BÖLÜM 12

175 15 4
                                    

İlayda Efseryan

Oğuz,İzel,Eliz ve benim ayrıdan açtığımız grupta görüntülü arama başlattım. Anında açılırken hepsi başkaları ile konuşuyordu.

"Ekip Liderimiz İlayda Efseryan'ı saygıyla selamlıyorum efenim." dedi Oğuz. Gülümsedim. "Ben sizin lideriniz değilim." dedim.

"Ne için aramıştınız İlayda Hanım?" dedi Eliz. "Oğuz, yalnız mısın?" dedim. Oğuz ayağa kalktı ve yer değiştirdi.

"Evet?" dedi. "Heh! Ben Arel'in o örümcek adam olduğundan şüpheleniyorum." dedim. "Aslında olabilir. Ares abi ve o bizi önden gönderdiler. O kadar acelesi varken bunu yapması mantıksızdı." dedi İzel.

Oğuz güldü. "Ben de başta öyle düşündüm. Ama abim saldırı gecesinin videosunu gösterdi." dedi. "Yani değil mi?" dedim. "Değil." dedi.

Ares abi ona 'Seni dondururum!' demişti sanki. O neydi o zaman?

"Allah aşkına İlayda!? Güçleri olsaydı beni daha erken bulmaları gerekirdi." dedi Oğuz. Yine de şüpheliydim.

"Baskın yapmışlardı ama biz yoktuk! Ya o zaman kalan deneylerden aldılarsa?" dedim. Böyle bir şey yapmışlarsa kesinlikle buna delilik denirdi.

"Almamışlardır. Almış olsalardı onlarında senin gibi pericik olması gerekirdi." dedi Oğuz. Ters ters ona baktım. "Belki yeni deney geliştirdiler ve daha yeni olduğu için almaya vakitleri olmadı Oğuz!? Abilerin onları çalmış olabilir!" dedim.

"Bence sen Arel abimin örümcek adam olmasını istiyorsun. O kişi her kimse seni kurtardı diye." dedi. Şokla ona baktım. "Saçmalık!" dedim.

"Sadece olasılık soruyorum." dedim sonrada. 'He he.' dercesine başını salladı. Göz devirdim. Eliz "Öyleyse de ne fark edecek?" dedi.

"Merak ediyorum Eliz!" dedim. İzel "Boşversene İlayda. Örümcek adam sadece bize yardım eden bir dost." dedi. Bir şeyler biliyorlardı ama söylemedikleri için yapabileceğim bir şey yoktu. Derin bir nefes aldım.

"Tamam..." dedim. Bu sırada Oğuz'un konuşmasından Arel'in sesi geldi. "Hadi yemeğe!" diyordu.

"Sonra konuşuruz o zaman?" dedim. Hepsiyle vedalaştım ve aramayı kapattım. Bu sırada içeride bir gölge belirdi.

Balkona baktım. Kırmızı gözler içeri bakıyordu. Ona baktığımı fark edince cam kapıya tıklattı.

İlerleyip camı araladım. "Ne işin var burada?" dedim. "Benim kimliğimi öğrenmeye çalışıyorsun." dedi kalın sesiyle.

"Sen nereden biliyorsun bunu?" dedim. "Hislerim kuvvetlidir." dedi. Göz devirdim.

"Neden geldin?" dedim. "Seni götüreceğim." dedi. "Nereye?" dedim. "Sürpriz!" dedi ellerini gösterip parmaklarını kıpırdatarak.

"Gelmiyorum." dedim. "Götüreceğim." dedi. "Hayır." dedim ve kapıyı kapatmak için hareket ettim. Ancak o küçücük araya elini soktu ve sürgülü kapıyı ittirdi.

"İzin istemedim Peri kızı." dedi. Sesi niye bir anda sinirli çıkmaya başlamıştı ki?

Üzerime doğru gelirken geriye adımladım. "Abi!" derken eli ile ağzımı kapattı.

"Ya kendi isteğin ile peşimden uçarsın ya da gücünü emip seni güçsüz bırakır ve zorla götürürüm." dedi. Yutkundum. Elini ittirmeye çalıştım.

Gücümü kullanmamak için direniyordum.

"Kararın nedir? Simdi elimi çekeceğim. Eğer bağırırsan gücünü emerim." dedi. Elini çekti.

EFSERYAN AİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin