Hao Hanbini gönderdikten sonra uyumaya karar verdi. Zaten çok yorgun hissediyordu. Tam gözlerini kapatmıştı ki odaya Jiwoong girdi.
"Hao hastaneden çıkışını hallettik. Hadi seni evine bırakayım."
"Yaa tam da uyuyacaktım. Neden?"
"Evinde daha rahat uyursun. Şehir dışına çıkmıyoruz kısa sürer merak etme."
Hao oflayarak yataktan kalktı. Matthew ona yardımcı olmuştu. Jiwoong da eşyalarını topladı.
Koluna girerek arabaya götürdüler. Hao yolculuk kısa sürmüş olsa da uykusunu tutamadı. Jiwoong arkadaşını bir kere daha uyandırmak istemedi. Eşyaları sevgilisine verip arkadaşını evine kadar taşıdı. Matthew çantasından anahtarını çıkarıp kapıyı açtı.
Jiwoong Haoyu odasına götürdükten sonra üstünü örtüp çıktı. Telefonunu da sessize almıştı. Arkadaşının dinlenmeye ihtiyacı vardı.İkili Haoyu eve bıraktıktan sonra arabaya yöneldi. Matthew sevgilisinin bugünkü sinirli halinden dolayı gerilmiş ve pek konuşmamıştı. Jiwoong konuşmaya girmek için tamamen yalnız kalmalarını bekliyordu.
"Özür dilerim günışığım. Amacım arkadaşına zarar vermek değildi. Aniden oldu kendimi tutamadım. Söz veriyorum bir daha olmayacak."
(aferin, hanımcılık kazanacak.)"Bir daha olursa sonuçlarına katlanırsın Jiwoon."
Jiwoong sevgilisine yaklaşıp yanağını öptü.
"Bana geçelim."
"Bugün havamda değilim evime bırak."
"Kesinlikle olmaz. Hem beni sakinleştirecek tek kişi sensin."
Jiwoong dudağını büzerek konuşmuştu. Bunu sık sık yapmazdı ama yaptığında işe yarardı. Matti yumuşatmanın kolay bir yoluydu. Ya da Jiwoong öyle zannediyordu."Hayır."
Jiwoong bu sefer işe yaramadığı için üzülmüştü."Yaa tamam uslu duracağım sadece uyuyacağız."
"Sadece uyuyacağız."
Jiwoong sevgilisinin elini tutup üstünü öptükten sonra yola devam ettiler.
Birkaç dakika sonra eve gelmişlerdi. İkili arabadan inip eve girdiler.
Mattin odasına girdiler. Sevgilisiyle birbirilerinde kaldıkları için kıyafetleri evinde hep bulunurdu. Dolaptan sevgilisine bir şeyler çıkarıp üstüne attı."Ben duş alacağım."
"Tamam alalım."
"Jiwoon BEN duş alacağım. Sen benden sonra alırsın."
Jiwoong oflayarak yatağa uzandı.
"Tamam tamam."
Matthew banyoya girip üstünü çıkardı. Aslında bugün sevgilisi onu sinir etmemiş olsa her şey farklı olabilirdi diye düşündü.
"Her neyse"
Duşunu hızlıca alıp çıktı. Jiwoong çoktan horlamaya başlamıştı. Her zamanki gibi üstüne de hiçbir şey örtmemişti. Matthew saçlarını kurutmakla uğraşmak istemedi. Hemen üstüne pijamalarını geçirip yatağa uzandı. Sevgilisinin üstünü örttü ve ona sarılarak gözlerini kapattı.
"Saçlarını neden kurutmadın hasta olacaksın."
Uykulu sesiyle sormuştu."Yorgunum."
"Kalk ben yaparım."
"Gerek yok sadece uyumak istiyorum. Hava soğuk falan da değil hem sarılıp beni ısıtırsan hiçbir sorun olmayacağına eminim."
Jiwoong sıkıca sevgilisine sarıldı. Kokusunu içine çekti. Çiçekçilerinde yüzlerce çeşit çiçek ve hepsinin farklı farklı güzel kokuları vardı. Ama en sevdiği koku sevgilisininkiydi. Hep öyle kalacaktı.
"Çok güzel kokuyorsun bebeğim."
"Biliyorum."
Matthew kafasını sevgilisinin boynunda kaldırıp ona baktı. Jiwoongun gözleri hâlâ kapalıydı. Yaklaşıp sevgilisinin dudağına masum bir öpücük bıraktı. Jiwoong gözleri hâlâ kapalı şekilde gülümsedi. Matthewsa tekrar yerine dönüp kısa sürede uykuya daldı.
offf seobin özür xmwdkksğxwüdö
ama mattwoong da çok şeker
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Alone| Haobin
FanfictionÇok özlemişti Anlatabileceğinden değil Anlayabileceğinden bile çok.