Acı dolu çığlıklar, bağırışlar, haykırışlar...
Hepsinin tonunda yalvarış var, işkence var. Canı yakan bir tını var. Kulakları çınlatıyor.Karanlık koridorlar boyu süren bu çığlıkların sonu gelmiyor. İleride kapısı aralık bir oda var. Oradan bir ışık süzmesi yayılıyor. Çok hafif ve seyrek. Ağır adımlarla odaya doğru ilerliyor. Aralık kapısından içeriye göz attığında nefesi kesiliyor. Korku ve dehşet gözlerinden okunuyor. Kapıyı içinden gelen güçlü bir dürtüyle son hızıyla açıyor. Herkes şimdi ona dönük. Tüm gözler üzerinde süzülüyor. Bu his onun midesini bulandırıyor. Her gözün bakışlarındaki pisliği ve kötülüğü iliklerine kadar hissedebiliyor. Bu durumdan iğrenerek odaya dalıyor.
Uzun, upuzun bir masa ve tam ucunda taht misali görkemli bir koltuk. Orada biri oturuyor. Yüzü bulanık, seçilemiyor. Kim olabilir ki? Ona baktığında derin bir yaranın sızladığını hissediyor. Hayal kırıklığı ve acı hissediyor. Pişmanlık ve özlemle onun bulanık yüzüne bakıyor. Gözünden bir damla yaş akarken güçsüzce soruyor:
"Neden?"
....
"Ah!"
Lirisha nefes nefese ve ter içinde aniden hastane kanadındaki sedyesinde doğruldu. Yanı başında duran Mrs. Pomfrey onu sakinleştirmeye çalışırken Profesör Dumbledore'da ona odaklanmıştı.
Haftalardır sedyede yatan Lirisha uyanmıştı. Tom'un, nefes nefese, ter içinde kalmış kıza bakarken gözleri parlıyordu. Sonunda uyanmıştı.
"Lirisha, Tatlım-"
"Neler oluyor?"
"Kalbine aldığın ağır bir darbe sonucu bir süreliğine baygındın."
"Bir süreliğine?"
"Bir kaç haftadır."
"Ne oldu bana?"
"Bilmiyoruz." Profesör Dumbledore bunu derken Tom'a bakıyordu. Lirisha da haliyle bakışlarını, diğer yanında kendisine dikkatle bakan çocuğa çekti.
"Sen..."
Tom sessizce ve biraz endişeyle ona bakıyordu. Onu ele mi verecekti? Herkes Lirisha'nın ağzından çıkacak olanları dikkatle beklemeye başladı.
"...Kimsin?"
Kim mi? Tom bu soruyu duyduğunda şok olmuştu. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Mrs. Pomfrey ise üzgün bir vaziyette hafifçe başını eğdi.
"Hafızasının bir kısmını yitirmiş olmalı."
"Lirisha, Tom'u hatırlamıyor musun?"
"Hayır..."
Profesör Dumbledore tam sözüne devam edecekken hastane kanadının kapısından içeriye girmiş olan Sunny heyecan ve sevinçle haykırarak buna engel olmuş bulundu.
"Lirisha!" Koşarak kızın oturur vaziyette olduğu sedyenin başına geldi.
"Sunny!"
"Aman, Merlin! Sonunda!"
Profesör Dumbledore şaşkınlıkla olanı izliyordu. Nasıl daha öncesinden tanışmış olduğu Tom'u unutuyordu da sonrasında arkadaş olduğu Sunny'yi hatırlıyordu?
"Bana ne olduğunu biliyor musun Sunny?"
"Hayır... Ben senin hastane kanadında yattığını çok sonradan öğrenmiştim. Ne olduğunu kimse bilmiyor. Bir yerden düştüğünü tahmin ediyoruz."
"Anladım. Derslerde ne kadar geri kaldım?"
"Biraz. Fakat sen hiç dert etme, ben sana yardımcı olurum. Derslerden sonra kütüphanede buluşmaya ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free | Tom Marvolo Riddle fanfic
Fiksi Umum-Tom Marvolo Riddle fanficidir- Adeta kendi kendini hapsettiği bir kafes içerisinde git gide büyüyen ve onu yiyip bitiren, yutan bir karanlıktaydı Marvolo. Lirisha onun için buradaydı. Bilmiyorlardı ama birbirleri için nefes alıyorlardı. Beraberken...