9

836 86 57
                                    

Upuzun bir bölümle devam ediyorumm! Tam 1979 kelime. Kitabın okunması artmasa bile hala okuyanlar en azından var, onları daha fazla bekletmek istemedim. Sık sık bölüm atmaya çalışacağım, umarım bu bölüm hoşunuza gider.

iyi okumalar! 💗
__________________________________
Albus, Lirisha'yı önce kalacağı otele getirmişti. Bu otel sıradan bir otele benzemiyordu. Otele girdiklerinde içeride, masalarda oturan bir kaç kişi vardı. Bazıları kitap okuyor, bazıları kahve içiyor ve bazıları da sohpet ediyordu. Lirisha kitap okuyanlardan birinin sayfayı dokunmadan çevirdiğini görünce başta şaşırdı ama sonra buranın Büyücüler için ayrılmış bir otel olduğunu düşündü.

Ne yani şimdi o da artık kitap okurken sayfaları sihirle çevirebilecek miydi? Bu çok havalı bir şeydi!

Oranın çalışanı olduğu tahmin edilebilen bir adam Lirisha'ya yaklaştı ve elinden bavulunu aldı.

"Evet, bu akşam burada kalacaksın Lirisha. Şimdilik yalnızca eşyalarını bırakmak için ve yer ayırmak için geldik. Diagon yoluna, okul için gerekli malzemeleri almaya gideceğiz. Ah, az kalsın söylemeyi unutuyordum. Senin gibi biri daha var önce onu almalıyız. Eminim iyi arkadaş olabilirsiniz."

Lirisha öyle çok heyecanlanmıştı ki, kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Gözleri parıldıyor, yüzü gülüyordu.

"Gerçekten mi?" diye haykırdı Lirisha.

"Yani, gerçekten benim gibi mi? Peki nasıl biri? Kitap okurken sayfaları dokunmadan çevirebiliyor mu? Ama ben henüz yapamıyorum. Belki bana öğretebilir!"

Lirisha heyecanla Albus'un arkasından gidiyordu.

"Heyecanını anlıyorum küçük hanım, birazdan tüm sorularının yanıtını alacaksın."

Albus Lirisha'nın kendisine tutunmasını istedi.

"Şimdi biraz miden bulanabilir ve başın dönebilir. Bu çok normal, sakın korkma ve gözlerini kapat. Cisimleneceğiz."

"Cisimlenecek miyiz? O da ne?"

"Yani buradan, alacağımız kişinin yanına ışınlanacağız küçük hanım."

"Aman tanrım!" Lirisha gözlerini sıkıca yumdu ve Albus'a sıkıca tutunmaya başladı.

Kısa bir süre sonra neredeyse atomlarına ayrıldığını hissetti Lirisha. Midesi kasılmıştı ve her yeri acımıştı. Başını iki yandan sıkıştırıyorlarmış gibi hissetti ama bu çok kısa sürdü.

Cisimlendikten hemen sonra Lirisha midesinin kasılmasına ve yediklerinin ağzına gelmesine engel olamadı ve bir çöp tenekesine doğru koşup oraya kusuverdi.

"İyi misin Lirisha?" Diye sordu Albus.

"İyiyim efendim, sadece-" Bir kez daha kustu.

"Evet, bu alışık olmadığından oluyor. Bir süre sonra eminim ki alışacaksın."

Lirisha kafasını onaylarcasına salladı ve Albus'un kendisine uzattığı mendille ağızını sildi.

"Hadi, bu taraftan gideceğiz."

Lirisha Albus'u takip ediyordu, aynı zamanda da etrafına bakınıyordu. Çok kasvetli ve kalabalık bir yerdi burası. Bir süre yürüdükten sonra bir yetimhaneye geldiler. Wool Yetimhanesi yazıyordu kapısında.

"O da mı yetim efendim?"

"Evet."

Lirisha olabildiğince Albus'un yakınında yürüyordu. Albus oldukça hızlı yürüyordu. Yetişmek için küçük kız neredeyse koşturuyordu.

free | Tom Marvolo Riddle fanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin