tek derdim sensin.

1.5K 143 42
                                    

- - ┈┈∘┈˃̶༒˂̶┈∘┈┈ - -

Karargâhtan nasıl çıktığını, kendini o kapıdan nasıl uzaklaştırdığını, eve nasıl geldiğini hiç mi hiç hatırlamıyordu. Ki o soğuk kapıdan uzaklaşması da pek kolay olmamıştı. Daha doğru düzgün tanımadığı bir adamın belindeki tutuşu ve bedenini ona yaslıyor oluşu sayesinde ayakta duruyordu bir süre önce.

Titreye titreye ağladığı, güçsüzlükle omzuna başını bırakarak kendine gelmeye çalıştığı o dakikaları -ki geçen her saniye, her dakika ona bir ömür gibi geliyorken- aşamamış vaziyetteydi.

Anın şokuyla olsa gerek, o koca binadan ayrılana kadar kendine gelememişti Jeongguk. Evine geldiğinde ise derin bir sakinliğe, sükunete boğulmuştu. Baktığı yeri ise görmediği aşikardı.

Ancak pek de üzgün görünmüyordu. Sanki bu ihanet onu sadece şaşkınlıktan ağlatmış gibi, garip bir hâli vardı. Halsizlikle deltanın sürmesini istediği arabasından eve kadar ağır adımlarla yürüdüğü o kısa yola ve ardından sessiz sessiz kendisini odasına kapatışına kadar her hareketi yanındaki delta tarafından izlenmişti.

Belki de daha önce hiç bu kadar derininden izlenmemişti genç adam. Belki de onun içini görmemişlerdi de, ondan sebepti bu her vukuatı kendi içine atarak yok etmeye çalışma halleri.

Yalnız kaldığı bu salonda, üçlü koltuğun köşesine oturmuş vaziyette karanlıkta oturuyordu delta. Bugün yanındaki omegayla birlikteyken duyduklarını sindirmeye çalışıyordu sanki.

Tabii pek tanıma fırsatı olmadığı meslektaşının eşini, böyle hoş bir omegayı aldatmış olması doğal karşılanacak bir durum değildi. Hele de kuzeniyle.. Gerçi bu pisliği kiminle yaptığı pek de önemli değildi ancak kulağa garip gelmiyor değildi.

Orada ne kadar oturduğunu pek kestiremiyordu ancak epey uzun zaman geçirmiş olmalıydı ki, etraftaki her şey zifiri karanlığa rağmen görünür olmuştu.

Verandaya bakan camdan içeri düşen ağaç gölgelerini izlerken aklında yukarıda kim bilir ne halde olan 'Doktor Bey' vardı.

Birbirlerini çok kısa süredir tanıyor, hatta tanımıyor olsalar bile -çünkü bir insanı iki gün gibi kısa bir sürede tanımak mümkün değildi- bir yıldır evli olduğu eşi bile onu tanımak istememiş ve başkasına, kuzenine gitmişken, bu kısacık süre zarfında birbirlerini tanımak konusunda en ufak bir çaba göstermediklerinden olsa gerek, birbirleri hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı.

Deltanın Doktor Bey hakkında bildikleri, çok güzel oluşu ve elinin gerçekten de baya lezzetli olmasıyla sınırlıydı. Böyle sessizce oturup, düşüncelere dalmışken böylesine sınırlı bilgi, hatta bir hiçliğe sahip oluşunu sevmemişti.

Kesinlikle omega hakkında hiçbir şey bilmiyor olmak canını sıkmıştı ve bunu düzeltecekti.

Kendini zorla gerçek dünyaya buyur ettiğinde oturduğu koltuktan kalkmaya mecali kalmamış gibiydi. Biraz daha oturdu. Üzerine bir ağırlık çökmüştü, ancak bunun uyku ile ilgisi yoktu.

Boğazına oturan bir yumru, omzundan aşağı öylece bırakılan ağır mı ağır bilinmez bir yük. Fakat o an ne boğazındaki, ne de omuzundaki davetsiz misafir olan bu yükü değildi onu yoran.

Kurdu deliriyordu sanki içinde. Midesinden yukarı yükselen bir ateş gibi, oradan oraya koşturup bir şeyler bağrıyordu. Adamın ise onu umursamıyor gibi davranmaktan başka çaresi yokmuş gibiydi.

Deliriyordu kurt, gördüğü andan beri uğruna delirdiği omega yukarıda canı acıya acıya uzanırken, adamın ölü gibi burada böylece oturması kurdu öylesine deli ediyordu ki, sakin kalamıyor ve adamı kalkıp yanına gitmesi için ikna etmeye çalışıyordu.

fade into you :: taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin