[Yaklaşık 6 Ay Sonra]
Sarayda derin bir sessizlik hakimdi. Ağlayan bebekler susmuş cariyeler kendi köşelerine çekilmiş hasekiler ve diğer sultanlar Valide Gülnuş Sultan'ın dairesinde toplanmıştı. Kimse çıt dahi çıkarmıyor Valide Sultanın diyeceklerini bekliyordu. "Hünkar oğlum Sultan Arslan Han'ın yazdığı mektup bugün elime geçti. Seferde yanındaki beylikler ona ihanet etmiş karşı krallığın, Macaristan'ın, yanına geçmiş öyle ki bu durmuda Osmanlı spersiz hale gelmiş. Hünkar oğlum en iyi karar olan ateşkes anlaşmasını imzalamış."
"İyilerdir değil mi Validem?" Gevher Sultan iyice çıkan karnını tutarak endişeyle Gülnuş Sultana dönmüştü. "Arslanım iyidir lakin divan paşası Sıtkı Paşa Hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah taksiratını af eylesin."
"Amin." Nidaları daireyi doldurdu. "Bu ateşkes sonucu yeniçeri ayaklanabileceğini ve tedbir almamızı istedi."
"Validem nasıl olur? Hünkarımız kulları ne hadlerine isyan ederler!"
"Onların istedikleri isyandan bellidir, Arslanımın tahtından edilmesi."
"Aman Allahım." Elini boynuna getirmiş korkuyla kırpıştırdığı gözleri ardından etrafı süzdü. Gözleri yanlış görüyor olmalıydı. Kulakları yanlış duyuyor. Beyni kendisiyle oyun oynuyor olmalıydı. "Her ihtimale karşı Asiye Topkapıda kalacak, bütün Şehzade ve Sultanları yan yana odalarda güvenliği arttırarak duracaksınız."
"Ayrıca sakın rehavete kapılmayın sadece tedbir zaten Arslan Han birkaç güne burada olacak." İzin ile içeri giren Afife Kalfa eğildi.
"Valide Sultanım, emriniz üzere saray kapıları kapandı ayrıca kapılara askerler ve bostancılar getirildi."
"Âlâ Afife Kalfa."
Tedirginliği tüm uzuvlarıyla hissediyordular. Gülnuş Sultan sakindi, fazlasıyla sakin ve tedbirli. Saraydaki tek bir hatunun dahi kanının akmasına karşıydı. Yıllarını bu sarayda geçirmiş biri olarak ileri görüşleri önemliydi.
...
Korkulan olmuştu. Ertesi sabah yeniçeri ağası emrindeki askerleri ile sarayı basmıştı. Bostancılar dirensede babüssade yerine askerler girmişti. Ağızlarında iki cümle vardı.
"Hünkar ile görüşmek isteriz!"
"Valide Sultan ile görüşmek isteriz!"
Sultanlar adalet kulesinden olanları izliyordu. Hünkar hala gelmemişti. İsyan biraz daha sürer ise tüm İstanbula yayılacaktı. "Bir şey yapmam icap eder." Valide Sultan endişeyle kıpırdandı. "Aşağa ineceğim." Asiye Sultan Validesinin kolunu tuttu. "Etmeyin Validem, size acımazlar."
"Aksine Asiye, bir tek bana dokunamazlar zira bu devletin başında daima ben vardım."
"Validem-"
"Afife Kalfa Çelebi paşaya ilet; Valide Sultan Sediri Babüssade önüne çıkarılsın, benimde tülümü kavuğumu getir. Padişaha isyan etmek neymiş görsünler." Afife Kalfa korksada dile getirmedi zira biliyordu Valide Sultan kafasına koyduğunda yapamayacağı şey yoktu.
...
"Destuur Valide Gülnuş Sultan Hazretleri!" Yeniçeri ve Paşalar başları eğip selam durmuştular. Konuşma ve bağırışlar son bulmuştu. Sedirine oturmuştu. Kızgınlığı ve hırsı gözlerinden okunuyordu. Başını kaldırdı zaten yüzündeki tülden sadece gözleri görünüyordu, isyana karşı olan nefreti her türlü belliydi.
"Siz kimsiniz! Ne haddinizedir hünkarımızın emrine karşı çıkıyorsunuz!?" Paşalar bakışırken yeniçeri ağası başı eğik bir adım ileri geldi. "Valide Sultanım biz askeriz savaşmak, yeni yerleri devletimizin himayesine almak isteriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarayın Yansıması
Fiksi SejarahSarayın Yansıması 1 Sarayın soğuk duvarları arasında solmak istemeyen, seçilmek için her şeyini feda eden, hünkarın gönlünü hoş tutmakla yükümlü olanlarla doludur harem. Kimisi de sessizce unutulur, hatırlanmak isteyenlerse bir diğerlerini alt etme...