekşınlı yerde kestim merak edin PUAĞAĞAĞAHAHA

ve tam da şu an karar verdim burdan sonra bırakıyorum hahahaha normalde ilk 10 bölümü atacaktım ama hehe merak edin ağağğahah zaten 15 bölüm yazdım bile bölümleri ne kadar sıklıkla atarım belli olmaz ama haftada 2 bölüm gelirr bölüm yazdıkça atarım bıraya da

şöyle de bir şey var bölüm kısa olunca bölüm kısa olmuş diye kızıyorsunuz bölüm uzun veya normal uzunlukta olunca da bölümler neden bitti diye kızıyorsunuz.

ben anlamamak

conflict/hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin