İlayda Efseryan
Nefes nefese uyandım. Etrafa baktığımda burası benim odam değildi. En son o binadaydım, gidişlerini izliyordum. Ya sonra?
Etrafa baktım ve sonra etrafımda oluşan küçük parıltıları fark ettim. Bir tanesi etrafımda uçtu ve sonra tam önümde durdu.
"Gideceksin." dedi. Anlamsızca ona baktım. "Ne oldu? Burası neresi?" dedim. O gün etrafımı kaplayan perilerdendi, küçücüktü. Dikkatli baktığımda başını kaldırıp sıkıntıyla bana baktığını gördüm.
"Orada olmamalıydın." dedi. "Orada olduğum için mi buradayım? Burası neresi? Ayrıca madem öyle o bay örümcek de benden yardım istemeseydi!" dedim sona doğru sinirle. Ne bekliyordu ki, her şeyi anlayıp öylece durmamı falan mı?
"Evet. Burası bizim evrenimiz. Ve senden başka çaresi yoktu, öyle dedi." dedi. "Sen biliyor muydun?" dediğimde minik başını eğdi iki yana salladı.
"Yeterince bitkin bir hâlde zaten... Senin gitmen gerekiyor." dedi. "Ben buraya nasıl geldim onu da bilmiyorum ki!?" dedim. "Evrenindeki Arel ve Ares makineyi parçalarken sınırı aştın! Arel onlara göre ayarlamıştı, sen orada olmamalıydın." dedi. "Gittiyseniz nereden biliyorsun?" dedim. "Arel buna göre ayarlamıştı." dedi ve sonra bıkkın bir nefes verdi. "Bekle beni." dedi ve odanın içindeki başka bir odaya gitti. Bir süre sonra içeriden bir kadın çıktı. Sarışın, genç ve güzel bir kadındı. Gözlükleri ona ayrı bir hava veriyordu ve gömleğinin kollarını kıvırıyordu. Bu oydu, o küçük peri içeri girerek insan olmuştu.
Arel'in dediği şey bu muydu? Parmak kadar derken küçülebileceğimi mi söylüyordu yani?
"Burada da dönüşürdüm ana beni anadan doğma görmeni hiç istemezdim." dedi gülümseyerek. "Umarım hiç beklemediğin bir anda olmaz. İlk seferde fark etmeden dönüşüp duruyorsun, insan içindeysen de yandın!" dedi. Yanıma ilerledi ve yatağın ucuna oturdu. Koluna bir saat taktıktan sonra yeniden bana baktı.
"Arel her zaman güçlü bir adamdı, seni gördüğünde yıkılmadığı için şanslısın. O an düşünemeseydi sen çoktan atomlarına ayrılmıştın." dedi ve gözleri ile kolumu işaret etti. Başımı çevirip koluma baktığımda bir bileklik gördüm.
"Yine de bu seni tamamen koruyacak değil, hemen gitmezsen başka başka evrenlere geçeceksin. Arel'in yaşadıklarını yaşarsın belki ama dayanabilirsen tabii." dedi. Yeniden konuştuğu için ona döndüm ve duyduklarım yutkunmama neden oldu.
Korkuyor muydum ben? Ya da endişeli miydim? Ne hissediyordum ki? Hiç bilmiyordum.
"Arel nerede?"
Tek dediğim bu oldu. Neden ben şu an o periyle konuşuyordum, başkası yok muydu? Durumları kötü müydü? Benim burada olmam onları etkilemiş olabilir miydi?
"Onu göremezsin." dedi başını eğdiği sırada. O an odadan başka bir kadın çıktı. "Bella, Ares bizi çağırıyor." dedi. Bella aniden ona baktı ve kısa bir bakışma yaşandı aralarında. "Yani seni çağırıyordur. Gelin dediği için öyle dedim." dedi o kadın. Gergin görünüyordu, o bakışmadan dolayı olmalıydı.
"Gidelim." dedi ve yataktan kalktı. İkisi de kapıya ilerlerken aniden durup bana baktı. "Odadan çıkma, camlara yaklaşma. Hatta mümkünse yataktan kalkma. Senin güvenliğin için..." dedi ve o an kapı açıldı. İkisi de kapıya baktı ve Bella'nın şaşırdığı çok belli oluyordu.
"Arel?" dediğinde ben de şaşkındım. Az önce onu göremeyeceğim söylenmişti ama şimdi o mu benim yanıma gelmişti?
Odaya girdi ve "Çıkın." dedi. Bella "Ama..." derken "Çıkın dışarı!" diye bağırdı. İkisi de koşarcasına çıktığında Arel tam karşımda durmuştu, öylece bana bakıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSERYAN AİLESİ
ChickLitİlayda... Yedi yaşında deney için çocuk kaçıran bir çete tarafından ailesinden koparılmış genç kız. Deneylere olumlu sonuç veren gençlerden biri. Kamufle olabilen bir peri. İsminin anlamı gibi bir su perisi... 17 yaşında çetenin elinden kaçtıktan so...