13. YAZARDIM

11.5K 653 82
                                    

Canlarım şöyle bir problem oldu ki ben Niğde'deydim, laptopum İstanbul'daydı. Daha bugün İstanbul'a 12 saatlik yoldan geldim. Instagramdan takip edenler görmüştür bunları zaten. Ve gelir gelmez bölüm yetiştirmeye çalıştım... O yüzden buna göre okursanız mutlu olurum 🥹


13.BÖLÜM: YAZARDIM

Hayatımda birini böylesine arzuladığım bir an daha olmamıştı. Hatta arkadaşlarım en olmadık insanlara duydukları isteği anlattıklarında saçma bulduğumu söylerdim. Birini isteyip istememek nasıl insanın kendi elinde olmazdı? Eh, artık cevabı biliyordum.

Aramızdaki her şey çok yeniyken, kendimi sürekli onun yörüngesine çekilirken bulmak benim için yeniydi. Tanıştığım kimseyle ilk buluşmadan aramızda böylesine yoğun bir cinsel gerilim olmamıştı. Bazen karşımdaki kişinin niyetinin bu olduğunu anladığımda; ben hiç öyle hissetmiyor olurdum. Dolayısıyla ikinci buluşma olmazdı.

Okan Faris Renan:
Günaydın

Günaydın mesajı, flört klişelerinden biri. Ve inanılmaz iyi hissettiriyor... Dün akşam, gördüğüm rüyalardan biri gibiydi. Bugün sabah uyandığımda dün gerçekten yaşandı mı sorgusuyla bir süre tavanı izlemiştim. Sonrasında telefonumun ekranındaki mesajı görünce cevabımı aldım. Fena halde yaşanmıştı.

Üstelik pazar günü kim sabahın yedisinde uyanırdı? Okan'ın mesajı attığı saate bakılırsa, Okan uyanıyordu. Tam anlamıyla zıttımdı. Asla sabah insanı değildim ve pazar günü yedide uyanmam için kıyamet falan kopması gerekiyordu.

Acaba uyanır uyanmaz mı mesaj atmıştı, yoksa kahvaltıdan vesaire sonra mı?

Siz:
Günaydın

Tek n'li günaydın yazdım. Henüz iki n'li günaydın yazacak neşe ve samimiyette değilim. O da tek n'li yazmıştı. Ben neden iki n'li yazayım ki?

Bugün gergindim. Çünkü yatmadan hemen önce Twitter'da hakkımda yazılan saçma sapan bir yazı görmüştüm. Yazarlığı bırakmış olmama rağmen hala bir yerlerde birileri deliriyordu! Kafayı yiyecektim! Aslında yazarlığıma devam ettiğim sürede yatmadan önce hiçbir sosyal medya hesabıma bakmama kuralım vardı. Pek belli etmiyordum (!) ancak azıcık gergin biriydim, yatmadan önce bu tarz şeyler görünce asabım bozuluyordu. Doğru düzgün uykuya dalamıyordum.

Tanrı aşkına, yazarlığı bırakmıştım! Hala konuşacak ne dertleri vardı? Tüm sosyal medya hesaplarımı kapatıp, kimsenin bilmediği kişisel hesaplar açmıştım. Ama bazen, o hayatımı kurcalayasım geliyordu. Kurcaladıktan sonra da tekrardan neden bıraktığımı oldukça iyi anlıyordum.

Ben yazarlılığı bırakalı bir yıldan fazla zaman oluyordu ama Twitter'da birileri hala basılmayı hak etti mi gibi salakça bir soru üzerine kutsal düşüncelerini ifade ediyordu. Kim ona bunun hakkedilen bir şey değil, tamamen ticaret olduğunu anlatabilirdi ki? Yayınevleri yazarlara kitaplarını basmak adına teklif götürdüğünde ödül vermezler, ticaret yapmak isterler. Üstelik birinin beğenmediği kitabı herkes beğenmek zorunda değildi. Ben hiçbir zaman gelmiş geçmiş en iyi kitabı yazdığımı iddia etmemiştim.

Okan Faris Renan:
Günaydın mı? Saat on iki, gün ayalı çok oluyor

Siz:
Benim için tam şu an aydı

Okan Faris Renan:
Kaçta uyudun?

Siz:
Hatırlamıyorum ama geç yattım

İhtimaller Cesedi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin