yoksa, bu bir randevu mu?

1K 141 47
                                    

- - ┈┈∘┈˃̶༒˂̶┈∘┈┈ - -

Erkek milleti öfkesine yenik düşen bir türdür. Kızdığı andan, içinden bir alev huzmesi yükseldiği andan itibaren hareket alır ve ötesini gerisini düşünemeyecek kadar körleşirler.

Fakat Jeongguk olayların farkındalığıyla kanını son damlasına kadar soğutmuş; öfkesini, içinde anbean yükselen ateşi kontrol altına alırken işler herkes için bambaşka bir hâl almıştı o andan sonra.

Zira bu cehennem ateşinden buz soğukluğuna olan keskin geçiş kaderle oyun oynamak kadar ve geleceğe yapılan tehlikeli bir hamle kadar sıkıntılıydı.

İçinde alev alev yanan ateşi dizginlemişti ki o alev kendisini yakmasın, çünkü biliyordu ki o alev dizginlenmediği sürece ve Jeongguk bu kontrolsüz alevle birlikte hareket aldıkça kendisiyle birlikte yakacaktı herkesi. Bu yüzdendi titiz ve kusursuz bir plan isteyişi, bu yüzdendi ilmek ilmek kendi intikamını, adaletini yaratışı.

Fakat 'intikam soğuk yenen bir yemektir' derdi herkes. Jeongguk o aleve tezat olan soğukluğuyla alacaktı intikamını. İntikam yemeğini tattıracaktı onlara. Yüzlerindeki utancı, öfkeyi görecek; midelerinin bulandığını her bir zerresiyle hissedene dek durmayacaktı.

Saatler günlere evrildikçe gözünü bürüyen o alev öyle bir sönmüştü ki, yerini buz misali bir soğuğa bırakması çok kısa bir zaman almıştı. Ölümlerin en soğuğu, intikamların en acısı, bu berbat ötesi hikayesine attığı virgüllerden sonraki ilk noktası.

Eve giren Jeongguk ve Taehyung ikilisi birbirlerine belli etmeseler dahi gerginlerdi. Jeongguk akşam için yemeği hazırlayıp fırına vermiş ve kendisini banyoya atmıştı. Bu sırada pek de dağınık olmayan evi Taehyung'tan toparlamasını ve masa hazırlamasını istemişti.

Kısa duşundan sonra üzerine vücut hatlarını belli eden dar siyah bir bluz geçirmiş, altına ise gri bir eşofman geçirmişti. Aslında bu akşam takılmacalarının olayı süslenip püslenmek olurdu hep.

Ancak bu akşamın amacının bir 'takılmaca' olmadığını şuan için sadece Jeongguk biliyordu. Misafiri için hazırladığı hoş ve güzel bir sürprizden zarar gelmezdi, öyle değil mi?

Boynuna taktığı iki gümüş kolyeden sonra gözlerinin içine siyah kalem sürmüş ve dudaklarını renklendirmişti. Adam olana çok bile mantığıyla kendini son kez süzüp parfümünü sıktıktan sonra aşağı inmek için hareketlenmişti.

O merdivenden inerken kapı çalmıştı. Jeongguk aşağı indiğinde Taehyung kapıyı çoktan açmıştı. Beklenmeyen misafir Bay Jeon ise deltayı es geçerek gözlerini direkt olarak omega oğluna çevirmişti.

"Konuşmamız gerek Jeongguk."

Jeongguk'un kaşları oyuncu bir tavırla havalanmış ve dudakları çarpık bir gülüşle süslenmişti. Ciddilikten oldukça uzak olan kinayeli bir tavırla cevaplamıştı babasını.

"Hoşgeldin baba, kapıda kaldın gelsene."

Çanta tutuyormuş edasıyla büktüğü sol kolunu babasına doğru uzatıp bebek gibi gel işareti yapmış ve onun gelmesini beklemeden arkasında kalan mutfağa adımlamıştı.

Arkasında ki seslere aldırmadan fırından çıkarıp tezgaha koyduğu yemeğiyle ilgileniyordu.

Bu sırada babası ve delta mutfakla birleşik olan salonda oturmuşlardı. Jeongguk hemen sağ tarafında kalan masaya bakmış ve deltanın kendisini izlediğini bilmeden beğendiğini oldukça belli eden bir yüz ifadesine bürünmüştü.

fade into you :: taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin