Hao başının ağrısıyla uyandı. Telefonunu alıp saate baktı 9.13. Dün bayağı içmişlerdi ve Hao uzun zamandır ilk kez bu kadar çok yemişti. Bu yüzden baş ağrısının yanında midesi de bulanıyordu. Hemen banyoya yöneldi. Yediği her şeyi çıkardı. Sanırım hayatında ilk kez bu kadar uzun sürmüştü. Boğazı ağrıyordu. Ayakta durmaya dayanamayıp yere çökmüştü. Biraz kendine geldikten sonra dolaptan havlu çıkardı. Duş almak için kıyafetlerini çıkardı.
Uzun süredir boynunda hiç iz oluşmamıştı. Acaba Hanbinin de durumu aynı mıdır diye düşündü."Ahh saçmalamayı kes."
Kendine kızıp hemen küvete girdi. Biraz suyun altında kaldı resmen yumuşamıştı. Baş ağrısı da azalmıştı ama hala tamamen geçmedi. Bir iki şey atıştırıp ilaç alırım diye düşündü.Kalkıp mutfağa gitti. Masada hazır bir kahvaltı ve yanında da bir not vardı.
Günaydın. Hazırladıklarım bitmeden evden çıkma. İlacın da tezgahın üstünde. Ben Mattle kahvaltıdayım. Haberleşelim.
Arkadaşına teşekkür etmek için mesaj yazıp gönderdi. Hazırladığı şeylerden yedi kalanları kaldırdı. İlacı içip üstüne bir şeyler geçirmek için odasına gitti. Tam odaya girdiği an telefonu çaldı.
"Efendim Gunwook."
Gunwook Haonun müzik eğitimi verdiği yerde dans eğitimi veriyordu. Birkaç kere ortak etkinliklerde bir araya gelmişleri. Gunwookun oldukça olgun ve saygılı biriydi. Haoyla da araları iyiydi.
"Hyung hani müzik eğitimi verdiğin bir kız vardı ya lise öğrencisi olan."
"Evet?"
"Bugün seni görmek için buraya gelmiş. Uğramayı düşünüyor musun? Ülkeden ayrılmadan teşekkür etmek istediğini söyledi."
Haonun keman eğitimi verdiği lise öğrencisi hem çalışkan hem de tatlı bir kızdı. Haoyla iyi bir ilişkileri vardı. İlerde onun gibi bir müzik hocası olmak istediğini sürekli dile getirirdi.
Gidip onu bir kere daha görmek iyi olabilirdi. Hem zaten planı da yoktu."Tamam ben birazdan orada olurum."
"Tamam hyung."
Uzun zamandır uğramadığı yere gitmek Haoyu heyecanlandırmıştı. Çıkmaya hazır olduğu için son bir kez aynada saçlarına göz gezdirip çıktı. Arabasına atladı.
Vardığı yere arabasını park edip yukarı çıktı.
Odasına girmeden Gunwookunkine uğradı."Merhaba hoşgeldin hyung neredeyse yüzünü unutacaktım."
Hao gülümseyerek Gunwooka sarıldı. Hem iş arkadaşlarını hem öğrencilerini hem de burayı fazlasıyla özlemişti.
"Unutulacak bir yüzümün olduğunu düşünmüyorum." dedikten sonra göz kırptı.
"Ben Gaeulı daha fazla bekletmeden gideyim seninle sonra tekrar görüşürüz."
Bir ara beraber dışarı çıkmaları iyi olabilirdi."Tamam hyung görüşürüz."
Odasına girdi sandalyede telefonuyla uğraşan öğrencisi oturuyordu. Hocasını görünce hemen koşarak ona sarılmıştı. Zaten öğrencileri Haoyu hep severdi. Pek sosyal olmasa da öğrencilerine karşı hem sevecen hem espiriliydi. Onlarla konuşmayı da severdi. Aralarında iyi bağlar vardı.
"Ssaem merhaba. Sizi çok özlemiştim."
"Ben de öyle Gaeul. Nasıl gidiyor? Yurt dışına çıkacakmışsın?"
"Evet ssaem. Kanadaya taşınıyoruz. Gitmeden önce sizi bir kere daha görmek istedim. Her şey için teşekkür ederim."
Biraz daha sohbet ettiler buraya tekrar gelip öğrencilerinden birini görmek Haoya iyi gelmişti.
Öğrencisi gittikten sonra iş arkadaşlarının yanına gitti. Beraber güzel zamanlar geçirmişlerdi. Onları da özlemişti.
1-2 saatlik sohbetten sonra odasını düzenlemeye karar verdi bugünden sonra daha sık geleceğinden emindi. Hem kendine iyi gelen şeylere geri dönmeliydi diye düşündü.
Odasını düzenlerken kapısı çaldı."Gel."
Gelen kişiyi görünce elindeki kitabını yere düşürdü.
aaaaa acaba kim geldiiiii
ya bi şeyler yazın kendi kendime konuşmaktan bi hal oldum ㅠㅠ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Alone| Haobin
FanfictionÇok özlemişti Anlatabileceğinden değil Anlayabileceğinden bile çok.