Lirisha bir haftadır tekrardan kendi içine kapanmıştı. Kafasında yer alan onlarca soru işaretine çözüm arayışı içerisindeydi. Tüm gününü kütüphanede geçiriyor, arkadaşlarıyla doğru düzgün vakit geçiremiyordu. Arkadaşları ise onun derslere yoğunlaştığını düşünüyor, onu rahatsız etmemeyi tercih ediyorlardı. Bir yandan da onu merak etmiyor değillerdi.
"Hayır, hayır! Bunlar aradığım soruların cevabı olamaz!" Lirisha kendi içinden isyan ediyordu. Elinde yer alan kalın kitabı sertçe kapattı ve bir hışımla oturduğu sandalyeden kalktı.
Yerinden kalkarken sinirli ve kısık bir sesle söylendi. "Lanet olsun sana Riddle!"
Yeniden kitaplıkların arasına gömüldü. Ardından gözüne bir kitap takıldı. Oldukça kalındı, bir ansiklopediye benziyordu. Onu yerinden almaya çalışmak için kitaba doğru parmak uçlarında uzandı. Boyu kitabın olduğu yere yetmiyordu. Arkasından bir el ona yardımcı olmak amacıyla kitaba uzandı. Daha sonra Lirisha birisinin ağırlığını arkasında hissetti. İrkilerek arkasını döndüğünde Claus'u gördü. Dibine girmişti.
Lirisha kaşlarını hafif çatarak bakışlarını yere doğru eğdi. "Ne yapıyorsun Claus?" sesi hafif bir fısıltı gibi çıkmıştı.
"Sana yardım ediyorum." Claus kitabı alıp kıza uzattı.
Lirisha ağır ve cüsseli kitabı Claus'dan aldı ve ona hoşnutsuz bir bakış atarak oradan ayrılmayı hedefleyen bir adım da bulundu ancak Claus yolunu kesti. Lirisha'yı kitaplıkla kendi arasına almıştı.
"Claus çekilsene!" Lirisha tısladı. Claus ona boş bakışlarla bakıyordu. Tek kelime de etmiyordu. Ne diyebilirdi ki zaten?
Lirisha sinirle çocuğun çekilmesini bekliyordu. Claus daha fazla onu tutamadı. Diyeceği bir şey vardıysa da yuttu.
Tüm bunlar yaşanırken kendilerini saf öfkeyle seyreden bir çift gözü fark etmemişlerdi, saf öfke ve karanlık bakışlarla onların üzerine kitlenen gözleri. Tom'un gözlerini.
Bütün bir hafta boyunca kızdan uzak kalmıştı. Karşılaşmak dahi istemiyordu ama onu görmek istiyordu ve onu görmek için illa karşısına çıkmasına gerek yoktu. Uzaktan da görebilirdi. O da bunu yapıyordu. Bir çeşit takipçi gibi miydi? Pek sayılmaz. Hayran gibi miydi? Hayır. Açık arayan bir yılan gibi mi? Zayıf noktasını kollayan sinsi bir gizem gibi mi? Evet, işte tam olarak öyleydi. Bir hafta boyunca kızın kendisinden ne derece şüphelendiğini, her şeyin farkında olup olmadığını ya da varıp varamayacağını kontrol ediyordu. Her adımını ihtiyatla izliyor veyahut izletiyordu. Ama kıza engel olmuyordu. Ne kadar yaklaşacağını merak ediyordu. Küçük cadı Tom Marvolo Riddle'ın gizemini çözebilecek miydi? Bu sorunun yanıtını merakla bekliyordu fakat kız bir hafta boyunca bu gizemi çözebilmek bir yana kalsın, çözebilmeye yaklaşamamıştı bile.
Ama Tom onun uzanıp tozlu raflardan çekip çıkarttığı ansiklopedi benzeri kitabı gördü. Adı Hogwarts'ın Sırları idi. Tom'un da dikkatini çekmişti.
Lirisha bir masaya oturdu ve aldığı kalınca kitabın kapağını açtı. İlk sayfada ve son sayfada birer cümle yazılıydı ve kalan sayfaların hepsi bomboştu. Nasıl olabilirdi böyle bir şey? Lirisha şaşkınca kitabın sayfalarını karıştırıyordu. Diğer tüm sayfalara tek tek göz gezdirsede bomboştu, tek bir harfe bile rastlayamadı. Kitabın ilk sayfasına geri döndü ve yazan cümleyi okudu:
"Hogwarts'ın asıl sırlarına erişmek bu kadar kolay mı sandınız?"
Bu bir çeşit şaka mıydı? Lirisha'ya yapılan bir eşek şakası mıydı? Lirisha bir de kitabın son sayfasını çevirdi:
"Eğer gerçek kitaba erişmek istiyorsanız, bazı yasakları çiğnemelisiniz."
Bu da ne demek oluyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free | Tom Marvolo Riddle fanfic
Genel Kurgu-Tom Marvolo Riddle fanficidir- Adeta kendi kendini hapsettiği bir kafes içerisinde git gide büyüyen ve onu yiyip bitiren, yutan bir karanlıktaydı Marvolo. Lirisha onun için buradaydı. Bilmiyorlardı ama birbirleri için nefes alıyorlardı. Beraberken...