18. PARANOYALAR

10.8K 643 39
                                    




18.BÖLÜM: PARONOYALAR

Okan Faris Renan

"Okan?"

Uyandı.

Gerçekten şu an mı uyandı? Başarmaya çok yakındım.

Başımı eğerek göğsüme yaslanmış olan uykulu yüzüne baktım. "Efendim?" yüzünü buruşmamış veya dudakları tersine bükülmemişti, bu iyi haber.

Aniden doğrularak etrafına baktı. "Sen beni kucağında evime mi getirdin?" sesi o kadar şaşkındı ki dakikalar önce uyumak istiyorum diye ağlayan bendim sanki.

"Başka bir şey yapmamı mı istiyordun?" ve öyleyse, cidden ne istiyordu da ben anlayamamıştım?

Elini anlına yaslayarak gözlerini kapattı. Parmakları şakraklarını ovuyordu. "Ah, arabada biraz uykuluydum ama... uyuyacağımı hiç düşünmemiştim. Beni neden uyandırmadın?" son cümleyi dile getirirken gözlerini açıp bana bakışı pekte hayra alamet değildi.

"Seni uyandırmadım mı? Mısra güvenliğin önünde uyumak istiyorum diye ağladın!"

Mahcubiyet ve şaşkınlıkla bağırdı. "Ne!"

Sonra ikimizde bir şey demeden öylece kaldık. Bugün ikimiz içinde şaşkınlık verici geçiyordu! Ben ağladığından haberi olmayışına şaşırırken, o da uyumak için ağladığına şaşıyordu. Görünüşe göre hararetli bir tartışmanın girişindeydik.

Ve kucağımda oluşu biraz dikkat dağıtıcıydı.

Mısra boğazını temizleyerek kıpırdandı. "Yanlış anlamazsan, sanırım bu konuşmak için pek iyi bir duruş değil." Ben halimden memnundum ama neyse.

Hafifçe eğilerek bacaklarının altına sardığım kolumu gevşettim. O da kucağında topladığı kollarını omuzlarıma koyarak destek alıp ayaklarını yere indirdi. Bunu yaparken göğüslerini bana bastırmıştı ancak ne yaptığından habersiz görünüyordu. Bende gözlerimi dekoltesinden uzak tutmaya çabaladım, tüm gün yaptığım gibi.

Tanrı aşkına, bu kadının memeleri durmadan ilgimi cezbedecek şekilde görünmek zorunda mıydı? Üzerine ne giyerse giysin, daima dik tepelerin arasında tatlı göğüs çizgisi görünüyordu. Sanki kıyafetlerine sığdıramıyormuş gibi!

Ellerini omuzlarımdan çekerken yutkunduğunda gözlerini kaçırma eğiliminde olduğunu gördüm. Göğüslerini bana bastırdığını fark etmediyse bile, göğüslerinin aramızda ezilişi aklına bulandırmıştı. Beden dili onu ele veriyordu.

"Anahtarımı nerden buldun?" Ayaklarını yere basıp aramıza ufacık bir mesafe koyduğu anda sorguya hazırdı. İçimden bir ses bu soruya vereceğim cevabın hiç hoşuna gitmeyeceğini söylüyordu. "Çantandan."

Zaten düşünceli görünen ifadesi iyice karardı.

"Sen benim çantamı mı-"

Hızla sözünü kestim. Eğer konuşmaya devam ederse anlamadan dinlemeden kafasına kurmaya başlayacaktı.

"Başka seçeneğim yoktu-"

"-karıştırdın!"

"-üstelik senden izin aldım."

Aynı anda konuşmayı kestik ve birbirimize baktık. Mısra kaşlarını çatarak "Benden izin mi aldın?" diye sordu.

"Evet, arabada. 'Seni uyandırmıyorum. Uyumaya devam edebilirsin. Sadece seni evine, yatağına bırakıp geri gideceğim. Sorun var mı?' diye sordum."

İhtimaller Cesedi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin