BÖLÜM 37

17 2 14
                                    

İlayda Efseryan

"İlayda."

"Gözlerini aç güzelim."

"Lütfen..."

Birinin bana seslendiğini, gözlerimi açmam gerektiğini söylediğini ve sonrasında saçlarımı okşadığını fark ettim.

"İyi olduğunu anlamam lazım."

Duyduğum fısıltının çok yakınımdan geldiğini anladığımda istemsizce heyecanlanmıştım. Arel'di. Saçlarımı okşayan, uyanmam için yalvaran Arel'di.

Gözlerimi açtım ve görüş açıma ilk giren yüzü oldu. Başım bacaklarının üzerindeydi, endişe ile beni izliyordu. "Arel..." dedim kısık sesle ve sonra öksürdüm. Doğrulmak istediğimde elini omzuma koyarak engelledi.

Hiçbir şey demiyordu ve bende aynı şekilde bir sessizlikle bekliyordum. "Önceki evren değiştirdiğinde ne dediğini hatırlıyor musun?" dedi bir süre sonra. "Ne?" dedim. "Yani... Galiba bir konuşmamıza şahit olmuşsun." dedi. Anlamsızca ona baktım.

"Neyden bahsediyorsun? O yirmi beş kuruşlar gittikten sonrasını hatırlamıyorum, ne oldu?" dedim merakla. Bu sırada hâlâ aynı pozisyonda duruşumuzu görmezden geldim.

"Yani evren değiştirdiğini hatırlamıyor musun?" dedi şaşkınca. Ve benimde şaşırmama neden oldu. Şokla gözlerim açılırken aniden doğruldum.

"Evren mi değiştirdim!?" dedim ve bedenimi kontrol ettim. Nasıl ya? Ben bayılmıştım sadece, evren mi değiştirmiştim yani? Ve geri gelip onlarla konuşmuş muydum? Neyden bahsediyordu?

"Hatırlamıyorsun?" dedi sorgularcasına. "Hatırlamıyorum işte!" dedim öfkeyle. "Anlatsana." dedim. "Önemli değil zaten, boşver." dedi ve ayağa kalktı. Tam önümde durdu ve hafifçe eğildi.

Ellerini omuzlarıma koydu. "Evine gitmek ister misin yoksa burada dinlenmeyi mi tercih edersin?" dedi. Gözlerimin içine bakıyor olması nedensizce rahatsız etti ve bakışlarımı kaçırdım.

"Eve gitsem daha iyi olur."

Bunu dediğimde geri çekildi. "Sana giyecek bir şeyler getireyim, üzerini değiştirdikten sonra seni eve bırakırım." dedi ve odadan çıkmak için kapıya ilerledi.

Sessizce bekledim. Aileme ne diyeceğimi düşündüm, açıklama yapamazdım ki. Evren değiştirmiştim ama hatırlamıyordum, ne diyebilirdim ki?

Odaya girdi. Elindeki poşeti bana uzattı. Çekingen bir şekilde elinden aldım ve yataktan kalkıp giyinme odasına girdim. Kapıyı kapattığım gibi poşeti açıp içindekini çıkardım.

Koyu lacivert bir elbiseydi. Şaşkınlıkla elbiseye bakıyordum. Oğuz'un kıyafetlerini vermesini bekliyordum ama bu gerçek anlamda bir sürpriz olmuştu benim için. Bana elbise mi almıştı yani?

"Kendi kıyafetlerimi vermeyi seviyorum ama ailen garipseyecekti artık."

Arel'in seslenmesi ile yutkundum. Kendi kıyafetlerini vermeyi seviyor muydu? Evet, öyle demişti. Hızlıca üzerimdekileri çıkardım ve elbiseyi giydim. Dizlerimin hemen üzerinde bitiyordu ve modeli çok güzeldi. Bedeni de tam olmuştu.

Çıkardıklarımı poşetin içine koydum ve dışarı çıktım. Kapıyı kapattığım anda bana baktı ve baştan aşağı inceledi. Yutkunduğunu fark ettim. Sonra bakışlarını kaçırdı. "Çok güzelsin." dediğinde keyifle sırıttım. "Biliyorum." dedim ve üzerimdeki elbiseye bakıp tekrar ona döndüm. Yanına ilerledim ve elini tuttum.

"Teşekkür ederim abi." dedim gülümseyerek. Tepkisini merak ediyordum. Elini çekti ve birden bana döndü, hafifçe üzerime eğildi.

"Bana bir daha abi deme." dedi yüzümü incelediği sırada. Ellerimi boynuna çıkardım ve sarıldım.

EFSERYAN AİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin