26. Bölüm: Düzen

53 13 30
                                    

Soğuk bir pazartesi sabahı Junghwan, sedyede sırt üstü bir şekilde uzanıyordu hastane odasında. İlaçlarını düzenli bir şekilde almasına, kendini fazla yormamaya özen göstermesine rağmen baş ağrıları ve tansiyon düşüklüğü epey artış göstermişti. Dün sabaha karşı su içmek için yataktan kalktığı an yere yığılmıştı ve Jeongwoo'nun anlattığına göre o esnada koridordan geçen temizlikçi, sesini duyup yetişmişti.

Neyse ki başını sert vurmamıştı, bir darbe alsaydı, doktor durumun iyi yerlere gitmeyeceğini söylemişti.

Yurdun bahçesinde Junghwan'ın ambulansa bindirildiğini gören çoğu arkadaşı onu ziyarete gelmişlerdi. Hiçbirine hastalığından söz etmemeye özen gösteriyordu.

Arkadaşları onu ziyarete geldikçe içi daralıyordu. Seul'de tek başına, hastanelerde ölümcül bir hastalığın pençesindeyken ailesi ondan kilometrelerce uzaktaydı ve hastanede öylece yattığından habersizdi. Tek başına pek çok şeyin üstesinden gelmek zorundaydı, hastalığından kimseye söz etmemeye kararlıydı.

Bazen telefonu alıp ailesine her şeyi anlatmak, biraz anne ilgisi görmek istiyordu ama hastalığı ortaya çıkarsa pek çok şeyden vazgeçmek zorunda kalacaktı. Yarışmaya katılamayacaktı, yurttaki arkadaşlarına veda edip evde ya da hastanede kalmaya mecbur bırakılacaktı, hatta belki okula bile gitmesine izin verilmeyecekti.

Ama onu en çok üzen şey, Doyoung'un henüz gelmemiş olmasıydı. Hastanede kolunda serumla, halsiz bir şekilde yatarken sevgilisi şu an ne yapıyordu? Sabah altı, uyuyordu muhtemelen. Saat yedi, yeni kalkmıştı herhalde. Saat sekiz, Asahi'yi okula bırakmıştır. Saat dokuz, muhtemelen işi vardı. Saat on? On bir? On iki?..

Yelkovan ve akrep bire yaklaşıyordu ve sevgilisi hâlâ ortada yoktu. Bir süre sonra Junghwan iyice sıkıldı ve umudu kesip yanı başında ona refakat eden arkadaşı, Jeongwoo'ya baktı.

"Ona haber verdiniz mi?"

"Doyoung mu? Telefonlarımızı açmıyor."

"Nasıl? Ulaşılamıyor mu açmıyor mu?"

"Açmıyor."

Junghwan başını hafifçe salladı ve boş boş tavanı izlemeye devam etti. Muhtemelen meşguldü, yoksa Doyoung onu asla ihmal etmezdi...

"Sen ararsan açar belki?" diye bir öneride bulundu Jeongwoo.

"Hiçbir şey yapmak istemiyorum." dedi Junghwan ve gözlerini kapattı. "Dinlenmek istiyorum."

Derken hastane odasının kapısı açıldı ve Doyoung telaşla içeri girdi. "Bebeğim.."
Yanına koşup yüzünü elleri arasına aldı ve endişeyle izledi. "İyi misin?"

"Neredeydin ve nasıl öğrendin?" diye sordu Junghwan.

"İşteydim hayatım." Doyoung, Junghwan'ın elini elleri arasına alıp öptü. "Bir arkadaşın haber verdi bana, duyduğum an koşa koşa geldim."

"Tüm gün seni bekledim."

"Çok üzgünüm... Özür dilerim sevgilim... Daha önce gelmeliydim."

"Ziyanı yok." Junghwan yattığı sedyeden doğruldu ve Doyoung'a sarıldı. Doyoung onu saçlarını okşarken bir yandan da düşünüyordu Junghwan. Doyoung her an yanına biterken neden ihtiyacı olduğu anlarda hemen yanında bitmiyordu?

Çok düşünüyorsun, dedi içinden. Ufak bir problem yaşandı diye hemen içine kurt düşürmüştü. Hem o yokken Jeongwoo onunla ilgilenmişti. Yalnız değildi.

"Doktor durumu ile ilgili ne söyledi?" diye sordu Doyoung. Jeongwoo kollarını göğsünde bağladı. "Yani... Başını sertçe vurmadığı için şanslıymış ve daha çok istirahat etmesi gerekiyormuş. Oysa Hwan hâlâ ağır çalışma programından vazgeçmiyor."

"Junghwan, geri çekilmelisin." dedi Doyoung bitkin bir sesle. "Sağlığın yarışmadan daha önemli."

Junghwan, uzun zaman sonra ilk defa yarışmadan çekilmeyi ciddi ciddi düşünüyordu şu an. Sağlığı iyiye gitmiyordu, keman dersleri, keman yarışması, okulu, dersleri derken bedeni yavaştan istifasını vermeye hazırlanıyordu ve o daha yeni bunun farkına varmıştı. Doyoung'la yaşama fikri hâlâ aklındaydı ama yurttan da gitmek istemiyordu. Kafası epey karışmıştı.

"Ne yapacağımı bilmiyorum..."

Doyoung ona sarılırken Junghwan, Jeongwoo'nun ikisine de endişeli bakışlar attığını fark etti. Arkadaşlarını hâlâ Doyoung'un iyi biri olduğu konusunda ikna etme çabası sürüyordu Hwan'ın.

🎻🎻🎻

"Gel, koluma gir."

Junghwan, bir hafta boyunca Doyoung'un evinde kalabilmek için ailesiyle konuşup yurt yönetmeliğinden izin almıştı. Nedenini sorduklarında hastalığıyla ilgili hiçbir şey söylemedi. Sadece yarışma yüzünden epey stresli olduğunu ve kafa dinlemek için de rahat bir ortama ihtiyacı olduğunu ileri sürmüştü. Tabi keman yarışması ve yarışmacıları tüm şehir tarafından takip edildiği ve tanındığı için de Junghwan ile Asahi ünlü sayılabilirlerdi. Okula giderken ya da okuldan dönerken, ne zaman yurttan çıkarsa hiç tanımadığı görmediği insanlar ona selam veriyorlardı. Bu ünü ve herkesin ona "Başarılı" gözüyle bakması yüzünden bazı yerlerde torpil geçtikleri de su götürmez bir gerçekti.

Junghwan, Doyoung'un onun için hazırlattığı odasında yatağına uzanmış, tavanı seyrediyordu. Doyoung da hemen yanı başında oturmuş, onu seyrediyordu. Kaşlarını hafifçe çatmıştı, belli ki düşünüyordu.

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Junghwan başını ona çevirerek.

"Çalışma programını nasıl hafifletebileceğimizi düşünüyorum."

"Şey... Belki de kısa bir süreliğine, en azından yarışma bitene kadar, keman derslerine ara vermeliyiz, olur mu sence?"

Doyoung bir kaşını kaldırıp ona baktı. "Keman derslerine ara mı vermek istiyorsun?"

"Şimdilik diyelim."

"Benim aklımda daha iyi bir fikir var, Junghwan. Yarışma için hazırlandığın saatleri keman derslerinde hallet. Yani... Bir jüri olarak yapmam doğru olur mu bilmem ama keman derslerinde seni yarışmaya hazırlayayım, ne dersin?"

"Şey, bana uyar."

"Hah, güzel... Ya da bu kadar uğraşacağına yarışmadan çekilsen daha iyi olacak gibi."

"Aylarımı bir hiç uğruna vermiş olmak istemiyorum."

Odanın kapısı çalındı ve uşak elinde bir tepsi ile geldi. Bu sefer bir bardak süt ve bir bardak kahve ile gelmişti. Doyoung, sütü alıp sevgilisine uzattı.

"Sağlıklı şeyler tüketmelisin."

Sonra kahve bardağını alıp bir iki yudum içti. "Hayatını düzene sokmaya başlasak iyi olur."

"Nasıl?" diye sordu Junghwan.

Bölüm sonu

Bir aydan uzun süredir bölüm atmamıştım-
Öhm, neyse... Kitabın sonlarına yaklaşıyoruz final yakın :)
Ve şey, final hiç beklemediğiniz gibi olabilir bu yüzden kendinizi hazırlayın

Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın, Teu-byee!! 💙💙

Hayalperest | TREASURE | DohwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin