Lirisha akşam yemeği için her şeyi hazırlamıştı. Herkes eve geldiğinde sofrayı kuracaktı.
Önce çocuklar okuldan geldi, hemen arkalarından Mrs. Bouquet koşturarak geldi ve en sonda Mr. Bouquet'te işten geldi.
Herkes için sofrayı hazırlar hazırlamaz bir kase mercimek yemeği ile odasına çıkıyordu Lirisha ki birisi yolunu kesti.
"Lirisha.."
"Samuel? Herkes yemeğe oturdu, gitsene sende."
"Sen neden bizimle yemiyorsun?"
"Samuel, bu sorunun cevabını biliyorsun." diyerek burukça gülümsedi Lirisha.
"Hayır." Samuel aniden Lirisha'nın bileğinden tuttu ve onu herkesin akşam yemeğini yediği sofraya götürüp boş bir sandalyeye oturttu.
"Bundan böyle Lirisha'da bizimle aynı masada yemeğini yiyecek!"
Bunu derken annesi ve babasına ve kardeşlerine teker teker büyük bir kararlılıkla bakıyordu. Mrs. Bouquet sinirden kıpkırmızı kesilmişken Mr. Bouquet daha sakindi.
"Samuel!" diye haykırdı kadın.
"Derhal yerine otur ve saçmalamayı kes. Terbiyeli ol. Lirisha, kalk sende."
Lirisha tam kalkmak üzereyken Samuel onu omuzlarından tutarak engelledi. Lirisha'ya kalkmamasını ima eden bir bakış attı.
Sam olanlar umrunda değilmiş gibi yemeğini yiyordu. Daisy ise dikkat kesilmişti. Mr. Bouquet'te umursamıyordu pek fazla ama oğlunun bu saygısızlığını bir kenara yazacaktı.
"Anne, siz Lirisha'yı evlat edinmediniz mi? O da sizin bir evladınız sayılmaz mı? Niçin böyle hizmetçi muamelesi görüyor bu kız? Neden bizimle aynı masada yemek yiyemiyor?"
"Samuel dedim!" diye son bir çare haykırdı Mrs. Bouquet ve kocasına kaçamak bir bakış attı. Duruma el atmasını istiyordu.
Mr. Bouquet boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Samuel, yeter bu kadar. Otur yerine ve sakinleş."
"Baba, siz Lirisha'yı bunun için evlat edinmediniz değil mi?"
"Samuel dedim!" Mr. Bouquet sesini biraz olsun yükseltmişti ve bu Samuel'i susturmaya yetmişti.
"Otur yerine."
"Peki baba."
Lirisha o an tam sofradan kalkacakken Mr. Bouquet buna engel oldu.
"Lirisha, otur. Bugün bizimle ye."
Mrs. Bouquet bundan hoşlanmamış bir vaziyette hızla kocasına döndü ve sinirle karışık şaşkın bakışlarını üzerinde gezdirdi bir müddet. Kocası ise yemeğini yemeye devam etti.
Lirisha o gün herkesle beraber uzun zaman sonra yeniden aynı masada yemek yiyordu.
Garip hissetti biraz. Biraz da hoşnutsuzluk duydu bu durumdan çünkü bu evde alışmıştı yalnızlığa. Yemeğini yerken çiğnemeden yutuyordu resmen. Bir an önce bitirip kalkmak istiyordu. Şu sofrada hiç mi hiç rahat edemiyordu.
Yemeğini yer yemez teşekkür edip tabağını kaldırdı ve odasına geçti.
Kitabını açtı ve sayfalarını nazikçe çevirdi. Okumasına kaldığı yerden devam etti.
Bir süre sonra Lirisha kitabına dalmış bir vaziyetteyken odasının kapısı çalındı. Lirisha'dan ses gelene kadar kapıyı çalan kişi her hangi bir adım atmadı.
En sonunda Lirisha "buyurun?" diyebildi ve kapıyı çalan kişi içeriye girdi.
"Lirisha.."
"Samuel?"
Samuel ağır ve hafif adımlarla Lirisha'ya doğru yaklaşmaya başladı.
"Lirisha, özür dilerim."
Lirisha şaşırmıştı. Niye Samuel kendisinden özür diliyor olabilirdi?
"N-ne için?"
"Her şey için!"
Samuel birden yatağın köşesine, Lirisha'nın yanına oturdu. Yüzüne bakıyordu.
Lirisha hafif endişeli ve yoğun, sorgulayan bakışlarla Samuel'i incelemeye başladı. Derdi neydi, diye düşündü.
"Samuel bak cidden-"
"Hayır, Lirisha. Lütfen konuşmama izin ver."
Lirisha duraksadı ve Samuel'in dudakları arasından çıkacak olanlara odaklandı.
"Seni rahatsız edici bir duruma soktum. Bu eve geldiğin günden beri hak etmediğin bir muameleye maruz kalıyorsun, bunun için de özür dilerim! Tüm olanlar için. Sen bunları hak etmedin..."
Lirisha'nın bakışları yumuşadı ve hafif bir tebessüm yüzünde belirdi. Samuel'in elinden tuttu.
"Samuel, teşekkür ederim. Bu söylediklerin, çok kibarca. Çok nazik ve iyi niyetlisin biliyorum bu yüzden teşekkür ederim ama gerçekten bir şeyleri değiştirmeye çalışma. Dahada kötü oluyor, sende görüyorsun. Bende dahil herkes bu düzene alışmış durumda ve değiştiremezsin. Ne ben onları anne ve babam, ne de onlar beni kız çocukları olarak görecek. Ben sizleri kardeşlerim olarak görüyorum, ailem sayıyorum. Bu bana yeter."
Samuel'in gözleri parlıyordu, parlayan gözlerle Lirisha'ya büyülenmiş gibi bakıyordu. Öyle naif ve güzel görünüyordu ki Lirisha Samuel'in gözüne. Lirisha onu kardeşi olarak gördüğünü söylediğinde yalnızca biraz söndü parıltısı ancak hala elini tutuyordu. Gözlerine bakıyordu...
"Yatsak iyi olur artık Samuel." Dedi Lirisha ellerini geri çekerken.
Samuel ayağa kalktı ve "Peki, iyi geceler o zaman." deyip gitti.
Lirisha yalnızca arkasından baktı ve kapıdan çıkarken birbirlerine gülümsediler.
Bu evde onu seven, sayan birilerinin olması Lirisha'yı sevindiriyor ve ayakta tutuyordu. O gece Lirisha çok güzel ve tatlı bir uyku çekti. İçi sıcacık ve huzurluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free | Tom Marvolo Riddle fanfic
Genel Kurgu-Tom Marvolo Riddle fanficidir- Adeta kendi kendini hapsettiği bir kafes içerisinde git gide büyüyen ve onu yiyip bitiren, yutan bir karanlıktaydı Marvolo. Lirisha onun için buradaydı. Bilmiyorlardı ama birbirleri için nefes alıyorlardı. Beraberken...