ne olduğumuzu göster bana jeongguk.

1K 119 61
                                    

- - ┈┈∘┈˃̶༒˂̶┈∘┈┈ - -

Komutan, odasındaki işleri halledip müstakbel kayınpederine Jeongguk'un yanına gideceğini söylerek oradan ayrılıp revir katına indiğinde oldukça heyecanlıydı esasında.

Kurdu oradan oraya koşturuyor ve hevesle kuyruk sallıyordu. Taehyung ilk kez Jeongguk tarafından böyle bir şeye maruz kalmıştı, ilk kez ruh eşi kendisini böyle kıvrandırmıştı ve onun kendisini yanında istediğini net bir şekilde hissedebiliyordu.

Esasında, önce revirde yatan yaralılara görünmeli ve Komutan'larının onları görmeye geldiğini göstermeliydi ancak Jeongguk elindeki gülleri okşadıktan ve kendisini kıvrandırdıktan sonra işin seyri değişmişti.

Kapıyı çalmadan odaya girdiğinde Jeongguk masasında oturuyordu, kolları göğüsünde bağlanmış vaziyetteydi. Taehyung kapattığı kapıya yaslanırken onun gibi kollarını göğüsünde bağlamıştı.

"Çok hoşuna gitti değil mi benimle oynamak?"

Sahte bir sinirle sorduğunda Jeongguk içten bir şekilde kıkırdamış ve ayaklanmıştı. Taehyung'a ilerleyip onu kapı ile kendisi arasında sıkıştırmış, çenesini bu sabah yaptığı gibi yine göğüsüne yaslayarak aşağıdan ona bakmıştı. Kendi heyecanının yanında onun kurdunun heyecanını da hissediyordu.

"Hoşuna gitmediğini söyleyemezsin."

Taehyung onun bu arsız hallerine bayılmıştı.

"Yanımda baban olmasaydı daha çok hoşuma gidebilirdi."

Jeongguk ikisinin görebileceği bir yerde elini havaya kaldırmış ve başıyla elini göstermişti.

"Burada sadece ikimiz varız."

Jeongguk'un beklemediği şey ise birden bire hissetmeye başladığı bu histi. Taehyung kendi elindeki güllerle oynuyor ve tıpkı az önce kendisine yapılan gibi omegasını kıvrandırıyordu.

Jeongguk'un gözleri kendinden bağımsız kapanmış ve havada tuttuğu eli o fark etmeden deltanın koluna tutunmuştu. Ağzı inleyecekmiş gibi açılmıştı ancak omega sessizleşen odaya sadece sesli bir nefes bırakmıştı.

"Taehyung."

Sıklaşan nefesleri arasından tek zikredebildiği ruh eşinin ismi olmuştu. Taehyung onun bu halini izlemekten fazlasıyla hoşlanmıştı ve aşık olduğu adamın ruh eşi olmasının ne büyük bir nimet olduğunu şimdi anlıyordu.

Zira o bir şey yapmadan, daha elleri onun bedenini okşamadan Jeongguk gözlerinin önünde kendinden geçmişti, sebebi ise sağ elindeki güllerle süslenmiş sarmaşıkları okşuyor olmasıydı.

"Taehyung."

Jeongguk bu sefer aynı ismi inler gibi söylemiş ve bundan asla çekinmemişti. Komutan'ın kendisini nasıl mahvettiğini görsün istiyordu. Ancak onun adıyla böylesine güzel inlerken Taehyung'u nasıl mahvettiğinden bir haberdi.

"Söyle güzelim."

Jeongguk gözlerini açacak gücü bulabildiğinde Taehyung gülleri okşamayı kesmişti. Eli usulca kendisine yaslanan omeganın beline yerleşmiş, onu kendine yaslamıştı biraz daha. Jeongguk'un boşta kalan sol eli ise Taehyung'un göğüsüne rastgele yerleşmişti, diğeri ise onun kaslı kolunda duruyordu hâlen.

"Çok güzel."

"Güzel olan ne?"

Taehyung'un sorusuyla gülümsemişti Jeongguk. Hangi birinden bahsedecekti ki? İz okşandığında içine yayılan o kıvrandıran ama hoş histen mi yoksa onun yüzüne baktığında dahi karnının kasılıyor oluşundan mı bahsetse bilememişti.

fade into you :: taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin