Hava kararmıştı. Hogwarts'ta yasak saat başlamak üzereydi. Lirisha yatakhanesine doğru ilerlerken bir ses duyar gibi oldu. İlk başlarda oldukça uzaktan gelen ve kısık bir sesti. Belirli belirsizdi. Lirisha tedirginlik ve tereddütle sesin geldiği yöne döndü.
Sağında solunda onu görebilecek herhangi biri var mı diye kontrol ettikten sonra sesin geldiği karanlık koridora girdi.Koridor boyunca ilerledi. Ses gittikçe daha belirginleşir olmuştu. Daha netti. Bir erkek çocuğu sesine benziyordu. Lirisha biraz daha aceleyle hızlanarak devam etti ve sonunda duydu.
Bu acı çeken birinin inleme sesleriydi.
Acı çeken küçük bir çocuğun. Lirisha dehşete kapıldı ve içinden gelen ani bir korkuyla sendeledi. İki seçeneği vardı. Kaçmak ve görmezden gelmek yada inatla sese doğru ilerlemek.Lirisha korksa bile kendisini cesaretlendirdi. Bakışlarında kararlı bir cesaret vardı. Sert ve hızlı adımlarla sese dahada yakınlaştı. Artık sesin dibindeydi. Burası daha önce hiç girmediği koridorlardandı, zindanların en soğuk ve ıssız koridorlarındandı. Köşeyi büyük bir kararlılıkla döndüğünde Lirisha gördüklerine inanamadı.
Gözleri dehşet içinde büyüdü. Sıkıca Asasını tutan elleri gevşedi. Bir adım geriye sendeledi ve gördüklerine anlam vermeye, sindirmeye çalıştı. Elindeki asası yere düştüğünde etrafı sessizlik sardı. Yalnızca yerde yatan çocuğun çaresiz inlemeleri ve yerde yatan çocuğun önünde, iki ayağı üzerinde dimdik duran, arkası dönük oğlanın nefes sesleri. Lirisha bir yerde yatan çocuğa bir de önünde dikilen çocuğa baktı.
Kimse bir süre hareket etmedi. Bir sürenin ardından ise ayakta duran oğlan hızlıca arkasını dönerek asasını, kim olduğuna bakmaksızın arkasındaki kıza doğrulttu ve aceleyle şu kelimeler döküldü dudaklarından:
"Expelliarmus."
...
Tom hastane kanadına getirdiği baygın kızın yanında ayılmasını bekleyeli 1 saat oluyordu. Onu hastane kanadına getireli ise 19 saat. Sabah olmuş, türlü türlü dersler geçmişti. O hala ayılmıyordu. Baş Hemşire Pomfrey'in dediğine göre Lirisha kalbine güçlü bir darbe almıştı. Ölmediğine şükür etmelilerdi. Yalnız, ayılamama ve komada kalma tehlikesiyle karşı karşıyaydılar. Tom bunu daha henüz öğreniyordu. Ona Lirisha'nın nasıl bu darbeyi aldığı sorulduğundaysa tek bir kelime etmiyordu. Baş hemşire ısrarla sorsa da nafileydi.
Tom, sedyede savunmasız bir şekilde yatan kızı inceliyordu. Ne kadar masum göründüğüne bakıyordu. Baktıkça içinde bir şeyler kopuyordu. Tam göğüs kafesine bir sızı saplanıyordu ve yutkunamıyordu. Eğer arkasında onun olduğunu bilseydi yine de ona bunu yapar mıydı? Kesinlikle yapmazdı. Asla yapamazdı. Keşke yapmasaydı.
Bütün bunları düşünürken Tom, yüzündeki çaresizlik zor da olsa okunuyordu. Tek kelime etmeyişi, kaskatı kesilmiş bir biçimde kızın başında bekleyişi, gözlerini ondan bir an bile olsa ayırmayışı ve sertçe sıktığı dudaklarıyla kasılan çenesi...
Lirisha'nın dalgalı ve artık uzamış olan saçları sedyeden aşağı sarkıyordu. Gözleri kapalı, dudakları aralıktı. Yüzü, batmaya başlamış olan güneşin ışınlarıyla parlıyordu.
Birden içeriye dalan Profesörlerle, Baş Hemşire Pomfrey sedyede yatan kızı işaret etti.
Profesörler sedyenin baş ucuna geldiklerinde içlerinden biri Tom'a seslendi.
"Mr. Riddle"
Tom bir an için gözlerini kitlediği kızdan bakışlarını ayırdı ve kendisine seslenen Profesör'e baktı.
"Buyurun Profesör Dippet."
"Nedir bu olan? Bir bilgin varsa söylemeni rica ediyoruz. Aksi halde seni sorumlu tutmak durumunda kalacağız."
Tom birden eski ifadesiz ve taviz vermeyen yüz ifadesini takındı. Çaresizliği ve üzüntüsü yok olmuş, anlaşılmaz olmuştu. Üstü örtülmüştü.
"Ben Ms. Bouquet'i bulduğumda bu haldeydi."
Profesör Dippet, Tom'a tereddüt etmeksizin inanmıştı. Ancak arkasında, Tom'u şüpheyle seyreden Profesör için aynı şey söylenemezdi.
Profesör Dumbledore söze girdi.
"Pekala Tom, onu nerede buldun?"
Tom hiç duraklamadan yanıt verdi.
"Yatakhaneme ilerlerken koridorların birinde."
"Hangisinde?"
"Karanlık koridorun çaprazında ki kullanılmayan koridorda."
"Ms. Bouquet'in yalnız başına orada ne işi olabilir ki Mr. Riddle?"
"Bilmiyorum Profesör. Belki de yolunu karıştırmıştır."
"Belki de."
Profesörler Mrs. Pomfrey'le de bir süre konuştuktan sonra hastane kanadından ayrıldılar.
Tom Lirisha'nın baş ucunda ki yerinden ayrılma niyetinde değildi. Tüm gecesini orada onunla geçirecekti. Uyanana kadar.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free | Tom Marvolo Riddle fanfic
General Fiction-Tom Marvolo Riddle fanficidir- Adeta kendi kendini hapsettiği bir kafes içerisinde git gide büyüyen ve onu yiyip bitiren, yutan bir karanlıktaydı Marvolo. Lirisha onun için buradaydı. Bilmiyorlardı ama birbirleri için nefes alıyorlardı. Beraberken...