Günler su gibi geçiyordu. Zaman, yarışmanın yapılacağı güne çekinmeden yaklaşıyordu ve Junghwan, her ne kadar iyi çalarsa çalsın Asahi kadar iyi bir kemancı olabileceğini düşünmüyordu. İnsanlar onun çok iyi bir kemanist olduğunu sürekli hatırlatsa bile asla yeterli hissetmiyordu kendini.
Ve evet, hastalığı yüzünden hâlâ bir sürü şeyi unutuyordu... Hatta eskisinden daha fazla unutkan olmaya başlamıştı. Doktorun ona yazdığı ilaçlar sanki iyileştirmek yerine daha da beter ediyordu onu...
Öte yandan, Doyoung'un hal tavır ve hareketleri de değişikti. Son günlerde sabırsız ve biraz huysuz gibiydi. Bu halini her ne kadar yansıtmamaya çalışsa da Junghwan fark etmişti, onu yıllardır takip ediyordu ve her ne kadar bir aydan kısa süredir çıkıyor olsalar da sevgilisini iyi tanıyordu. Doyoung'un gizlediği bir şeyler vardı...
Okulda olduğu süre içerisinde de Asahi'ye rastlamıyordu hiç. Onu en son geçen hafta çarşamba günü, resim dersinde görmüştü. Öğretmenin çizmeleri için masanın ortasına koyduğu şişenin ölçüsünü alırken, Asahi ona yaklaşmıştı ve kulağına bir şeyler söylemeye yeltenmişti.
"Bilmen gereken bir şey var..."
Ama tam o anda görevli sınıfa girip konferans salonuna inmeleri gerektiğini söylemişti. O günden beridir Asahi'den haber alamıyordu Junghwan. Onu her ne kadar ararsa arasın ulaşılamıyordu telefonuna ve mesajları da tek tikti. İster istemez arkadaşının başına bir iş gelmiş olabileceğini düşünüyordu.
İşte o büyük yarışmanın yapılacağı gün Junghwan odasında kahvaltıya inmek için hazırlanırken Doyoung kibarca kapıyı tıklattı ve içeri girdi. "Müsait misin?"
O esnada düğmelerini iliklemekle meşgul olan Junghwan, başını salladı. Doyoung gülümsedi ve ona yaklaşıp yakasındaki açık kalmış son üç düğmeyi kapattı. Sonra da parmak uçlarına çıkıp Junghwan'ı öptü.
"Belki de daha fazla süt içmemelisin, boya bak..."
"Doyoung, ben ne zaman yurda döneceğim?"
"Ne demek ne zaman döneceğim?"
"Bir haftadan uzun süredir buradayım..."
"İyi hissetmiyorsun kendini, daha iyi olduğun zaman gidersin."
"Ama arkadaşlarımı özledim..."
Doyoung ona sarıldı. "Bebeğim, sağlığın daha önemli."
Tam bu esnada alt katlardan bir yerde bir takım boğuşma sesleri yükseldi. Doyoung birden geri çekildi ve bir süre sesleri dinledi. Sonra "Sen burada kal." deyip aşağı indi.
Junghwan her ne kadar güvenliği için içeride kalması gerektiğini bilse de seslerin nereden geldiğini merak ediyordu, bir de Doyoung için endişeleniyordu. Odasının kapısı açtı ve başını biraz uzattı.
Hiçbir şey görünmüyordu ama sesler daha anlaşılırdı şimdi.
"Bırak beni İMDAT!"
"Tutun şunu hemen!"
"ADAM ALIKOYUYORSUNUZ! JUNG-"
Bir şeyin çarpma sesi geldi ve seslere bakılırsa birileri yere düşmüştü. Junghwan başını biraz daha uzatıp daha dikkatli dinledi. Doyoung'un sesini duydu.
"Şunu evine geri götürün."
"Efendim... Emin misiniz?"
"Yeteri kadar iş çıkardı başımıza. Ailesi ile konuşacağım."
Konuşmalardan bir şey anlamayan Junghwan yeniden odasına girdi ve yatağına oturdu. Bir anlığına o bağıran kişinin Asahi'nin sesi sanmıştı ama Asahi nasıl bu evde olabilirdi ki? "Saçmalama..." dedi kendi kendine. Düşünürken bir yandan da kulağı kapıdaydı, bir ses duyar umuduyla.
Merdivenlere çıkan ayak seslerini duyduğu anda yine aynanın karşısına geçti ve sandalyeye oturup bekledi. Doyoung içeri girdi. Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da yine anlaşılıyordu. Huzursuzlanmıştı.
"Neydi o?" diye sordu Junghwan. Doyoung iç çekti. "Hırsız... Sürekli bu eve giriyor, nasıl girebildiği konusunda en ufak bir fikrim yok."
"Hep aynı kişi mi?"
"Polise şikayet etmiştim ama o daha çok ailesinden korkuyor, bu yüzden aile daha iyi bir tehdit."
"Anlıyorum."
"Canını sıkma, haydi gel kahvaltı edelim biz."
Kahvaltı ederken de ettikten sonra da Junghwan asla huzurlu hissedemedi veya sakin olamadı. Aylardır çalıştığı yarışmaya gidecekti ve Asahi ortada yoktu... Sahi, o neredeydi?
"Doyoung, Asahi nerede?"
Doyoung onu dinliyora benzemiyordu. Dalgın dalgın arabanın kapısını açtı. Junghwan daha yüksek sesle "Doyoung! Asahi nerede?" diye sordu. Doyoung başını kaldırıp ona baktı. "Ah, o bizden önce çıkmış olmalı... Ailesiyle gitmiştir-"
"Asahi birkaç haftadır telefonlarıma dönmüyor ve okulda da görmüyorum onu. Nerede?"
"Bebeğim, bilmiyorum... Dün annesi ile görüştüm. Asahi'nin yarışma için çok sıkı çalıştığını söyledi."
"Asahi benden kaçmaz..."
"Junghwan... İki yarışmacıdan biri ortada yoksa diğeri yarışacak... Ana yarışmacı sensin şimdi, Asahi değil. Yedek olarak görevini yapmalısın."
Bölüm sonu
Okuduğunuz için teşekkür ederim ♡
Sonraki bölüm final :')
Finalde görüşmek üzere!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalperest | TREASURE | Dohwan
Fiksi Penggemar"Keşke seni de diğer her şey gibi unutabilseydim, hayatımın o büyük boşluğunun bir parçası olmanı dilerdim." ✉⏤͟͟͞͞☆ 𝑯𝒂𝒓𝒖𝒔𝒅𝒊𝒂𝒓𝒚