Acı vardı tarifi olmayan. Yürek yangını gibi bir şeydi.
Ölüm vardı ciğerleri yakan. Acının tarifi var mıydı?
Acı düşünce acıyan dizimiz değil miydi? Acı ya da ağrıyan karnımız değil miydi? Bazılarına göre nere acırsa canın ordadır demezler miydi?
Acı ; sevdiğinizi kaybettiğiniz gün açığa çıkan bir duygu değil miydi?
Acının bir tarifi var mıydı ? Tarifi olmayan bir duygu değil miydi?
Acı ablasının öldüğünü öğrendiği an değil miydi? Hatun için bu hayattan kurtulan bacısıydı. Hacı için sevdiğini kaybetmekti. Halil için tarifi olmayan bir acıydı. Zehra için ona yaşattıklarının bedeli. Ahmet için yarım kalmışlıktı. İki küçük bebek için anasız kalmaktı.
Öksüzlük iki canı da etkisi altına almıştı. İki minik için hayatın yaşarken son bulduğu yer değil miydi? Umut dahi kalmamıştı. Umut dahi ellerinden alınan kardeş değil miydi onlar.
Ölüm vardı bir son olarak görülen. Kiminin vicdanının sesi. Kiminin kurtuluşu. Kimine helallik dahi nasip olmayan. Kimini göre bir veda dahi edemeden kapanan iki çift göz değil miydi?
Fadime kurtulmuştu. Başında ağlayan iki kız kardeşi vardı. Nazlı Irazı kucağına almış , Hatun Recep'e sıkı sıkı sarılmış ablalarının başında ağlıyorlardı. Gözleri açık gitmemişti. Huzura kavuşmuş bir hali vardı Fadime'nin.
Ahmet odanın kapısının eşiğine çökmüş ağlıyordu. Çok sevmişti Fadime'yi. Anasının sözüne aldanmış onca kötülüğü etmişti. Fadime anasız kaldı sahipsiz hissedip gitmesin diye dövmemiş miydi?
Sevdiği kadın şimdi bir avuç toprak olacaktı. Ahmet iki öksüzle kalmamış mıydı ortada . Halil gelip kızının başında diz çöktü. Elini uzattı.
Hatun : Sakın dokunma şerefsiz Halil ağa. Senin pis ellerin kirletmesin bacımı '' demişti. Hak etmiyordu Halil ona göre. Artık baba dahi demiyordu. Hak etmiyordu bu kutsal sözü. Halil gitsin Zehra'nın bebesine babalık etsin diye düşünüyordu.
Halil : Kızım etme ,eyleme .Ben ettim sen etme. Ben bilemedim Hatun . Ben böyle olacağını bilemedim. Zehra'yı Nazlı'ya iftira atmasınlar diye aldım getirdim. Kız kısmı sahipsizdirler diye ortalıkta dolanır olmuştu şerefsiz ahlaksızlar. Deyyuzlara fırsat vermeyim diye bu hale geldik kızım. Beni affedin dayanamam. Iraz gitti ardından Fadime .Siz bana böyle davranman. Yaşlı babanızı affedin'' deyip gitmek için kalktı ayağa.
Nazlı : Baba gitme, biz kimsesiz kaldık gitme . Artık bizi kimsesiz bırakma ''demişti ağlayarak.
Baban hayattayken insan nasıl yarım kalırdı. ''Zaten canımız yeterince yanıyor artık bizi yarım bırakma baba'' diye devam etmişti Nazlı.
Hatun umursamazca başını salladı. Nazlı yeterince kırılıp dökülmemiş miydi? Ürükğe bu anı gözleri yaşlı izledi. Oda oğlunu yarım bırakmıştı. Oğlunun kanadını kolunu kırmıştı.
Bir yüzleşme vardı. Kadınların cenazeyi bırakıp olan biteni gözleri yaşlı dinlemeleri, cenazenin ölünce anlamının kalmadığını göstergesi değil miydi?
Halil ile Nazlı sıkı sıkıya sarılmış ağlıyordu. Hacıda yanlarına geldi üçlü geçmiş, gelecek , kaybettikleri her şeye ağlıyordu. Halil '' Sizi yarım bırakan benim Allah belasımı vermedi ki Fadime'nin yerinde ben olaydım ''dedi. Dedi demesine kalbi sıkıştı ve yere yığılması aynı anda oldu.
Nazlı: Babaaa babaaa '' diye Halil'i sarsıyordu. Babası da ölürse yaşayamazdı. Hatun kucağındaki Recebi bırakıp oda yanlarına gitmişti. Artık o da ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ KARA KIŞ
Non-FictionBir insana annesi vefat edince öksüz derler. Peki babası hayatta iken yetim kalana ne derler. Nazlı üvey annesinin başlık parası ile dul adama gelin gitti. Kanlı düğünle evlendi. Hayat öyle bir çelme taktı ki bir daha toparlanamadı. Nazlı ile ilk eş...