Hayat öyle bir şeydi ki ,bir tarafı huzur,diğer tarafı acı.
İnsan kendi kaderini kendi çizer derlerdi.Yazılı olandan habersiz.
Tek çare vardı ,o da dua,inancı zayıflamış biri,oradan oraya sürüklenirdi.
Bir Allah'ın kulu elini uzatıp düştüğün yerden kaldırmazdı.
Sen ne kadar güçsüzsen bir o kadar ezmeye çalışırlardı.
Bazı gerçekler vardı,ihanet sayılan,aslı öyle olmayan.
Fadime iftiraya uğramıştı,iki kadının hayatı o iftiranın bedelini ödecekti.
Büyüklerin vermiş olduğu acımasızca kararlar yüzünden,iki beden diri diri toprağa gömülecekti.
Fadime'nin adı namussuza çıkmıştı,iftira eden kaynansıydı.
Baktı ezemiyor,oğlu seviyor,koruyor,baş üstünde tutmasını hazmedemedi.Kocasının yiğenine haber saldı.Bahçeye gel diye,
Biliyordu onunda gözü vardı Fadime de,gelini ona papuç bırakacak kadın değildi.Birileri ikisini ıssız bahçe de görsün yeterdi.
Öylede oldu,yaşlılardan Mamut dayı ikisini gördü.Gidip sormadı,hemen cami önünde oturan Bekir dayıya yetiştirdi.
Adamcağızın kalbi sıkıştı,gelini bu işi nasıl yapmıştı.Hemen dünürüne haber salıp ,eve gelmesini söyledi.
Fadime Duran'ı bahçede görünce önce korkmuş,sonra kaynanasının istediği fasulyeyi toplayıp gitmeye karar vermişti.
Bu adamın burda ne işi vardı.Duran Fadime'ye yaklaşıp "selam,sabah yok mudur,Fadime alin(gelin) dedi.
"Kaynanam evde bekler,erim askerdedir Duran abi,bi gören olsa ne derler ,var git yoluna" demişti Fadime.
"Abi dediğin adamdan ne çekinirsin ,başında kimseyi göndermemiş Ürükge yengem, onlar düşünmemiş,seni tek göndermiş,çekinme benden,sana zarar vermem " dedi.
Fadime fasulyeyi yolarak poşete doldurdu,Evde düzeltirim diye aklından geçirdi.Hızlı bir şekilde bahçeden ayrıldı.
Duran onunla konuşmamasına bozulmuştu,bir gün beni göreceksin Fadime,pişman olacaksın böyle davrandığına deyip,geldiği yoldan gitti .
Evde kıyamet kazanı kaynıyordu ,Fadime kapıdan girer girmez,babasının tokat atmasıyla karşılaştı.
Ürükge gelinine saldırdı,"seni adi köpek,namussuz ,ahlaksız ,erim askerde,yemediğim bok kalmasın dedin,aaaah Hasanımın başını yedin,seni gibi ahlaksız,seni gibi utanmaz "deyip Fafime'nin yüzüne tokat attı.
Fadime ağzını açtı konuşmak için ,Bekir oğlu Mustafa'ya "oğlum haber sal Duran gelsin ,ikisi yüzleşecek dedi" adaletli adamdı,gelinine yakıştıramıyordu.
Bir müddet sonra kapı çaldı,gelen Duran'dı .Fadime gözünden akan yaşı sildi,ayağa kalkıp,Duran'ın karşısına geçti.
"Abi sen doğruyu de,biz karşılaştık ,ben seninle konuştum mu?erim askerde abi laf söz olur deyip işime bakmadım mı?benim seninle bir işim olmaz ,Mustafa abi neyse ,sen de osun benim için ,doğruyu de abi" diye yalvarıyordu .
Duran elini cebine atıp Fadime'nin bahçede aceleden düşürdüğü kolyesini uzattı."Doğru der Bekir emmi,kimse görmesin ,eri askerde kadınım deyip ,fasulyeyi yoldu,aceleden kolyesini düşürmüş"dedi.
Ürükge "acelesi varmış demek,bu kolye ne etmeye düştü,sen ondan haber ver" dedi.
Fadime boynuna baktı, bu kolye nasıl düşmüştü.Aklına gelenle,"benim kolyem odamdadır" deyip odasına koşarak gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ KARA KIŞ
Non-FictionBir insana annesi vefat edince öksüz derler. Peki babası hayatta iken yetim kalana ne derler. Nazlı üvey annesinin başlık parası ile dul adama gelin gitti. Kanlı düğünle evlendi. Hayat öyle bir çelme taktı ki bir daha toparlanamadı. Nazlı ile ilk eş...