[Mahenver Sultan'dan]
Harem yönetimini aldığım akşamın ertesi sabahıydı. Güzelce kahvaltı etmiş ardından mavi kumaşın üzerine altın iplerle işlenen kaftanımı giymiştim iki kat tacımı ve yüzüğümü takmıştım. Aygül Hatuna haber etmiş haremdeki bütün Hasekiler çağırmıştım. Tabi gözde cariye Gülizarı unutmamıştım.
"Sultanım bizi buyurmuşsunuz?" Başta duran Nilüfer Haseki merakla bana bakmıştı.
"Evet sizi çağırdım zira haremde bazı usulsüzlükler vardı."
"Usulleri biz mi bozmuşuz Sultanım?" Meyra Sultanın küstahça gülmesi sinirimi bozsada onu duymamazlıktan geldim.
"İlk olarak Meylişaha ve İsmihana daire açılacak."
"Saolun Sultanım."
"Ayrıca hareme yeni gelen hatunlardan himayene seçebilirsin." Nilüfer Haseki gülümsemiş ardından teşekkür mahiyetinde eğilmişti.
"Sonrasında Gülizar Hatun kendi özel dairesini boşaltacak."
"Ne hayır! Bunu yapamazsınız!"
"Kes! Ben ne dersem emirdir derhal daireni boşalt bundan böyle gözde cariye katında kalacaksın himayendeki iki hatunu da emrinden aldım."
"Buna hakkınız yok! Ben Düşes Carlayım. Bir başkası ile dairemi paylaşmam, emirlerinizin Hünkarın kulağına gitmesini istemezsiniz değil mi?"
"Alelade bir cariye için üç evladının anası nikahlı eşini karşısına alacak değil ya?" Sedirimde dikleştim. Elbet Gülizarın ayrı dairesinin olması sorun değildi haremde bol bol daire vardı.
"Vaktiyle kızını karşısına alan eşini de alır elbet." Sınırı zorluyordu, hemde fazlasıyla.
"O halde bu gece gözdeler katında değil zindanda uyuyacaksın. Ağalar alın götürün."
"Ne, hayır!" İki ağa Gülizarın koluna girmiş bir o yana bir bu yana sallaya sallaya dairemden çıkartmıştı.
"Aynı şekilde Gülizar Gözde tacı dışında taç takmasınıda yasaklıyorum." Nilüfer üst üste gelen güzel haberler ile iyice mutlu olmaya başlamıştı. "Varolun Sultanım."
"Âlâ, çekilebilirsiniz." Meyra Sultan hemen arkasını dönüp acele ile daireden çıkmıştı. Nilüfer biraz çekinsede dairede durmaya devam ediyordu. "Sultanım af buyurun lakin siiznle bir mevzu konuşmam icap eder."
"Yaklaş." Nilüfer yerdeki sedire oturunca konuşmaya başladı. "Kızlarım Sultanım, Saliha Sultan geçenlerde daireme geldi onunla ittifak yapmamı kızlarımı onun istediği paşalar ile nikahlamamı istedi."
"Sen ne dedin?"
"İstemedim zaten tahtın Şehzade Orhana kalmayacağı bariz, sizden bir ricam olacak."
"Tabi söyle."
"Ben sizin tarafınızdayım Sultanım, kızlarımı sizin için nikahlayacağım lakin kimse bunu bilmeyecek."
"Gizli bir ittifak istiyorsun. Benim için hava hoş lakin paşayı ben seçeceğim ve itiraz hakkın kati suretle olmayacak."
"Ben, yani kızlarım?"
"Kızların da onaylayacak. Zira benim tarafımda olan paşa bulmak meşakkatli bir iş."
"Tamam Sultanım kabul ediyorum."
"Âlâ sen çekil, kızların dahil hiç kimse bu ittifakı bilmeyecek en yakının bile." Nilüfer Hasekinin çıkmasıyla Aygül Hatun iç daireden çıkmıştı. Yüzü benim gibi gülüyordu. Derin bir iç çekip yerdeki mindere oturdu. "Artık benim devrim başlıyor Aygül."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarayın Yansıması
Ficção HistóricaSarayın Yansıması 1 Sarayın soğuk duvarları arasında solmak istemeyen, seçilmek için her şeyini feda eden, hünkarın gönlünü hoş tutmakla yükümlü olanlarla doludur harem. Kimisi de sessizce unutulur, hatırlanmak isteyenlerse bir diğerlerini alt etme...