17

596 71 19
                                    

Tatilin bitimi oldukça yaklaşmıştı ancak hala kar yağışları durmak bilmiyordu. Bu yıl da tıpkı geçen yılki gibi olacağa benziyordu.

Yine dışarıda lapa lapa kar yağarken Lirisha kendisini dışarıya attı. Hava soğuktu ve kararmak üzereydi. Lirisha gün batımında Kara Göl'ün yanına doğru yürüdü ve yağan karı izledi. Soğuk, tenini yakarcasına yüzüne vuruyorken Lirisha gözlerini hafifçe kıstı ve gülümseyerek gökyüzüne kaldırdı kafasını. Kar olağanüstüydü. Kendisini yere bıraktı ve Kara Göl'ün önüne oturdu. Yağan karın altında, tek başına.

Gün batmaya devam ediyor, güneşin yansıması Kara Göl'de muazzam bir görüntü oluşturuyordu. Bir süre daha orada karın yağışı altında oturdu Lirisha. Hava kararıncaya kadar.

...

Tom hava karardığında Lirisha'nın nerede olduğunu merak etmişti. Ortak Salonda değildi. Yatakhanesinde de yoktu. Ortak Salonun camından dışarıya baktı merakla. Kara Göl'e bakan camdan zar zor bir silueti kara gölün önünde, yerde fark etti. Biraz daha odaklanınca Lirisha olduğunu anladı. Ne yapıyordu bu deli kız orada tek başına? Tom onu izlemeye devam etti.

Lirisha ellerini karın içine daldırdı. Yakıcı soğuk tenini kızartıyordu. Lirisha ayağa kalktı ve karla oynamaya başladı. Onu izleyen Tom ise ne yapmaya çalıştığını anlamakta güçlük çekiyor gibiydi. Aynı bir deliye benziyordu buradan bakınca.

"Bu delilik." diye söylendi kendi kendisine ve paltosunu kaptığı gibi hızla Ortak Salondan koşar adım uzaklaştı.

Tom, Hogwarts'ın soğuk koridorlarından minik adımlarıyla hızlıca ilerlerken bir çok öğrenci yatakhanelerine ilerliyordu. Tom sonunda bahçeye çıktığındaysa dışarıda kimse yoktu.

Paltosunun önünü ilikleyerek kara gölün oraya ilerlemeye başladı. Kar yağışı yavaşlıyordu. Kara Göl'e vardığındaysa Lirisha orada değildi.

Tom kaşlarını çatarak biraz daha dikkatle etrafına bakındığında ve Kara Göl'e daha da yakınlaştığındaysa Lirisha'yı yerde yatar bir biçimde gördü. Kaşları anında kalktı ve şaşkınlıkla Lirisha'nın yanına koştu.

"Lirisha!" Diye seslendi yerde hareketsizce yatan kıza. Hızlıca yanına koştu ve nefes nefese kızdan bir tepki bekledi.

"Tom?" Lirisha yattığı yerden kar içinde kalmış kafasını kaldırıp Tom'a döndü.

Tom yeniden kaşlarını çatıp öfkeyle kıza bakmaya başladı.

"Derdin ne senin?"

"Burada ne yapıyorsun?"

"Kar ile oynuyorum! Kardan melek yapıyorum, sende yapmalısın!"

"Saçmalama. Kalk şuradan. Yasak saat başlamak üzere."

"Yine de henüz başlamadı, öyle değil mi?"

"Lirisha, sana kalk dedim."

"Hadi ama! Çocuk değil misin sen? Eğlenmesini bil birazcık!"

"İyide bu çok aptalca. Hasta olacağım."

"Olmazsın, olsan da ölmezsin ya!"

"Neden bile isteye kendimi hasta edeyim?"

Lirisha derin bir iç çektikten sonra Tom'un paltosunun kenarından buz gibi elleriyle tuttu ve onu çekiştirmeye başladı.

"Hadi ama! Ne kadarda inatçısın! Alt tarafı şuraya uzanacaksın!"

Tom da bıkmışçasına iç çekti ve Lirisha'nın yanına uzandı. İçinden bunun delilik olduğunu tekrardan kendisine hatırlatıyor olsa da o da çocuktu. Her çocuk gibi eğlenmeyi bilmeliydi. Bilmiyorsa da öğrenmeli...

Beraber kardan melek yapmaya başladılar. Lirisha keyifle gülüyordu, Tom ise huysuz ve bunun bir an önce bitmesini diler bir ifadeyle kendi kardan meleğini çıkartmaya çalışıyordu.

Az önce onu içeriden izlerken deli olduğunu düşünmüştü. Şimdi ona katılıyor olmasına inanamıyordu.

Bir zaman sonra durdular ve gökyüzünü izlemeye başladılar. Karda artık durmuştu ve bulutlar dağılmıştı.

Lirisha duraksadı ve yüzünü yanında yatan, gökyüzünü seyreden çocuğa döndü. Kar saçlarının arasına karışmıştı. Yüzü yumuşak fakat ifadesizdi. Dudakları ve burnu soğuktan kızarmıştı, kıpkırmızıydı. Atkısını sıkıca sarmıştı. Saçları dağılmıştı ve biraz nemliydi.

Tom ise karlar içerisindeki kıza döndü aniden. İki küçük çocuğun bakışları kesiştiğinde Tom yüzünü buruşturdu. Kızın saçları kardan biraz ıslanmıştı, yine de hala dalgasını koruyordu. Yanakları, burnu ve dudakları kızarmıştı. Kirpikleri ıslanmıştı ve mavi, yeşil gözleri parıldıyordu.

Lirisha Tom'a gülümsedi ve aniden Tom'un yüzüne kar attı.

Bunu yaptığı gibi yattığı yerden doğrulmuştu. Tom ise kaşlarını çatıp önce üzerini silkeledikten sonra ayağa kalkıp öfkeyle kızı kovalamıştı. Lirisha keyifli kahkahalarla bağırırken Tom sinirle Lirisha'ya tehditler savurarak peşinden koşuyordu. Lirisha, ayağı kayıp yere düştüğündeyse hızla yerden bir miktar aldığı karı kızın suratına fırlattı. Daha sonra başka bir tane ve üstüne başka bir tane daha. Böyle böyle bir sürü kar topu ile resmen kıza hücum ediyordu. Lirisha ise kahkahalarla Tom'a durmasını söylüyordu. En sonunda o da yerden biraz kar alıp doğruldu ve bunu çocuğun kafasına attı. Birbirlerine kar topları atmaya, kovalamaya başladılar. Belli bir zaman sonra Tom'da keyif almaya, gülmeye başlamıştı. Artık kahkaha atan tek kişi sadece Lirisha değildi. Tom'da gülüyor, ufak kahkahalar atıyordu. İkisinin sesleri birbirine karışıyordu.

Tom özgür hissediyordu. Çocuk gibi, olması gerektiği gibi.. Eğleniyordu. Samimi ve mutluydu gülücükleri. Ömründe ilk defa...

free | Tom Marvolo Riddle fanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin