Hao gözünü hastanede açtı. Işıktan çok rahatsız olmuştu. Başı ağrıyordu.
"İyi misin hyung?"
Aynı anda iki kişi sormuştu.
Yanında Gunwook ve ses eğitimi veren Taerae vardı."İyiyim."
"Ne oldu birden?"
"Başım dönüyordu biraz."
"Şu an daha iyi hissediyorsun değil mi?"
"Evet Taerae ikinize de çok teşekkür ederim."
Hao odadan çıktıktan bir süre sonra aşağı indiğinde onu ambulansa bindirdiklerini gören Hanbin koşarak yanlarına gitti. Hao bayılmıştı. Önceden birkaç kere daha aşırı stresten bayıldığı olmuştu. Hanbin ona zarar verdiği için kendinden nefret ediyordu. Ambulansı takip ederek hastaneye gitti. Hemşireyle konuştular. Uyandığında yanında onu istemeyeceğini düşünerek durumu biraz daha iyiye gidince hastaneden çıktı.
Arkadaşının yanına gelmesi için Jiwoongu aradı. Olanları anlattı. Matthew da sevgilisiyleydi. Jiwoong ona beklemesini söyledi birazdan hastaneye geleceklerdi.
Gidene kadar küfür etmişti Hanbine. Normalde Haonun başına böyle şeyler sık sık gelmezdi artık ne yapıp buna sebep olduysa... Onu mahvedeceğini söyleyip duruyordu. Diğer yandan sevgilisi onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Hastaneye vardıktan sonra bir hışımla arabadan inip Hanbine doğru yürüdü."Sana o istemezse dur dedim. Eğer senin yüzünden ona bir şey olursa kötü olacağını söyledim. Ve sen ona tekrar zarar verdin."
"Hyung düşündüğün gib-"
Jiwoong çok sinirliydi. Kendini daha fazla tutamayıp Hanbinin suratına yumruğu indirdi.
Hanbin zaten yorgun ve kendinden vazgeçmişti, yere düştü. Oradan kalkmayı düşünmedi bile. Şu an onu ölesiye dövse engel olmayacaktı.Matthew sevgilisini tutup çekti sonrasında arkadaşını yerden kaldırmak istedi. Hanbin ısrarla yerden kalkmıyordu. Jiwoong beklemeden hastaneye girip arkadaşının odasına yöneldi. Matt yerden kalkmayan arkadaşını orada bırakmak istemediği için biraz daha bekledi sonrasında ikna edip kaldırdığı arkadaşını da alıp hastaneye girdi. Hanbinin kanayan burnuna bir şeyler tıkadıktan sonra Haonun odasına gittiler. Hanbin gitmek istemiyordu ama Matt ısrar etti. Odaya girdiklerinde Jiwoong ve Gunwook oradaydı.
"Senin hâlâ burda ne işin var?"
Jiwoongun Hanbine olan siniri geçmemişti.Hao Hanbini o şekilde görünce arkadaşına soran gözlerle baktı.
"Ne? Belki yumruk atmış olabilirim.""Gerçekten rezil ediyorsunuz beni. Gunwook hariç herkes çıksın."
Gunwook şaşıran gözlerle bir Haoya bir Hanbine bakıyordu. Yanına arkadaşları geldiğine göre onları yalnız bırakmak iyi olur diye düşündü.
"Hyung kendini iyi hissediyorsan ben gideyim sizin konuşacak şeyleriniz vardır. Tekrardan geçmiş olsun. Beni habersiz bırakma."
"Teşekkür ederim Gunwook. Görüşürüz."
Hao kendini daha iyi hissediyordu.Hanbin ve Matthew odadaki koltuklara oturdular. Jiwoongsa arkadaşının yanındaydı.
"Daha iyi misin?"
"İyiyim Matthew."
"Eee hâlâ söylemedin. Hanbin mi sebep oldu? Kaç kere daha soracağım. Sakın onu korumaya çalışma."
"Hayır hyung. Sadece başım döndü. Sanırım yorgun olduğum için."
"İkna oldum."
"Dışarı çıkar mısınız? Hanbinle konuşmak istiyorum."
Odadaki herkes şaşkın gözlerle Haoya baktılar.
"Kafanı bir yere çarptın sanırım dur doktoru çağırayım."
"Hayır hyung. Yarım kalmıştı."
Jiwoong iç çekmişti.
"Peki dışarıda olacağım. Bir şey olursa seslen."
Hanbine ters ters bakarak yanından geçmişti. Matthew çıktıklarında sevgilisinin elini tuttu."Eğer biraz daha sakin olmazsan demin attığın yumruğu benden yersin. Senden güçlü olduğumu biliyorsun değil mi aşkım?"
Jiwoong sevgilisine yaslandı. Daha fazla sorun çıkarmasa iyi olacaktı. Sevgilisiyle arasının bozulmasını istemiyordu.
uslu çocuk ol woong karşında bilek güreşinde seni kolayca yenen matt var :)))))

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Alone| Haobin
FanfictionÇok özlemişti Anlatabileceğinden değil Anlayabileceğinden bile çok.