İlayda Efseryan
Gözlerimi açtığımda oda karanlıktı. Ancak bir kişinin nefes seslerini duyuyordum. Boğazımın kaşınması ile içimden lanet savurdum ve öksürüğümü tutmaya çalıştım. Ancak şu an tüy yumağı çıkarmaya çalışan kediden beter öksürüyordum.
"İyi misin?"
Yüzüme tutulan ışık ve duyduğum ses ile anlık olarak öksürüğüm kesildi. Arel'in burada ne işi vardı yine ya? Ben bu adamı görmezsem dünya yok mu olacaktı da sürekli bunu görüyordum?
"İyi..."
Konuşmaya kalmadan tekrar öksürmeye başladım. Gözlerim de tekrar yaşarıyordu. Tekrar yatağa uzandım ve öksürüğümü tutmaya çalıştım. Ben mi ağır geçiriyordum yoksa her insan hasta olduğunda böyle mi oluyordu?
Ben normal bir insan değildim.
Yüzümün üzerine gelecek şekilde su dolu bardak uzatması ile ona baktım. O da üstten üstten bana bakıyordu. Hafifçe ittirip doğrulduğumda bana yer açmak için geri çekilmişti.
Bardağı elinden alıp bir yudum içtim. Biraz daha yumuşamıştı en azından. "Teşekkür ederim." dedim sadece. O da oturduğu yere dönerken elini sallamıştı.
Sanırım bu 'Bir şey değil.' anlamına geliyordu.
"Kabus hakkında..."
Elimi kaldırıp onu susturdum ve bir yudum daha aldım. "Konuşmak istemiyorum." dedim. Bir süre dursa da sonra başını sallayarak beni onayladı.
"Duman abi nerede? Ayrıca saat kaç? Ailem hâlâ içeri giremiyor mu?"
Sorduğum şeyler ile başını yana yatırıp bana baktı. "Duman hastaneye gitti. Saat gece üç. Ailen hâlâ içeri giremiyor çünkü sistem hata veriyor. Ve Oğuz haricinde diğerlerinin haberi yok." dedi. Son cümleyi soracağımı anlayarak mı söylemişti acaba? Çünkü soracaktım.
Bakışlarını yere çevirirken ben sessizce başını salladım ve bir yudum daha aldım. "Sen neden buradasın?" dedim. "Başında birinin kalması gerekiyordu." dedi. "Oğuz da kalabilirdi, arkadaşım ya hani?" dedim. "Ben kalmak istedim İlayda, sorgulamayı keser misin?" dedi. Sonra duraksayıp bana baktı. Ama sessiz kaldım.
"Sana neden abi demiyorum?"
Sorduğum şey ile tereddütle bana baktı. Sanki cevabı o da bilmiyor gibi görünüyordu ve bu beni deli ediyordu.
"Gerek duymuyorum."
Bir sessizlik ardından verdiği cevap ile alayla güldüm. "Neden ben?" dedim. Yine sustu. Düşünceli duruyordu.
"Arel?" dedim. "Hı?" diye mırıldandığı sırada başını kaldırıp bana baktı. "Neden ben abi demiyorum? Eliz ve İzel abi derken..." dedim. "Ne duymak istiyorsun?" dedi. "Bilmiyorum." dedim dürüstçe.
Ne duymak istediğimi bilmiyordum ama emin olmak istiyordum. Ortada Batu abimin şüphelendiği gibi bir durum var mı bilmek istiyordum.
"Bilmiyorum." dedi o da. Bu defa başını yana yatırıp ona bakan bendim. İkimiz de birbirinin gözlerinin en derinine inmeye yemin etmiş gibi bakışlarımızı çekmiyorduk.
"Şunu yapmayı kes." dedi. "Neyi?" dedim. "Başını yana yatırmayı..." dedi. Kendimi düzelttiğim sırada "Neden ki?" demiştim.
Bir süre daha sustu. Sonra "Bilmem." dedi. Yine sessizlik oldu ve bu defa o yeri izlerken ben onu izliyordum.
"Diğer evrenden gelen ben mi yoksa sen mi daha mantıklısın sence?" dedi bir süre sonra. Merakla bana bakıyordu, ne düşündüğümü merak ediyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSERYAN AİLESİ
ChickLitİlayda... Yedi yaşında deney için çocuk kaçıran bir çete tarafından ailesinden koparılmış genç kız. Deneylere olumlu sonuç veren gençlerden biri. Kamufle olabilen bir peri. İsminin anlamı gibi bir su perisi... 17 yaşında çetenin elinden kaçtıktan so...