Her zorluğun yanında bir kolaylık vardır
"İnşirah Suresi"Sabah namazından sonra secdede uzun uzun kaldım normalde kılar, tesbihatımı yapar, duamı eder ve seccadeden kalkardım. Ama bugün öyle olmadı. Zaten bugünlerde hep çok dalgındım.
Yine içimde bir şeyler kopuyor ve ben yine içimde kopan şeyleri bilmiyordum.
Genelde hayatımda hep böyle olmuştu. İçime herşeyi sığdırmaya çalışırdım kimseye birşeyimi kolay kolay anlatmazdım.
Çünkü böyle yetiştirilmiştim. 5 yıl önceye kadar da böyle yetiştirilmeye devam ediliyordu.
Seccadeden kalktım ve oturma odasının ordaki kitaplığa doğru adımladım. Sabah namazdan sonra Kur'an okurdum mutlaka.
Reyhan çoktan geçmiş beni bekliyordu.
"Birazdan kapına dayanacaktım hee. Nerde kaldın bir şey oldu zannettim" dedi endişeli bir şekilde.
"Hiiç, bugünlük öyle oldu" deyip geçiştirmeye çalıştım.
"Bugünün nasıl bir özelliği var da 5 yıldır disiplinini bozmayan sana disiplinini zedeletmiş"
Gülümsemekle yetindim. Kitaplıkta Kur'an'ımı alıp Reyhanın yanındaki tekli koltuğa oturdum.
Reyhanla her sabah namazından sonra sesli bir şekilde Kur'an okurduk. 1 sayfa o bir sayfa ben şeklinde. Yanlışlarımızı görüp düzeltmemiz için böyle yapıyorduk. İşe de yarıyordu.
Kur'an okumayı bitirdikten sonra olduğum yerde vücudumu esnettim. Kur'an'ımı kitaplıktaki yerine yerleştirdim. Sonra kalkıp mutfağa yöneldim kahvaltı hazırlamak için. Ama Reyhanın sesi beni durdurmuştu.
"Esila, nasılsın"
duyduğum soruyla kalakalmıştım. Neden böyle bir soru sormuştu ki?
"İyiyim Allah'ıma şükür be kehribarım,sen nasılsın?"
Ona kehribarım derdim çünkü gözleri kehribar rengiydi. Çoğu kez imrenerek bakardım gözlerine. Benimkiler klasik koyu kahveydi. Yinede Allah'ıma oldukları için şükrederdim.
"Ben iyiyim de sen hiç iyi gözükmüyorsun, yoksa bir ay sonra taşınıyorsun diye mi durgunsun?" dedi şüpheci bir tavırla.
"Sende hiç iyi gözükmüyorsun, yoksa bir ay sonra taşınıyorum diye mi durgunsun?" dedim az önce söylediğine gönderme yaparak.
Beklediğimin aksine başını yere eymişti. Bu öyle olduğunu kabul ettiğini gösteriyordu. Bugün bana "nasılsın" diye de bu konuyu konuşmak için sormuştu.
Senin gittiğin yoldan ben dönüyordum Reyhan hanım.
Sessizce yaklaşıp ona sarıldım. Yüzüne bakmadan da şaşırdığını anlamıştım. Kolay kolay birine sarılmazdım. Temas sevmezdim.
O da bana karşılık vererek sarıldı ve öyle bir iki dakika kaldık. Geri çekildiğimde Reyhanın gözleri göl gibi olmuştu. Sarılırken bayağı ağlamıştı. 5 yıldır birlikte yaşıyorduk ve ayrılmamızı istemiyordu. Ama böyle olması lazımdı. 5 yıldır sadece bunun için para biriktiriyordum
"Reyhan'ım ağlama ama bak beni de ağlatacaksın" dediğimde ters bir bakış atmıştı. Ağladığımı hiç görmemişti.
"Elimde değil ki. Dile kolay 5 yıldır bizimle yaşıyorsun. Kendine alıştırdın ve şimdi bir ay sonra gidiyorsun."dedi bıkkın bir sesle.
"Abartma Reyhan her zaman görüşebileceğiz. Ayrılmıyoruz farkında mısın. Sadece yarım saatlik bir mesafe olacak aramızda." dedim. Reyhan sulu gözdü. En ufak şeye bile ağlayabilirdi. Son zamanlarda buna bi el atıp kendini tutmaya çalışıyordu ama benim yanımda kendini tutmaya gerek duymuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORKİDE
Teen FictionEsila'nın 5 yıl önce aldığı kararla hayatı altüst olur. Ama yazarın da dediği gibi: "Hayatım altüst olur diye korkma nereden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmadığını" ~ALINTI "Zor olmuyor mu ?" "Ah şu sorularını direkt sorsan da beni uğraştı...