BÖLÜM 18

96 11 22
                                    

Yazardan devam.

"O Arel bu evrene sen öldükten sonra geldi ve geri dönmeye çalışırken sen ölmeden önce buraya geldin?" dedi Arel. Evren 0-25 İlayda'sı başını sallayarak onu onayladı.

"Öleceğim ama bu evrende değil, orada ölmeliyim." dedi. Arel "Peki neden bana geldin?" dedi. "Arel'in yani benim Arel'imin size dedikleriyle ilgili konuşmaya geldim ben... Senden bir şey istemiyorum yani." dedi İlayda.

"Bana söyledikleri gayet netti..." dedi Arel başını eğerken. Dosyalardan birisini açtı. Sanki dosyayla ilgileniyormuş gibi yapmak için yapmıştı bunu. Ancak İlayda elinden çekti.

"Karakterleriniz neredeyse aynı..." diye mırıldandı dosyayı önüne koyarken. Ardından Arel'e baktı. "O beni kaybettiği için iyi değil. Ve diğer evrenlerde gördükleri... aynısının size olmasını istemiyor. Ancak bilmediği bir şey var." dedi. Arel sorgularcasına tek kaşını kaldırdı.

Bu sırada fark etmeden arkasına yaslanıp, koltuğuna yayılmıştı. Sağ bacağını diğerinin üzerine atmıştı. Parmaklarının ucunu birbirine yaslamış, ilgiyle İlayda'ya bakıyordu.

İlayda 'Cidden aynılar...' dedi içinden. Sonra kendine gelmek için başını iki yana salladı. Arel "Neyi bilmiyor?" dedi devam etmediğini görünce.

"Kaderin önüne geçilemez Arel Yılmaz. Eğer bir şey olacaksa bu ayrı iken de olur. Bu yüzden ondan kaçma..." dedi ve ayağa kalktı.

"Önüne geçemeyeceğin bir şeyi engellemek için uğraşma." dedi. Kapıya ilerledi. Arel gideceğini anladığında yerinden fırladı.

"Bekle!" dedi ona doğru hızlıca yürüyerek. İlayda dönüp ona baktı. "Ben anlayamıyorum... Çok karışık. O öyle diyor sen böyle. Hangisi desem senin ne diyeceğin belli. Ama-" derke İlayda eli ile ağzını kapatıp onu susturdu.

"Benim dediğim olmak zorunda değil. Hangisi uygun gelirse o... Sonuçta bu sizin hayatınız, ben kısa bir süre yok olacak biriyim." dedi. Arel ağzını kapatan eldivenli eli çekti.

Konuşacakken İlayda elini kaldırarak tekrar susturdu. "Ama dediğim doğru mu? Doğru. Kaderin önüne geçemezsiniz. İlla birisi zarar görecekse bunun sizin birlikte olmanızla ilgisi yok. Arel'in öyle demesinin nedeni sanırım geride kalanın acı çekmemesi için..." dedi son cümlede başka yöne bakarken.

Ardından tekrar Arel'e döndü. "İlayda'yı bu işten uzak tutmaya çalışma. Çünkü bu savaşın nedeni sen değilsin, o ve diğerleri. Uzak tutmaya çalışırsan olacak şey daha fazla zarar görmeleri..." dedi. Ardından kapıyı açtı.

"Bir şey mi istemiştiniz Arel Be-" derken İlayda'yı görmesi ile sustu. Şaşkınlık ile ona bakakaldı. İlayda ona ters bir şekilde baktı. "Bu kızı oldum olası sevmedim... Ama kendi evrenimde. Bu evrende aynı şey olacak diye bir şey yok." diye fısıldadı Arel'e yönelik.

Ardından gülümsedi. Elini kaldırdı. Elinin görüntüsü fark edilmeyecek kadar kısa bir an gidip gelirken el salladı. "Bir daha görüşemeyecek gibiyiz Arel Yılmaz. Ama klasik laf yerini bulsun. Görüşürüz." dedi ve hızlıca uzaklaştı.

"Görüşürüz..." dedi Arel arkasından. Asistanı önüne geçerek görüş açısını engelledi. "Ben kısa bir süreliğine ayrılmıştım Arel Bey! O ara gelmiş olmalı, çok özür dilerim." dedi. Arel ona ters bir şekilde baktı.

"Senin görevin orada durup bana yardım etmek Aysun. Ama belli ki yapmıyorsun. İşin olsun olmasın, mola zamanlarını bunun için ayırdık! O zamanlarda halledeceksin." dedi. Asistanı hızlıca başını salladı.

"Bir daha olmayacak Arel Bey! Anladım." dedi. Arel başını salladı. "İyi. Aslan Altuğ için ayarlanan korumalar son eğitimden geçti mi?" dedi. Asistanı "Evet!" dedi. Arel "Güzel. Ben çıkıyorum. Sen de işini boşlama." dedi odasına girerken.

EFSERYAN AİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin