14.bölüm(Kanlı Düğün 2)

1.5K 78 51
                                    

Her güzelin bir sonu mutlaka vardı. Yüzünüz güzel olacağına , bahtınız güzel olsun derlerdi.Her kadın evlenmeden rüyasını mutlaka görürdü eşinin. Nazlı'da görenlerdendi elbette.Anası yoktu ki kime anlatsın , Emine yengesi de uğramaz olmuştu yanına.

Bir seçim bu kadar mı ağır olacaktı.Tamam dese namuslu, yok dese namussuz damgası vururlardı. Etraf şerefsiz dolmuş, avını bekleyen avcı gibi dolanır dururlardı.

Bacak arasında ki akacak kan , milletin bu kadar mı dilinde olmak zorundaydı. Gören var mı, evet var, ama nasıl, ne halde, gören görmüşte edepsiz diye tükürmemiş mi ? demezler miydi adama.

Demezlerdi , masum olana iftira atıp , dilden dile yay etmek daha kolay olanıydı. Bir Allah'ın kulu çıkıpta "bu işin aslı astarı nedir "diye demezdi.

Nazlı çok güzeldi , bahtı kara , hayat buya elinizden o güzellikte giderdi, peki bu yaşanan acılar bir gün biter miydi?

Zehra , Mustafa'ya haber saldı," Nazlı kız dooooldür diye"başaramadığı işi böyle telafi etti aklı sıra. Gerçeklerin eninde, sonunda açığa çıkmak gibi bir huyu vardı. O yıllarda kırk yıl sürerdi , Zehra'nın söylediği yalan düğün gecesi açığa çıkacaktı.

Mustafa , sakalını kaşıdı, şimdi ne olacaktı. Yalan olma ihtimali de vardı, Körün yapmadığı iş değildi sonuçta, tüm ahaliyi toplamış , oğlunu everir gibi gardaşına düğün yapıyordu, şimdi ne diyecekti.

En önemlisi Fadime'nin canını yakmıştı bu şekilde, onu evde her gördüğün de canının yandığı günleri hatırladı, çiçekli fistanının içinde ne de güzel görünürdü. Gardaş karısı demek , kendi namusu demekti.

Sevse de Allah var ya bir kere , yanlış harekette bulunmadı, ikisini arada görürdü , ahırda , ambardamında, yeri gelir ekmeklikte , Fadime'nin Hasan'a yapmadığı cilve kalmazdı , Hasan da Fadime'ye söylemediği güzel söz.

Gönül işleri hiç belli olmazdı, ilk o görmüş ve beklemişti , küçüktü Fadime o zamanlar, sonra gardaşına isterken bulmuştu kendini.

Şimdi gardaşının düğününü değil, cenazesini yapıyordu, dilden dile dolanan düğün, "kanla bulansın bakalım "dedi.

Mustafa:Ben her gün ölen kocasını özleyen kadına katlandım sende kızlığını başkası almış kadına temah et bakalım" dedi.

Halay çeken gençlerin aralarına girdi"vur davulcu, sağır Sultan duysun vur "dedi, yetmedi biraz para sıkıştırdı davulun ipine.

Gençler halay çekerken davulcu daha bir keyifle vurdu tokmağını davula, söylediği mani de ,manidar olmuştu bugüne

***
Mustafa ağa ,Mustafa ağam
Elin bol olsun,
Gönlünde yatan aslan daha bir heybetlensin,
Sevdan sana şiir değil
Ömrüne yâr olsun,
Gardaş düğünü olsun oğlunun düğünü
Boy , boy , yiğitlerin boy göstersin (tokmağı davula vurup) aha da şu meydanda

***
Ne demişti davulcu, Mustafa sol yanına elini götürdü" Sevdan sana şiir değil
Ömrüne yar olsun" sevdası ne ömrüne yâr, ne de dilinden düşürmediği şiiri olmuştu.

Gardaş adamı katil de eder vezir de, Gardaşı halaya dahil olunca , yüzünü ekşitti, bir şeyler eksikti ama ne, elini saçına götürüp karıştırdı, sonra yine eskiler geldi gözünün önüne.

***
Hasan :abi saçım nasıl olmuş , Fadime düğünde yana doğru tara , sana öyle daha çok yakışıyor dedi, ben de sevdamı kırmadım, sanki olmadı ha böyle"

Mustafa:Ümusün beni çağırır, güzel olmuş saçında, başında , işlerim başımdan aşkın, eeeeee anam bekar kız alınca şanıyla düğün eder, değerini bil, seni de gurban etmedi, elin duluna"

ZEMHERİ KARA KIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin