Bazı seçimler vardır sizin elinizde olmaz ki bu seçimlerin baş kahramanı olsanız bile. Bu yüzden girdiğiniz bu zorunlu yolculuktan çıkmak girmekten daha zordur. Benim içinde durum aynen böyleydi. Ben bana seçilen kaderin dışına çıkamayacağıma o kadar emindim ki olduğu gibi kabul etmeye başlamıştım. Oysa bu yolda yalnız olmadığımı , bu yaşamın sadece bana dayatılmadığını yaşadığım olayların ışığında daha yeni yeni idrak edebiliyordum. Dünya üzerinde Ruh-u Revanlar olduğunu ve benim gibi zorluklarla mücadele ettiklerini biliyordum. Ama limanlar ya da diğer adıyla kalkanlar olduğunu düşünmemiştim bile. İşte bu günlerde yaşadıklarımla ne kadar cahil zihniyetli olduğumu fark ediyordum. Karşıma çıkan her yeni müttefiklerim ile bu savaşta yalnız olmadığımı bilmek beni rahatlatırken Şehzade'nin hayatımdan çıkışı ile eğitimimi tamamen geride bıraktığım gerçeği de yüzüme bir tokat gibi vurmuştu.
Muhsin baba ile odadan çıkarken karşı duvara yaslanmış ve gözlerini bana diken genç kız ile duraksadım. Al al yanakları , ufacık boyu, yandan iki örülmüş saçları, badem rengi iri gözleri, yüzünde sevecen bir gülümsemesi ile bana gözlerini dikmiş bakan kızın kim olduğunu az çok tahmin ediyordum. Ben duraksadığımda Muhsin babanın sesi diğerlerinin de duraksamasını sağladı.
" Adı Elif, benim kız kardeşim. Elif bu da genç Ruh-u Revan Yaman."
Bu kısa tanıtımı yaparken sanki yaşayan biri yanındaymış gibi sakin hareketleri kaşlarımı havalandırdı. Elif gülümsemesini genişletirken sakin ama tatlı bir tonla:
" Çok yakışıklıymış abi. Senin aksine." dediğinde Muhsin baba çatık kaşlarını Elif'e döndürüp bir ya sabır çekti. Elif bu hareketi ile ortama koca bir kahkaha patlattığında yüzümde ince bir tebessüm oluştu. Bu tanışma faslının bitimiyle sakince odayı terk edip aşağı kattaki yemek salonuna geçtik. Elif odaya geçene kadar Muhsin baba ile uğraşırken aklımda bu kadar hayat enerjisi ile dolu birinin hayatını nasıl yatağa mahkum geçirdiği sorusu oluştu. Masaya oturduğumuzda Muhsin baba bana döndü.
" Elif , yatağa mahkum olduğunda çok küçüktü. Bu yüzden yaramaz ruhu ve doğuştan şaman olan yapısı ile çok küçük yaşta bedeninden ayrılıp etrafta dolaşmayı öğrendi. İlk başlarda bedenine geri dönüşleri sancılı olsa da sonrasında ruhunu dinginleyip bu işlemi kolaylaştıracak yollar buldu. Zamanı gelmeyen kimse ışığı göremez bunu pek çok defa gördüm. Elif'inde zamanı daha gelmediği için ruhunun devam edeceği yolculuğun kapısı daha açılmadı."
Bu arada Elif masadaki insanların etrafında dolaşıp arada durup yüzlerini inceliyordu. Çimen hatunun yanında durduğunda gülümsedi.
" Bak şimdi sen bu kızı öldürürsen ben onun yerini alabilirim . Ama kural nettir, bu kızın ölümü bedenine onarılamayacak bir hasar vermemeli. Yani beyin ölümü tamam beden ölümü olmaz."
Elif bakışlarını bana çevirdiğinde onu dinleyip dinlemediğimi kontrol ettiğini anlamıştım. Bakışına hafif bir baş hareketi ile davam etmesi sinyalini verdiğimde gülümsedi. Masada konuşmalar devam etse de benim dikkatim Elif'teydi.
" Yaşayan bir bedene giremezsin. Ruhların potansiyellerini tahmin etmek zordur. Hadi girdin diyelim eninde sonunda bedenden zamanı gelmeden çıkaramayacağın ruh senin ruhunuda tüketir. Çoğu zaman yaşayan kişinin enerjisi bedene girişi engeller. Ama onun üstüne yapışırsın, bu sayede hem enerjisini kullanırsın hem de eğer gücün yetiyorsa onu manipule edersin."
Elif durup gülümsediğinde Muhsin baba konuşmasını bölüp bize katıldı.
" Ama sadece bu manipülasyon için bile fazlası ile bir güç gerekir. Bunu yapabilmek için özel olarak eğitim almak ve derin bir konsantrasyon lazımdır. Bazı şamanlar bunu uzaktan ruhsal bağlantı ile de yapabilirler ama o da uzun ve eziyetli bir meditasyon eğitimi gerektirir değil mi Şehzade?"
Baş ucumda durup konuşulanlara hiç katılmayan Şehzade'ye baktığımda başını öne eğmiş, yüzünde pişman bir ifade vardı.
" Evet Muhsin hocam."
Bakışlarım tekrar Elif'i bulduğunda muzip bir tebessüm ile Şehzade'ye baktı. Bir anda kaybolup yanımda belirdiğinde eli Şehzade'nin omzundaydı.
" Keşke yardım isteseydin güzel oğlan. O kadar uzaktan seni duymamızı mı bekledin yoksa?"
Sorusu ile kaşlarımı çattığımda ifademin nedeni öfke değil meraktı. Zira bu kadar güçlü bir ikilinin Şehzade'ye bu kadar değer verirken neden bir şeyler yapmadığını düşünüyordum. Cevabımı ise Muhsin baba vermişti.
" Biz Şehzade sıkıntı yaşadığında Elif'in tedavisi için Amerika'da bulunuyorduk. Bir kara şaman mesafeler farketmeksizin yardım isterse duyarız ama o mesafeden yaşadıklarını ne kadar bağımız sıkı olursa olsun hissetmemiz zordur. Üstelik Elif için sıkıntılı ve zor bir süreçte tedavi görürken düşüncelerimizi sadece onun hastalığı doldururken Şehzade'yi hissetmemiz imkansızdı. Tedaviye gittiğimizde Adem bizi arayıp durumu anlattı. Ama dönmemiz mümkün olmadığı için geçici bir süreliğine onu hastaneye yatırmasını ve göz kulak olmasını istedik. Salak çocuk sözlerimin sadece yarısını anlamış., sonuç ortada. Ama şimdi bunları bir kenara bırakalım zira elimizde Yılmaz gibi bir sorun var. Gitmeden bir hakkın şu işi temizleyelim de rahat gidelim."
Muhsin babanın sözlerinin sonunda içimi kaplayan korku ile derin bir iç çektim. O sırada elimin üzerinde hissettiğim iri el ile yana döndüğümde tüm sesler kaybolmuştu. Gözleri gözlerime bakarken sert yüzünde şefkat vardı.
" Merak etme ben yanındayım. Sana bir şey olmasına izin vermem."
Ne zaman bu kadar yakın ve güven verici olmuştu bilmiyorum ama Yaser'in varlığını yanımda hissetmek içimi rahatlatıyordu. Yaser sert kabuğunun değer verdiklerini kanatlarının altında tutup korumaya çalışan yapıda biriydi. Bunu zaten ilk gün kardeşi için konuştuğumuzda anlamıştım. Şimdi de benim için inanmadığı halde olayların içine girip destek vermesi kalbimin ona karşı kilitlerini açmasına neden oluyordu. Bu arada Muhsin babanın bize hitaben konuşması ile ikimizinde bakışları masanın diğer ucuna yöneldi.
" Yaman oğlum zaten limanın olmadan bu yola çıkman çok tehlikeli olur. Zira geri dönerken de savaşırken de ona ihtiyacın olacak. Ben Elif için bir kılavuz iken karım da benim için bu misyonu yüklenmişti."
Aslında nasıl bu kadar yakın olduklarını anlamakta zorlanıyordum. Zira şu bir saatte Elif'in çocuk ruhu ve hareketli yapısı beni yormayı başarmışken onların nasıl bu kadar uzun süre birlikte kalabildikleri benim için muammaydı.
Bakışlarım Muhsin babayı bulduğunda gülümsedi.
" Biz karım ile aynı mahalleden arkadaş çocuklarıydık. Elif , ben ve karım beraber büyüdük. Karım küçüklükten beridir bizi bildiği için görmemesine rağmen bize inanıp arkamızda olmuştu. Zaman geçtikçe gördükleri ve yaşadıkları bize olan inancını artırırken, zor zamanlarımızda en büyük destekçimiz olup hayatımıza anlam katmıştı. Hatta son yolculuğunda karıma Elif eşlik etmişti, zira artık bedenimden rahat çıksam da geri dönüşüm limanım olmadığı için zor oluyor."
Başımı sakince eğdim. Parmaklarımı saklayan eller odaya odaklanmamı kolaylaştırmıştı. Açıkçası ruhla etraftayken yaşayanlara odaklanmak fazlasıyla zordu. Yavaş yavaş elimin üstünü okşayan iri parmaklar yüzüme bir tebessüm , kalbime bir sıcaklık doldururken Atakan'ın sözleri ile dikkatimi masaya verdim.
" Muhsin baba, bu ritüel nasıl ve ne zaman olacak?"
Muhsin baba dudağının kenarı ile gülümserken aklında bir şeyler olduğu çok belliydi.
"Yarından itibaren üç gün dolunay olacak, İşte bizim ihtiyacımız olan fırsat o zaman gelmiş olacak. Şimdi Adem ile bir liste hazırladık yarın akşama kadar hem bu listeyi tamamlayın hem de biraz gücünüzü toplayın. Yarından sonra üç koca zorlu gecemiz olacak."
Anında bakışlarını Yaser'e dödürerek:
" Sende delikanlı işlerini ayarla sana çok ihtiyacımız var." dedi ve yemeğine geri döndü. Bakışlarım Yaser ile buluştuğunda gülümseyerek:
" Başlayalım bakalım" dedikten sonra tuttuğu elimi dudaklarına götürüp öptüğünde kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Bir şeyler değişmiş ve ben görmediğim bir yola doğru adım atmıştım. Yaser'e güvenmek istiyordum ve umarım bu isteğim hüsranla sonuçlanmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH-U REVAN
FantasíaO ne bir şaman ne de bir büyücü. O bu dünyadan gidemeyen ruhlara kılavuzluk eden bir ruh gören. Yaman Kırcı İstanbul üniversitesinde Türk tarihi dersi veren bir doçent olsa da asıl görevi gidemeyen ruhlara yardımcı olmak. Yakup Yaser Tezman, Yahudi...