- - ┈┈∘┈˃̶༒˂̶┈∘┈┈ - -
Birbirlerine yeni yeni alışan, birbirlerinden ziyade artık ruh eşi olduklarını kabullenen ve içlerinden geldiği gibi hareket etmeye karar veren iki adam; deltanın odasında on beş dakikaya yakın bir süre içinde deli gibi öpüşmüş, kasadan bir miktar para almış ve herkesin içinde ele ele tutuşarak karargâhtan ayrılmışlardı.
Kendilerini gören askerler komutanları olan Bay Dean'ın karargâha alınmamış olmasının yanında konuşacak yeni bir konu daha edinirlerken kısa bir sürede onun neler yaşandığına dair ancak tahminde bulunabilirlerdi.
Zira kısa bir özet geçilecek olsa ağızlarının açık kalacağı bariz bir gerçekti.
Bay Jeon onlara Bay Kim'in yeni resmi Komutan olduğunu duyurmuştu ancak bunun Bay Dean'ın kovulması anlamına geldiğini anlamaları biraz zaman almıştı.
Belli ki Komutan Kim; Christian Dean'ın koltuğunu, makamını ve rütbesini elinden aldığı gibi güzeller güzeli omegasını, namıdiğer Jeon Jeongguk'u da elinden almıştı.
Veyahut Dean Christian onu hiçbir zaman tamamen elinde tutamayacak ve ona sahip olamayacak kadar aptal bir adamdı. Jeongguk eli Taehyung'un avucunun içinde hafif esen havaya rağmen ısınırken yüzüne yayılan tebessümü silme gereği duymamıştı.
Kendini küçük bir çocuk gibi hissediyordu çünkü çocukken babası da onun elini kendi elinin içine alarak soğuktan korur ve sıcak bir yere varana dek bunu yapmaya devam ederdi.
Jeongguk istemese de ellerini deltanın ellerinden ayırmış ve karargâhın önünde bulunan kırmızı arabasının yolcu koltuğu tarafına adımlamıştı. Arabayı sabah olduğu gibi Taehyung sürecekti. Taehyung arabalardan anlamazdı pek. Sonuç olarak ayağını yerden kesip işini görse yeterdi, ancak bu kırmızı güzelliği sevmişti. Kendini sürücü koltuğuna atıp anahtarı çevirmiş ve arabayı çalıştırmıştı.
"Arabanın ismi var mı?"
Jeongguk deltanın sorduğu soruyla ona dönmüş, o el frenini indirip hafif gaza basarak ilerlemeye başlarken onu izlemişti sessizce. Deltanın sorusunun cevabı gecikmekten ziyade ona hiç gelmeyecek gibiydi.
Bu yüzden Taehyung gözlerini kısa süreliğine yoldan çekip omegaya bakmış, onun dalmış şekilde kendisini izlediğini fark ettiğinde suratına yayılan çapkın sırıtışıyla viteste duran elini Jeongguk'un bacağına atıp denk gelen yeri acıtmayacak şekilde sıkıp bırakmıştı.
Jeongguk'un üst bacakları omega kilolu olmasa bile kalın ve ele gelen cinstendi ve bu durum Taehyung onun bacaklarını ilk defa bugün okşamış olsa dahi inkar edemeyeceği şekilde hoşuna gitmişti.
Gerçi, Jeongguk ile ilgili her şey hoşuna gidiyordu.
Jeongguk bacağının okşayan el ile bakışlarını adamın çehresinden çekip aşağıya çevirmiş, hiç çekinmeden elini bacağında bulunan el ile birleştirmiş ve Taehyung'un elini biraz daha kucağına doğru çekmişti.
"Daldın gittin güzelim?"
Jeongguk yeniden ona bakmış ve sorduğu soruyu gözlerini kısarak hatırlamaya çalıştıktan sonra başını iki yana sallamıştı.
"Yok, hayır.." Ardından boşta kalan eli dikiz aynasında sallanan ince kolyeye uzanıp ilk kez görüyormuş gibi, sanki o kolyeyi oraya asan kendisi değilmiş gibi bir süre inceleyip devam etmişti. Kolyeye bakarken aklından geçenler bambaşkaydı, baktığı yeri gördüğü de pek söylenemezdi. "isim koymadım."
Taehyung onun yaptığı şeyi fark ettiğinde daha önce dikkat etmemiş olduğu zinciri elini omegasının kucağından çekip asıldığı yerden almış ve bakışlarını yoldan çekip incelemişti kısa bir süre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fade into you :: taegguk
FanfictionJeongguk, komutan eşini göreve yolcu etmek için gittiği karargâhta kocası yerine göreve gelen Komutan Kim Taehyung'u evinde misafir etmek durumunda kalır. delta kim & omega jeon