" AÇIN BE ŞU KAPIYI PIS UCUBELER!!"
Felix kapıya defalarca vurduğunda Han ve Jeongin arkada sessizce oturuyorlardı. Arkasını dönüp diğer gençlerin yanına oturduğunda Jeongin'e döndü.
" Kanka sende yanlış biliyormuşsun."
" Hayır, yanlış falan bilmiyorum. O gün Chan Seung'u evine kapattı. Biraz düşünün. Gittiğimizde Seung yoktu ve Chan yerde yatıyordu kanlar içinde. Bunu Chan'a yapsa yapsa kim yapar? Tabiki Seungmin."
Han ve Felix aydınlanmış gibi Jeongin'e bakarken, o ise bakışları karşısında kendini tutamayıp ufakca gülmüştü.
Jeongin - Yakın zaman bahsedimi
Sınıftakiler gibi olmadığımı bir kere daha kanıtladım sanırım. Onlar zorbanın önde gideni. Ben ise tam tersi. Zorbanın zorbasıyım ben. Tabi dayak ve laftan ziyade beyni kullanmak çok önemli bu konularda. Tabi bunları diğerlerine sunsanız bu seçeneği en sona koymayı bile akıl edemezler.
Seung okula geldiği ilk günden beri tarifi olmayan zorbalıklar görüyor. Tabiki her ne kadar gizlice onu korumaya çalışsamda sırrımın bozulmaması için bunu her zaman yapamıyorum.
Sınıftakilerin bir kısmı beni 'sessiz öğrenci' diye adlandırsada, gerçek yüzümü görenler derin bir yutkunuştan sonra arkasını dönüp kaçıyordu. Tabi ehm dayağımda biraz ağırdır da:)
Sınıfa gelen yeni kızartmaların az çok ilk günden hedeflerinin kim olduğunu biliyordum. Sanırım Seung'un dönem ortasında okul değistirmesinin sebebi bu pis ucubelerdi. O gün yaşanan tüm olaylardan ilk benim haberim olmuştu. Tabi bu neye göre kime göre öyle değil mi?
Seung okul çıkışı çalan müzikle kendinden geçmiş bir şekilde yürürken bende arkasından sessizce ve dikkat çekmeden ilerliyordum. Aslında evlerimiz çok ama çok yakın. Tabi Seung'un bundan haberi bile yok. Kimsenin olmadığı sokaklara ilerlediğinde yanlız kalmak istediğini anlamıştım.
O sokağa çoktan girmişti. Ben ise biraz fazla geriden geldiğim için o sokağı görüş açıma almam 2 dakikamı almıştı. Sokağın başında kenardan sessizce yokladığımda Seung'un etrafında 4 kişi olduğunu gördüm. Tabiki hepsi tanıdık yüzler olduğu için pekte şaşırmadım.
Hep birlikte fiziksel şiddete geçtiklerinde yanlarına gidip hepsini sikmek istedim o an ama tabi sırrımı ele veremezdim. Bende BEYNİMİ kullanıp o gün sınıf grubuna eklenen yeni numaraların arasında Chan'ın numarasını bulup ona yazmaya başladım.
Chan - JeonginSanırım oyuncağım tabirini -
kullandığın kişi ile başkaları
biraz fazla oynuyor dur hm?*Konum*
Görüldü
Görüldüyü okuyunca onları daha net izleyebileceğim bir kısma geçtim. Onları her izlediğimde içim biraz daha burkulsada Seung'un dayanması gerekiyordu. Yaklaşık 5-10 dakika sonra sokağın başında Chan belirdi.
Bi süre sonra hepsini hakladığında Seung'un kolunu tutup ilerlemeye başladılar. Peşlerinden gizlice ilerlemeye başladım. Onlar nereye gittiyse bende oraya gittim.
En son yüksek ihtimalle Chan'ın diye düşündüğüm eve girdiler. Sonrasında tabi ne oldu Allah bilir. Neyim ben kahin miyim içerde ne olduğunu tahmin mi edeyim?
Bir sonraki gün Han ve Felix, Seung'u arıyordu. Chan ise sırıtarak onları izliyordu. Çok belli ediyordu aslında ama bizim salaklar bunu tahmin edemedi. Afedersiniz ama Felix ve Han'da da az buçuk gerizekalılık var. Mesela Felix az önce sırf kapı açılsın diye kapının açıldığının tam tersi yönüne tekme atıyordu? Kafa 1500 baba.
Chan ve diğer çerezler sınıftan çıktığında firsat bilip Han ve Felix'sin yanına gittim. Arada sohbet ediyorduk tabi ama hiç bu kadar yakın olmamıştık. Nedenini sorarsanız, ben öyle istiyorum. Arkadaş edinmekten veya onlarla sohbet etmekten korkmuyorum. Sadece onlara benim için hiç bir şey olan ama başkaları için sinir krizi geçirme sebebi olan laflarla üzmekten korkuyorum.
Bu konu hakkında biraz konuştuktan sonra tekrardan yerlerimize geçtik. Zaten bir sonraki gün istediğimiz bir şey olmuştu. Chan gelmediği için diğerleri de onun yanına gideceği sırada bizde hazırlandık ve peşlerine takıldık.
Tabi onlar motorla giderken bizde taksiyle gittik. Çokta uzun sürmemiş aslında. Sadece 5 dakikacık. Kapının önünden Han ve Felix ikilisi onları izlerken arada bende bakıyordum. Tabi benim bakmayı bıraktığım bi zamanda yanlışlıkla onlara yakalanmışlar.
Size ne yalan söyliyim hayatta hiç bu kadar çok ve hızlı koştuğumu hatırlamıyorum. İlk ve tabiki şaşırmayacağınız isimler yakalandı. Han ve Felix... Chang dediğimiz kızartma bu ikisini bayılttıktan sonra benim peşimden koşmaya başladı. Mk salmadı adam beni. Ben koştum, o koştu. Ben hızlandım, o hızlandı. Ben sokaklara girdim, o da girdi.
En sonunda dikkat etmeden çıkmaz sokağa girmiştim. Bunu fark ettiğimde defalarca kendime lanet etmiştim. O da peşimden girdiğinde ona dönüp öylece bakakaldım. O ise sırıtarak bana yaklaşıyordu.
" Demek balık ağlara takıldı öyle mi?"
Sessizce onu izlerken yanıma gelip sıkıca kolumdan tuttu. Tabi ben o tutmadan önce kaçmaya çalıştım. Buna dayanamayıp eterli bezi ağzıma bastırıp beni yere düşürdü. - Bu arada alakasız ama size önemli bir bilgi vericem. Eter bi insanı hemen saniyesinde bayiltmaz. Yaklaşık 30 sn ve 1,5 dakika arasında bir süre olması gerekir. Tabi herkes bunu 10 saniye içinde halledip çıkıyor. Tabiki doğrusu benim yazdığım. Şimdi okumaya devam- Beni yere uzandırdığında bezden kurtulmaya çalışsamda başaramadım. Alttan bakınca daha büyük gözüküyordu. Bi yandan da konuşuyordu.
" mk bari burda rahat dur. Yarım saattir koşuyoruz senin yüzünden. Ve sende hala kıpır kıpırsın. Nerden geliyor bu enerji anlamadım ki."
Bu dediğine belli olmasada ufakca gülümsedim. Gözlerim kararmaya başladığında yavaş yavaş gözlerimi kapadım ve kendimi derin bir uykuya bıraktım...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorbam [Chanmin]
Fanfiction{DÜZENLENİYOR} "Oyuncağımın izinsiz alınmasından hoşlanmam."