20

149 24 0
                                    

"Günaydın."

"Günaydın hyung."

Hao birkaç gün boyunca müzik üzerine yoğunlaşıp sonunda akademiye dönmüştü. Birkaç aydır eline almadığı kemanla son günlerde yoğun pratik yapıp huzur bulduğu müziğe temmelli devam etme kararı almıştı.
Hem üzerinde düşündüğü bir şarkı da vardı. Onu da düzenlemeye başlamıştı. Bestesini de kendi yapmak istiyordu. Bu zamana kadar birkaç şarkı sözü yazıp bestelemişti. Bunların sevgilisiyle onlara ait olan hariç hepsini satmıştı. Bunuysa sadece kendine saklamak istiyordu. Aşık olduğu adamı düşünürken ara ara not aldığı kısa şeyleri birleştirmeye çalışıyordu.

Bu sırada Hanbin de akademiye dönmüştü ve dans eğitimi vermeye devam ediyordu. Matthew arkadaşıyla beraber ders vermeyi özlemişti. Onun tamamen iyileşip bu kadar toparlaması mucizeydi.

Jiwoongsa aralarda çiçekçiye uğrarken asıl mesleği olan kodlama üzerine yoğunlaşmıştı. Bir uygulama üzerine çalışıyordu. Uzun zamandır planladığı bir şeydi. Artık yürürlüğe girme zamanı gelmişti.

Hao sürekli Hanbini görüyordu. Çünkü Gunwook da dans ekibindeydi ve Haoyla daha samimi olmuşlardı. Hanbin bu durumdan pek memnun değildi oldum olası sevgilisini paylaşamayan bir tipti.
Bazen odasına ona sevgilisini hatırlatan küçük hediyeler alıp notlar yazıyordu. Hao bu özel hediyelerin hepsini evine götürüp saklıyordu. Ertesi gün karşılaştığında da çöpe attığını söylüyordu.

Bugün Haodan keman eğitimi alacak olan bir öğrencinin ilk günüydü. Hao aylar sonra ders vereceği için heyecanlıydı.

"Merhaba ssaem."

"Merhaba Yerin."
Yerin ilk dersi için çok heyecanlı aynı zamanda utangaçtı.

"Kendini tanıtmak ister misin?"

"Evet. Byun Yerin 12 yaşındayım. Keman çalmaya 7 yaşındayken başlamıştım ama kısa bir süre sonra ara vermek zorunda kaldım."

"Özel değilse sebebini sorabilir miyim?"

"Tabi. Babamın kalp rahatsızlığı vardı tedavi için bir süre ara verdik. Maalesef beklediğimiz sonucu alamadık ve 2.5 yıl önce babamı kaybettim. Sonrasında da devam etmek istememiştim ama keman çalmamı isteyen kişi oydu. Onun sayesinde başlamıştım. Bir süre psikolojik olarak düzelmek adına terapi alarak toparladım ve şimdi de buradayım."

Haonun bunu duyunca aklına gelen tek kişi Hanbindi. İyileşip gelmişti evet ama ya durumu daha kötüye gitseydi. Haberi olmadan onu tamamen kaybetmek Haoyu daha da mahvederdi. Ama o savaşı kazanıp gelmişti. Sevgilisinin üzülmesini istemediği için salakça bir hata yapmıştı ve bedeli ağırdı. Ama öğrencisinin hikayesini duyunca acaba ben kaç yıl psikolojik destek alırdım diye düşündü. Cevabı muhtemelen ömür boyu olacaktı. Daha fazla kötü şeyler düşünmek istemedi. Bugün Gunwook değil Hanbini görmek için dans akademisi kısmına gidecekti. Bunu Hanbinin bilmesine gerek yoktu.

"Güçlü bir kızsın bu kadar sürede toparlayıp yine baban için bir şeyler yapman çok özel. Eminim seni izlediği yerden gurur duyuyordur."

"Umarım ssaem. Teşekkür ederim."

Hemen kemanlarını alıp derse başladılar. Yerin'in temeli düşündüğünden daha iyiydi. Sıfırdan başlamadıkları için daha rahat hissetmişti Hao. Bir buçuk saatin ardından dersi bitirip Gunwooku görme bahanesiyle arkadaşlarının yanına gitmişti.

Gittiğinde Hanbin dersteydi. İçi görünen odada bir süre arkası dönük olan Hanbini izledi. En son kontrolsüz kilo kaybı vardı fakat tedaviden sonra iyi toparlamıştı. Çok çekiciydi. Ne olurdu hiçbir şey olmamış olsaydı, böylece kaslı sevgilisine sarılabilirdi. Ya da daha eğlenceli şeyler de yapabilirlerdi.

"Hyung?"

"Gunwook. Nasıl gidiyor?"
Bayağı terlemiş olan arkadaşının dersten yeni çıktığını anlamıştı.

"Yorucu. Ne için gelmiştin?"

"Aslında bugün beraber bir şeyler yiyelim mi diye sormaya gelmiştim."
Gözü arada dans odasına kayıyordu.

"Olabilir aslında. Ama duş almam lazım."

"Tamam odanda seni bekliyorum."

"Tamamdır."

Hao son bir kez Hanbini süzecekti ama bu kez göz göze geleceklerini tahmin etmemişti.
Hanbin az önce Gunwookla konuşurlarken aynadan görmüştü Haoyu. İçinden Gunwooka nefret yağdırıyordu. Son zamanlarda fazla samimilerdi. Gerçekten Hao için her şeye katlanmak zorunda oluşu söz konusu başka erkekler olunca sinir bozucu oluyordu.

Hao hızlıca Gunwookun odasına girdi. Ona daha fazla bakmak iyi sonuçlar doğurmayabilirdi. Bir süre sonra kapı açıldı. Gunwookun geldiğini düşünerek kapıya baktı. Gelen kişinin Hanbin olacağını tahmin etmemişti. Dersi mi bırakmıştı?

"Neden buradasın?"

"Hangi sıfatla soruyorsun?"

"Şimdilik arkadaşın olarak?"

"Sevgilim olma isteğinden vaz mı geçtin?"

"Şimdilik dedim. Yeniden sevgilim olana kadar arkadaşım sayılırsın daha doğrusu bunu sen söyledin. Ama merak ettiğim bir şey var."
Haoya yaklaşarak masaya yaslanmıştı. Gözlerinin içine bakarak konuşmaya devam etti.

"Arkadaşlar birbirilerinden etkilenmezler, öyle değil mi?"

"Ne demek istiyorsun?"

"Demin bana olan bakışların pek arkadaşça değildi diyorum."

"Sen öyle sanmışsındır. Bilirsin ben daha yapılı kişilerden etkilenirim."

Hanbinin aklına Gunwook geldi nedense. Acaba birlikte mi oluyorlardı?
"Ahh saçmalama"

"Saçma olan ne?"

Dışından konuştuğunu fark etmemişti.

"Saçma olan neredeyse eski haline dönmüş olan benim, senin "yapılı" sıfatına zaten yeterince uyduğum halde daha yapılı kişilerden etkilendiğini söylemen."
(bu nasıl bi cümle tabi siz anneleri taraf-)

Hao ayağa kalkarak Hanbine yaklaştı. Tam bir şey söyleyecekken kapıdan içeri Gunwook girdi.

"Hanbin hyung? Dersin yok muydu?"

"Aradayım."

"Şimdi gidiyordu zaten."

"Evet evet. Aa bu arada siz nereye gidiyorsunuz Gunwook?"

"Bir şeyler yiyelim dedik."

"Belki sonrasında içmeye gideriz."
Hao Hanbini tanıdığı için uğraşmanın eğlenceli olduğunu biliyordu.

"Anladım. Size iyi eğlenceler."

"Dersin biterse sen de içmeye gel istersen hyung. Tabi Hao hyung da isterse."

Hanbin tabiki Haoyu tek bırakmayacaktı.
"İyi fikir. Görüşürüz o halde."

"Görüşürüz hyung."


naptın ettin kendini plana dahil ettin heee lido
saat 4te yb atan koca yürekli ben...


Not Alone| HaobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin