otuz beş

239 23 0
                                    



Fincanımı kenara bırakıp izlediğim videoyu durdurdum ve esen rüzgarla kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım.

Dünden sonra Bulut'la bir daha konuşmamıştık. Sürekli Yüsra'nın yanında kalıyordu ve belki de şu an uykusuzdu. Ona mesaj atmak istemiyordum, o müsait olduğunda zaten bana yazardı.

Gözlerimi aralayarak etrafa bakındım ve fincanın dibinde kalan bitki çayını da fondipleyip tekrar yanımdaki taşın üzerine koydum. Saate baktığımda saatin neredeyse ona geldiğini görüp ayakladım. Tam o sırada mutfağa annem girdi ve demliğe su doldurup ocağın üzerine koydu.

''Anne az önce çay içmediniz mi?'' diye sordum mutfağa girerken. Buzdolabını aralayıp içinde göz gezdirirken cevap verdi. ''Dayın aradı şimdi, bize geliyorlarmış.''

Kaşlarımı havaya kaldırdıktan bir süre sonra yavaşça yüzümü buruşturdum. ''Tüm hepsi mi geliyormuş?'' Ufak bir mırıltıyla onayladığında dudaklarımı büzdüm. Arda da geliyordu.

Annem kek malzemelerini teker teker tezgaha koyarken mutfaktan çıkmak için birkaç adım attım, hızlı hareket edip dikkat çekmiş olmalıyım ki, yakalandım. "Gel bir kakaolu kek yap ben de evi toplayayım."

Anneme ters ters bakarken kafasının bana doğru dönmesiyle yüz ifademi değiştirip şirin bir şekilde sırıttım. "Tabii ki yaparım, bundan mı kaçacağım?"

Annem mutfaktan çıktığında dağılan saçlarımı yukarıda bir topuz yapıp ellerimi yıkadım ve yumurtayı kırdım. O an aklıma şarkı sözleri doluşurken bir yandan da şarkı söylüyordum.

"Üç yumurtayı kırdım önce, portakal dilimledim ince ince, göz kararı da biraz süt kattım, kalktım, sana kek yaptım..." Şekerle yumurtayı iyice karıştırdıktan sonra süt ve yağı döktüm. "İnsan neler yapar isteyince, bu bir şey değil düşününce, ben de tarifi öğrenince, kalktım, sana kek yaptım."

Kakao ve kabartma tozunu çekmeceden çıkarırken yavaşça gülümsedim ve kafamı yukarıya kaldırdım. "Allah'ım lütfen bir gün Bulut'a da kek yapabileyim, lütfen." Derin bir nefes verdikten saniyeler sonra kafamı indirip işime döndüm.

"Gözlerin dönmüş kızı görünce, yerli yersiz bakıp sana gülünce, ben de tesadüf o gece erken yattım, bana kelek yaptın..." Kek hamurunu çırparken içine biraz da unu karıştırdım. "İnsan neler yapar isteyince, bu bir şey değil düşününce, sen de elektriği hissedince, kalktın, bana kelek yaptın."

"Bitti mi kızım?" Annem içeri girdiğinde biraz daha un döktüm. "Bitiyor, sen şu fırını açsana." Fırını açıp tekrar çıktığında bağıra çağıra şarkıya devam ettim. "Çırptım, çırptım, karıştırdım, kendimi onunla yarıştırdım, kimse kimseye benzemez, kendimi kekle yatıştırdım."

Kekin kıvamı olduğunda kalıbına döküp fırına verdim ve ellerimi yıkayıp odama gittim. Çalışma masamın üzerini toplarken bir yandan gözlerim telefondaydı. Kaç saattir yazmıyordu?

"Hayat senin için ne kadar zor," diye mırıldandıktan sonra camı açıp perdemi sonuna kadar çektim. Rüzgar yüzüme karşı vurmaya başlarken kollarımı pencerenin kenarlarına koyup gökyüzüne baktım.

Işıl ışıldı. Yıldızlar ve ay gecenin karanlığında ışıl ışıl parlıyorlardı.

Bir süre öylece gökyüzünü izledim. Gözlerime kayan bir yıldız takıldığında heyecanla gözlerimi kapatıp ellerimi göğsüme yasladım ve içimden yüzlerce kez geçirdim. Allah'ım Bulut'u görmeme izin ver...

Gözlerimi aralayıp tekrar gökyüzüne baktım ve yukarı fısıldadım. "Geçen sefer özlediğimi fısıldadığımda hissetmiştin Bulut, şimdi de hisset." Gökyüzüne bakmaya devam ederken tekrar gözlerimi kapatıp fısıldadım. "Özledim, hisset."

düşür beniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin