fade into you :: taegguk

sana doymadan mahvolmak istemem.

- - ┈┈∘┈˃̶༒˂̶┈∘┈┈ - -

Sabahın erken saatlerinden itibaren başladıkları toparlanma işi yüzünden etraf oldukça dağınıktı. Öyle bir dağınıklık vardı ki hem göz yoruyor hem de yorulmuş bedenlerini mümkünmüş gibi daha çok yoruyordu sanki.

Taşınma işleri felaket yorucuydu ve daha ilk günlerindelerdi, üstelik daha bir işi bile halledebilmiş değillerdi.

O akşam ki karşılaşmalarının üzerinden bir hafta geçmiş, gerekli belgeler her iki ev için de imzalandıktan sonra bugün için nakliyecilerle konuşulup anlaşılmıştı. Bu bir haftalık süreçte Yoongi ve Jimin mobilyalarını satın almışlardı.

Karşı evde, Roy ve Rachel'ın evindeki
eşyaların tamamı uygun fiyattan kasabadaki insanlara satılmış, satıldıkları yere taşınmak üzere de bir araca yerleştiriliyordu. Evin eski sahibi olan çift ise birkaç gün önce kasabadan ayrılmışlardı.

Evin önüne ikinci bir araç geldiğinde ise birkaç genç alfa Jeongguk'un, daha doğrusu içerisinde hâlen Jungkook'un eşyaları olan Yoongi ve Jimin'e ait evine açık olan kapıdan girmişlerdi.

Jeongguk yeni evde kullanmak istemediği eşyaları onlara gösterip büyük araca taşıtırken Taehyung da yukarıda bitirdikleri birkaç ağır koliyi kucakladığı gibi karşı evin boşalmış olan bir odasına götürüyordu.

Aslında bu evde aşırı bir eşya yoktu, çok sade ve minik bir evdi ancak yine de bu işler her türlü yoruyordu insanı. Sabahın erken saatinden itibaren başladıkları bu uğraşta öğlen güneşi üstten üstten onlara vuruyordu şimdi, pek bir gelişme olmuş gibi de gözükmüyordu.

Jeongguk aslında bu evdeki hiçbir eşyasını yeni eve taşımak istemiyordu. Ancak yeni evi her şeyi ile baştan dizerlerse fazla masraflı olacağını biliyordu. Taehyung'a fazla yük bindirmek istemiyordu.

Aklında eski eşyaları zamanla yenileri ile değiştirebilecekleri düşüncesi vardı. Ancak bir yandan da açmak istediği yeni sayfanın ilk satırları olan bu evin içi de daha en başından yeni eşyalarla dolsun, eskiden bir iz hiç olmasın diyen diğer yanını da susturamıyordu.

Yeni evleri, Yoongi ve Jimin'e satmış olduğu kendi evinden daha büyük ve ekstra odalara sahipti. Bu yüzden her ne kadar elinde onlara sattığı evi ile onlardan aldığı yüklü bir miktar olsa da Taehyung'un da üzerine ekleme yapması gerekmişti.

Jeongguk ise Taehyung'un Komutanlık yapmaya başladığından beri harcama fırsatı bulamadığı maaşının çoğunu bir hesapta biriktirdiğini böylece öğrenmişti.

Taehyung, kendisine eğer bu eşyaları istemiyorsa yeni eşyaları kendisinin alabileceğine dair bir konuşma yapmıştı ona. Aslında bunu içten içe istemeyen kendisiydi. Ancak yine de Jeongguk ne isterse ona uymakta kararlıydı.

"Jeongguk."

Omega, kendi adını duyduğunda salondaki koltuk takımını sırtlayan gençlerden çektiği bakışlarını merdivenin başında kendisine seslenen sevgilisine çevirmişti.

Taehyung elleri belinde nefeslenirken üzerindeki siyah rambo atletinden açıkta kalan kollarından, boynundan ve alnından terler parıldıyordu. O bu haliyle bile fena gözükürken Jeongguk gördüğü manzara karşısında karnının kasıldığını, hatta ve hatta aletinin ufakça seğirişini  dahi oldukça net şekilde hissetmişti.

Dudaklarını dişleyip bulunduğu yerden ona adımlayarak yaklaşırken mimikleriyle onun ne istediğini sormuş, ardından ona yaklaşıp dibine kadar girmiş, göğüsüne siyah atletin üzerinden bir öpücük kondururken omzunda asılı duran havluyu eline almıştı.