17. UYUMAK İSTİYORUM

10.6K 630 62
                                    






17.BÖLÜM: UYUMAK İSTİYORUM


Okan Faris Renan

Evlilik ve depresyon mu?

Mısra bana göre daha gençti, şimdiden benim düşündüğüm gibi düşünemezdi. Bunu anlayabilirdim, onun yaşındayken bana da en uzak ihtimal evlilikti. Ancak benim nedenlerimle onunkiler oldukça farklıydı. Mısra'nın kafasındaki evlilik fikrini oluşturan ailesi, ona güzel bir miras bırakmamışlardı. Öyle ki evliliklerin sadece yüzde onunun mutlu olabileceğini iddia ederek evlilikten korkuyordu. Mutsuzluktan korkuyordu. Tıpkı mutsuz sonlu filmlerden korktuğu gibi...

Onu evine bırakmak için önce Mecidiyeköy'e gidecektim. Sessiz geçen bir yolculuğa başladığımız dikkatimi çektiğinde göz kapaklarının kapalı olduğunu fark ettim. Koltukta rahat edemiyor olmalıydı, başı bir sağa bir sola düşüyordu.

Benim yanımda; benim arabamda uyuyabiliyor olması onun için çok büyük bir adımdı, bu güveni gerektirirdi. Paranoyalarını bırakmadan o gözlerini yumamazdı. Filmi izlerken de bir ara uyur hale geldiğini hatırlıyordum. Geceleri uyuyamıyor muydu? Tek nedeni bugün yorulması mıydı?

Başı tekrar sola düşünce dayanamayarak sağa çektim. Sonra üzerine eğilerek koltuğunu yatırdım. Biraz kıpırdandı ancak uykusuna kaldığı yerden devam etti. Uyurken kaşlarını çatamadığından uyanık olduğu zamanlara göre daha sevimliydi.

Omuzları hafifçe titrediğinde üşüyor olduğunu düşünerek arka koltuktan ceketimi üzerine bıraktım. Uyuyanın üzerine kar yağar derlerdi. Bana göre arabanın içi sıcaktı.

Arabayı yeniden çalıştırıp evine kadar sürdüm. Güvenliğin önüne geldiğimizde onu uyandırmam gerekti. Hiç istemesem de uykusunu bölmek zorundaydım.

"Mısra, evine geldik."

Bize bakan güvenlik görevlisiyle konuşmak adına camı açtığımda Mısra'nın yavaş yavaş gözünü açtığını sanıyordum ancak o kıpırdamamıştı. Bu kez omzuna dokunarak yeniden seslendim. "Mısra," bana dönük yüzünü kapatan saçlarını geriye çektim. "Mısra." Sonunda bir tepki verdi ve yüzünü buruşturdu.

Dudaklarından bir hıçkırık koptu.

Ağlıyor muydu?

Şokla ona bakarken güvenlik görevlisinin sabırsızca bir şeyler söylediğini duydum ama asla o tarafa dönmedim.

Ağlıyor olduğunu idrak ettiğim anda endişeyle dolmuştum. Aklımdan her türlü ihtimal geçiyordu, gözyaşları göğsüme saplanan bıçaklar gibiydi. "Mısra, iyi misin?" telaşla yüzünü avuçlarımın arasına alarak ne olduğunu anlamaya çalıştım.

Onu ağlatan her neyse, o nedeni yok etmek uğruna yapmayacağım yoktu. Resmen bir anda beni parmağında oynatmaya başlamıştı.

Kaygıyla parlayan gözlerim, kapalı göz kapaklarına odaklanmış haldeydi. Gözlerini hiç açmadığından ne zaman bana bakacak diye bekliyordum. Gözlerine mi bir şey olmuştu? Bir çeşit iltihap? Gözlerini açamıyor muydu?

Tersine bükülen dudaklarının arasından iki kelime çıktı. "Uyumak istiyorum." Kızarmış burnunu çekerek yanağını avucuma bastırdı.

O kadar şaşkındım ki yüzüm bembeyaz kesilmişti. "Uyumak mı istiyorsun?"

Ağlamaklı bir mırıltıyla karşılık verdi.

Onu sakinleştirme ihtiyacıyla hızla konuştum. "Bunun için ağlamana gerek yok. Tamam, uyu. Ağlama. Uyuyabilirsin." Yüzü normale döndü. Az önce ağlamamış gibi uyumaya devam etti.

İhtimaller Cesedi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin