25

203 22 3
                                    

"Hoş geldiniz." kapıyı kocaman gülümseyerek açmıştı.

Jiwoong arkadaşını mutlu gördüğü için sevinmişti.
"Selam."

Matthewa da sarılıp kapıyı kapattı.
"Hadi ellerinizi yıkayıp mutfağa gelin malzemeleri hazırladım. Hatta inanmayacaksınız ama bazılarını doğradım."

"Vay canına. Büyük başarı." deyip alkışlayarak arkadaşıyla dalga geçti Jiwoong.

Matt sevgilisi ve arkadaşının hâllerine güldü. Birbirilerine son zamanlarda daha yumuşak olsalar da genelde takılırlardı.

Matt ve Woong ikilisi ellerini yıkayıp işe koyuldular birsürü şey hazırlamışlardı. Yemekler pişmek üzereyken kapı çaldı. Hao koşarak kapıyı açtı.

Hanbin elindeki poşet ve çantayı yere bırakıp sevgilisine sarıldı.

"Hoş geldin sevgilim." burnuna minik bir öpücük bırakmıştı.

"Hoş buldum bebeğim."
İçeri geçip arkadaşlarına da selam verdikten sonra üstünü çıkarmak için odaya gitti. Hao da sevgilisini takip ederek odaya çıktı demin yemek yaparken çıkardığı yüzüğü aldı. Bu yüzüğü dün gece Hanbin sevgilisine almıştı. Özel olarak yaptırdığı yüzüğün diğeri de onun parmağında duruyordu.

"Bunu ikide bir çıkarmanı istemiyorum."

"Bir yere takılmasın diye çıkarmıştım ama tamam bir daha çıkarmam."

Yüzüğü sevgilisinin elinden alıp tekrardan ona taktıktan sonra sevgilisini uzunca öptü.
"Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum. Artık giy üstünü de in aşağı."

"Tamam sevgilim."

Hao inip sofrayı kurmaya başladı. Dolaptan içkiler için bardak çıkardı. Diğerleri de ona yardım ediyordu. Hanbin de gelip yemekleri masaya taşımaya yardım etti. Yemeye başladılar.

"Eee anlatın hadi bakalım." diye merakla sordu Matt. Çünkü Hao sevgilisi gelmeden anlatmak istememişti.

Hao ve Hanbin dün gece konuştuklarını ve nasıl tekrar bir araya geldiklerini anlattılar. Özel detayları atlamışlardı tabi. Arkadaşları onlar adına gerçekten sevinmişlerdi. Sonunda rahatlamışlardı.

"Adınıza çok sevindim. Ayrıyken çekilmiyordunuz zaten." Matt arkadaşlarına takıldı.

"Bundan sonra birbirinizi üzmeyin. Adınıza sevindim."

Hanbin sevgilisinin elini tutup öptü.
"Bundan sonra daha mutlu olacağız."

Hao sevgilisine bakıp gülümsedi.
Hanbin sevgilisinin ona olan bu bakışını da çok özlemişti. Ona aşkla bakıyordu. Tıpkı Hanbinin ona baktığı gibi.

Gecenin sonunda arkadaşları evlerine dönmüştü. Etrafı toparlayıp yatağına uzandı Hao. Hanbin de bir duş alıp sevgilisinin karnına uzandı.

"Ahhh. Çok yorgunum. Bugünkü ders bitmek bilmedi."

"Yorgunluğunu almamı ister misin?"
Hao sevgilisini tutup yukarı çekmeye çalıştı.

Hanbin çırpınan sevgilisine yardım etti.
Hao sevgilisini kendine yaklaştırdı. Uzun bir öpücüğün içine çekti. Hanbin sevgilisinin yumuşak öpücüğüne karşılık verdi.
Dudaklarını ayırdıktan sonra Hanbin sevgilisinin yanına uzandı.

"Bana şarkı söyler misin sevgilim?"
Eski günlerdeki gibi sevgilisinin sesini dinleyerek uyumak istiyordu.
Hao Hanbini kendine çekip söylemeye başladı. Hanbin sevgilisinin sesinin verdiği huzurla uykuya daldı.

İkisi de huzurluydu.
İkisi de bunu hak etmişti.

YÜCE HAOBIN
aslında kitabı başta kötü bitirecektim ama yapamadım...
veee finitoooooo
votelarınızı eksik etmeyin roselarımmm
zb1 adamlarına (ve davşan oğluşumuza) sevginizi de öyle (._.)
OFFF DUYGULANDIM
AGLICAM BB
YA O KADAR OKUDUNUZ Bİ TAKİP ETMİYONUZ PÜÜÜ

Not Alone| HaobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin