Final haftam geldi mahvolduk 🫠
6.BÖLÜM: HOŞ GELDİN
"Yarın görüşme üzere Okan Bey."
Dudakları usulca kıvrıldı. Başına bela olacağım diyordu gülümsemesi, beni söküp de atamayacaksın. "Görüşeceğiz Mısra Hanım."
Kapıyı açarak arabadan indim. Sitenin girişine attığım her adımda sırtımda gezinen gözlerinin ağırlığını hissediyordum. Güvenlikten geçerken başımı arkama çeviri baktım. Arabası karanlığı aydınlatan farlarıyla orada duruyordu.
Bir kaplan kadar keskin gözleriyle beni izlediğini biliyordum. Elimi kaldırarak ağır ağır el salladım. Meydan okurcasına bakan gözlerim yarın görüşeceğiz mesajı veriyordu. Sonra arkamı dönüp siteye girdim.
Oturduğum bloka kadar yürüdüm, A2 blok. İçeri girdikten sonra asansörü bekledim, saat geç olduğundan ortalık boştu. Elimde hazır anahtarımla vardığım evimin kapısını açtım. Eskiden, çok eskiden anahtarlarımı çıkarmama gerek kalmazdı. Çünkü evde benim için kapıyı açacak biri olurdu. Babam...
Koridorun ortasına, onun odasına uzanan kısma bir perde çekmiştim. Mecaz yapmıyordum, gerçekten perdeyle kapatmıştım. Evde gezerken onun odasını görmek beni mahvediyordu. Kapısını kapattığımda da mahvediyordu, artık orada olmayışını hatırlıyordum. En sonunda simsiyah bir perdeyle koridoru bölmekte buldum çözümü. Perdeye bakıyor olmakta bana acı veriyordu ancak odasını görmek kadar değildi.
Bu evde olmak, içimi deşen bıçağa her gün koşmak gibiydi. Eşyalar anılarla doluydu ve ben bunlarla yaşamakta çok zorlanıyordum. Kaçmak istediğimde gerçekler beni köşeye sıkıştırıyordu.
Bu hayatta yapayalnız olduğum gerçeği.
Öyle ki aramızın çokta iyi olmadığı babamın yokluğu kalbimin yarını tutuşturmuştu. Ölümünden sonra yanımda annem bile yoktu, annem bile!
Ben herkes tarafından terk edildim. Ve kimseler tarafından yalnızlığa mahkûm edilirken, en kalabalık olduğum zamanlar yazarlık kariyerimle gelmişti. Hayatımda ilk kez biriydim, birileri için başroldüm. Bana kötü davranmış olan herkesi başarılarımla pişman etmiştim. Her zaman kenara köşeye atılan değil, önemli biriydim ben. Sadece birileri için. O toz pembe bulutlar ne kadar sürdü? Ben orada da yalnız bırakıldım. İnsanları alıp karşıma neden beni sevmiyorsunuz diye sormak garip mi olurdu? Yapmayı çok istedim. Saçmalıktı, acizceydi ama yapmayı istedim.
Zira ben okuyucuları tarafından bile terk edilmiş bir yazardım.
Nereye gidersem gideyim, ne kadar çabalarsam çabalayayım olmadı. Bu kader dedim gökteki Tanrı'ya, bu kaderse de neden hak ettim bilmiyorum. Bir kez de güzel tesadüflerini bana versen ne olurdu? Şaşırtan bir mutluluk hissini bilmek istiyorum. Beni atacaksan o karanlığa, şikâyet etme meleğim. Sen yazarken yoruldun da ben yorulmadım mı sanıyorsun?
Bomboş evimde, göz kapaklarıma çöktü ağırlık. Üstümü çıkarıp yatağıma yattım. Kulaklarımda çınlayan sessizlikle uykuya daldım.
Ertesi güne dersim olmadığından uyuyabildiğim kadar uyudum. Kitap okumak dışında yapacak daha iyi bir şey yoktu nasılsa. Özenerek dizdiğim kitaplığımda okumadığım kitap kalmamıştı. Fakat sonunda okuduğum her kitabın birbiriyle benzer noktalarından sıkılacağım kadar çok roman okumuştum. Benim için bir kaçış yöntemiydi. Bazı dönemlerde saldırganca kitap okur, tüm kurguları tüketirdim. O kadar okumadan sonra yeni başladığım kitapların diğerlerinden farklı hissettiren bir şeyi olmadığında tükettiklerimin bedelini ödemiş olurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhtimaller Cesedi +18
Romantizm(Yetişkin okurlar için uygundur.) Cinsel terapist olan bir adam ve cinsellikle ilgili korkuları olan bir kadın. ⚜️ Okan tuttuğu elimin üstünü okşadı. Oldukça nahif gelen bu hareketin aksine, hiddetliydi. Sessizliğim ona fazla geliyormuş gibi yakası...