1.5!

4.4K 418 339
                                    

İçerde duyduğum seslerle gözlerimi açtım. Başımı kaldırdığımda uyuya kaldığımı fark ettim. Yavaşça ayağa kalkıp kapının yanına gittim. Şansımı denemek için kapı kolunu çektim. Evet, şansızım. Kapı hala kilitliydi.

Biraz içeriyi dinlediğimde bir kaç kişinin daha sesi geliyordu. Gülüşerek konuşuyorlardı. Ve büyük ihtimalle içiyorlardı. Çünkü arada bardak tokuşturma sesleri geliyordu. Biraz geri çekilip odaya tekrardan baktım. Yapacak bir şey olmayınca yatağa tekrardan oturup beklemeye başladım.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama o kadar çok zaman geçti ki artık tekrardan uykum gelmeye başlamıştı. Kendimi yatağa bırakıp tavanı izlemeye başladım. Bir sürü kanca vardı. Bu kancalar yutkunmama sebep olurken bi anda adım sesleri bulunduğum odaya yaklaşmaya başladı.

Yerimde doğrulup kafamı eğip bekledim. Kapının kilidi yavaşça açıldı ve odaya Minho girdi. Baygın bir şekilde bakıyordu ama aynı zamanda yüzünde kocaman bir sırıtma vardı. Kapıyı tekrardan kapatıp kilitlediğinde aynı yüz ifadesiyle bana yaklaşmaya başladı.

İçtiği çok belli oluyordu. Yatakta kendimi geriye çektiğim sırada Minho birden hızlanıp beni yakamdan yakaladı ve sertçe kendine çekti. Korkuyla gözlerimi kapattım. O ise öylece bir kaç saniye bekledi. Sonrasında beni bıraktı.

" Soyun."

" Ne?"

"Tekrarlamayı sevmem. Soyun."

" Hayır bunu yapmam."

Minho kafasını geriye atıp derin bir nefes verdiğinde beni bıraktığı için ondan biraz geriye çekildim. Kaçmaya çalıştığımı zannedip beni kolumdan yakaladı ve sertçe sıktı.

" Tekrarlamıcam. Dediğimi yap."

Kafamı hayır anlamında korkarak iki yana salladığımda gözündeki o öfkeyi görmeye başlamıştım...

3. Kişi ağzından

Minho bi anda Seung'un kolundan çekerek yere düşürdü. Üstündekileri yırtarak zorda olsa çıkardı. Seung ne kadar elleriyle direnmeye çalışsada başaramıyordu. Minho buna dayanamayıp Seungmin'in kemerini aldı. Onu ters çevirip zorla ellerini birbirine bağladı. Seung özür dileyerek bağırmaya başladığında Minho bir süre bekledi ve saçlarından tutup onun kafasını kaldırdı.

" Üzgünüm seni sürtük ama Chan daddy'in çok sinirli. Eğer cesaretin varsa onu çağırayım hm?"

Seung'un gözleri dolmuştu. Cevap vermedi. Minho sırıtarak devam etti.

" Bende öyle düşünmüştüm."

Kafasını sertçe yere vurduğunda Seung acıyla bağırıp kalkmaya çalıştı. Minho ise iyice sinirlenerek onun üstüne oturdu ve kendi kemerini çıkardı.

" Sen fazla olmaya başlıyorsun ama!!"

Kemerini elinde düzeltip sertçe Seung'a vurmaya başladı. Her vurduğunda çığlık sesleri odada yankılanıyordu. Artık her sert vurduğunda sırtında yeni yarıklar oluşuyordu. Ama Minho aldırış etmeden devam etti.

Bir süre sonra artık Minho'nun üstüne bile kan bulaşmıştı. Seung'un sırtı ise yaralardan ve kandan beter olmuştu. Minho ayağa kalktı ve kilitli olan dolaba ilerledi. Cebinden çıkardığı anahtar ile açıp içinde içki çıkardı.

Kapağı açarak yerde acıyla arada inleyen Seung'a yaklaştı. Açtığı içkiden bir kaç yudum aldı ve içkiye bakarak konuştu.

" Ah be bu güzel şeyin senin gibi bir sürtük yüzünden boşa gideceğini hiç düşünmezdim. "

Seung'un yanına edildiğinde sessizce burnundan güldü ve elindeki içkiyi Seung'un sırtına yavaş yavaş boşaltmaya başladı. Sırtı bi anda yanmaya başlayan Seung az öncekinden daha fazla bağırmaya ve ağlamaya başlamıştı.

Son damlasına kadar döktüğünde ayağa kalktı ve şişeyi komidinin üstüne koydu. Biraz gerindi ve derin bir nefes verdi Minho. Seungmin'in halini izledi. Sonrasında dolabı kilitledi ve odadan çıktı.

Seung orda öylece kalmıştı. Şu an acıdan değil, sinirden ağlıyordu. Pislik anne ve babasının yaptığı hatanın kendisine patlamasından ağlıyordu. Her ne kadar 'ben yapmadım.' desede onu dinleyen kim?

Orda yüz üstü öylece bekledi, beklerken ise içindekileri göz yaşı olarak döktü. Çektiği acıdan ve bedenini haraket ettirmesini bile engelleyen yorgunluktan orda öyle uyumuştu...





Zorbam [Chanmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin