Selamlar!
Yeni bir kurguyla karşınızdayım <3
Bu seferki kurgumun bölümleri hemen gelmeyebilir çünkü elimde fazla taslak yok ve özenle yazmak istiyorum, bir de sınavlar var😅
Daha fazla uzatmayalım, iyi okumalar!!
"Bugün boş musun?"
"Hayır, kemanımı çalacağım."
"Her gün yapıyorsun zaten bunu."
"Seviyorum çünkü."
So Junghwan oda arkadaşı Park Jeongwoo'yla odasında oturmuş, çoğu kez yaptıkları gibi dışarıda herhangi bir aktivite için buluşma konusunu tartışırken saat henüz on bire geliyordu. Perdelerin arasından sızan gün ışığı, oğlanların odasına çıplak zemine yansırken Junghwan, yatağının yanında duran keman çantasını aldı, enstrümanını çıkardı ve Jeongwoo için kısa, güzel bir parça çaldı. Jeongwoo onu sürekli bu şekilde görse de her seferinde etkilenmekten alıkoyamıyordu kendini.
"Hwan, mükemmel çalıyorsun ama artık biraz farklı şeyler denesek?"
Junghwan kemanını dizlerine yatırdı. Belki de Jeongwoo haklıydı. Kaç gündür yurttan çıktığı yoktu hiç. Aylarını bir buçuk yıldır kaldığı bu öğrenci yurdunda odasına kapanmış bir vaziyette daha ne kadar geçirebilirdi ki?
"Haklısın sanırım... Nereye gitmek istersin?"
"Hah, şöyle... Haruto'ya gidelim mi?"
"Ev dışında bir yere gitmek istediğini sanmıştım."
"Haruto'yla gezelim anlamında dedim."
"Tamam. Parka gidelim o zaman."
"Offf... Klasik... Geçen hafta gittik ya Junghwan. Sen çok sızlanmıştın gitmek için. Doyoung orada diye gitmiştik senin hatrına."
"Gerçekten mi?"
Jeongwoo güldü. "Onu da mı hatırlamıyorsun? Balık hafızalı arkadaşım benim... İnsan hayranı olduğu kemancıyla tanışma anını unutur mu hiç?"
Junghwan bir an Jeongwoo'nun uydurduğunu düşündü. Ünlü, kendi müziğini tutkuyla yaratan Kim Doyoung'la tanışmış olmak, ha?! Böyle bir şey yaşasa ömür boyu unutmazdı.
"Şakayı bırak, Haruto'ya gidecek miyiz?"
Jeongwoo bir an şaşkın görünse de omuz silkti ve yataktan kalkıp hazırlanmaya koyuldu. Aynı şekilde, Junghwan da öyle.
Öğleden sonra saat üç gibi hava her geçen saatte daha da soğurken ikisi arkadaşları Haruto ile her zamanki kafede buluşmuş, sohbet ediyorlardı.
İki saat boyunca bu üçü konuştular, şakalaştılar, güldüler... Oturmaktan sıkılan Haruto "Hey, biraz dolaşalım mı?" diye bir öneride bulundu.
"Olur." dedi Jeongwoo.
Masadan içtikleri kahvelerin hesabını ödemek için kalkarlarken genç bir çocuk Junghwan'a çarptı ve kalçasının üstüne düştü. Düştüğü esna da elindeki kağıtlar uçuşmaya, oraya buraya dağılmaya başlamışlardı.
"Oh- çok üzgünüm! Size çarpmak istememiştim...".
"Ziyanı yok..." Junghwan elini uzattı. Çocuk elini tutup kalktı yerden. "Tanıdık geliyorsun ama... Hey! Sen A sınıfında okuyan çocuk değil misin? Şu yetenekli kemancı çocuk..."
Junghwan kızardı. "Şey... Evet, teşekkürler."
"Woah! Jaehyuk bunu duyduğu zaman çok sevinecek!"
Haruto öksürdü. "Şey, kağıtların..."
Çocuk etrafına baktı ve tüm kağıtlarını toplamaya başladı, diğerleri de ona yardım ettiler. Sonunda tüm kağıtlar toplanınca, Junghwan elindeki son kağıdı verirken yazanlara baktı. Bir... Keman yarışması...
"Keman yarışması mı?"
"Evet." dedi çocuk. "Zaten hepimiz YG Lisesi'ne gidiyoruz. Lisemizde genç kemalistlerin, yani öğrencilerin, yarışabileceği ve yeteneklerini ortaya çıkarabilecekleri bir yarışma düzenleniyor! En iyi çalan iki öğrenciyi, şehirler arası müsabakaya gönderecekler. Bir aksilik olur da kemancılardan biri gelemezse diye yedekte yarışacak gelen ikinci kişi... Sen mutlaka kazanırsın! Adın Junghwan'dı, dimi? Katıl, lütfen katıl! Okulumuzu en iyi sen temsil edebilirsin."
Junghwan yanakları tamamen kızarmış bir şekilde elindeki broşüre baktı. Yazılara şöyle bir göz gezdirirken bir isim gözüne çarptı...
"J... Jürilerden biri Kim Doyoung mu?!" diye sordu hararetle. Jeongwoo omzunun üstünden broşüre baktı. "Dostum bu harika bir şans!"
Ancak her şey Jeongwoo, Haruto ve çarpıştığı çocuğun düşündüğü kadar kolay değildi. Kim Doyoung gelmiş geçmiş en iyi, en yetenekli kemancıydı ve jürilik yaptığı yarışmalarda onu tanıyan herkes bilirdi, oldukça acımasız bir eleştirmendi. Bir eğitici olarak, bir jüri olarak, kendi koçu olarak her şekilde her şeyin en iyisini isterdi. Kısaca onun istediği tip, kemanı kusursuzca çalabilecek, doğuştan yetenekli biriydi.
"Katılacak mısın, Hwan?" diye sordu Haruto. "Bence şansını dene, okulda eline su dökecek başka kimse yok. Rahatça şehirler arası müsabakaya katılırsın!"
"Doyoung çok acımasız bir eleştirmen." dedi çocuk. "Yani, Junghwan çok iyi çalsa bile Doyoung beğenir mi, orası meçhul... Neyse, o broşür sende kalsın Hwan! Zaten katılacak kişilere dağıtıyorum. Ailenle konuş ve Seul'ün temsil et koca oğlan! Sana güvenim tam."
Junghwan biraz endişeyle üçünün de yüzüne baktı. Bunu yapabileceğinden kuşkuluydu. Okullar arası müsabakayı kazansa bile şehirler arası müsabakada kesin elenirdi. Hem de en sevdiği kemanist tarafından... Bu ona ağır gelirdi.
"Ben Yedam bu arada, B sınıfındayım!"
Kendini Yedam diye tanıtan çocuk hızla oradan koşarak uzaklaştı. Junghwan bir elindeki yarışma broşürüne, bir arkadaşlarına baktı.
"Yapacağımdan kuşkuluyum..."
Jeongwoo cesaret verircesine elini arkadaşının omzuna koydu. "Kardeşim, Doyoung en fazla ne kadar ileri gidebilir ki? Geçen gün parkta onunla tanıştığımız zaman oldukça yumuşak bir mizacı vardı. O kadar da acımasız olamaz... En kötü ikinci olursun yarışmada. Bu da bir galibiyettir!"
Haruto dirsek attı Jeongwoo'ya. "Jürilik yaptığı bir yarışmasını izledim ve... Çocuk oldukça acımasız, gerçekten kişiliği ile yarışmada büründüğü ruh çok tezat. Junghwan onun hayranı bir de, karşısına çıktığı an nutku tutulur çocuğun, heyecandan çalamayabilir."
"Aman Haruto! Çok karamsarsın... Hwan istediği her şeyi başarır, dimi Hwan? Katılacaksın, dimi? Eğer katılmazsan ve okulumuzu başka biri temsil ederse seni affetmem! Yap şu işi kardeşim! Başarırsın sen."
"Emin değilim..." Junghwan son bir kez elindeki kağıt parçasına baktı. "Ailemle de görüşmem gerek bu konuyu. Onların fikirleri benim için önemli."
"Eh, sen bilirsin." dedi Haruto. "Katılırsan ve kazanırsan, kaybetsen bile, seni her zaman destekleyeceğim dostum."
Bölüm sonu
Okuduğunuz için teşekkür ederim <3
Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın, Teu-byee!! 💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalperest | TREASURE | Dohwan
Fanfic"Keşke seni de diğer her şey gibi unutabilseydim, hayatımın o büyük boşluğunun bir parçası olmanı dilerdim." ✉⏤͟͟͞͞☆ 𝑯𝒂𝒓𝒖𝒔𝒅𝒊𝒂𝒓𝒚