- - ┈┈∘┈˃̶༒˂̶┈∘┈┈ - -
Karargâhta öylesine geçirdiği saatlerden sonra canının mümkünmüş gibi daha da sıkıldığı kanısına vardığında ayaklanmış ve binadan kendini dışarı atmıştı.
Deltanın söylediği gibi kayıtlar falan silinmemişti. Fakat işini hakkıyla yapan bir adam için bu yalan onu daha üzerine giyemediği depresyon hırkasını öylece bir kenara atmasına kolayca sebep olmuştu.
Taehyung'u tam anlamıyla tanımasa da ona güvenebileceğini biliyordu. Bunu çokça kez görmüş ve hissetmişti. Onunla olan dostluğunu kaybetmemek için her şeyi yapacaktı. Bu zamana kadar hep yalnız takılmış, arkadaş edinmemiş olan o oğlana dost olacaktı.
Geniş bahçede kendine has yürüyüşünden ödün vermeyerek podyumda yürür gibi bir hali varken üç beş kişinin bakışlarını kendisinde olduğunu biliyordu.
Bahçenin ortasına geldiğinde arka cebinden telefonunu çıkartmış ve en son mesajlaştığı kişi olan Komutan Bey'e mesaj atmak üzere klavyede gezinmişti parmakları.
Binadan ayrıldığını ve kendisini arabanın yanında beklediğine dair olan o mesajı göndereceği sırada arkasında duyduğu adımlar duraksamış ve omeganın arkaya dömesine sebep olmuştu.
Omega böylesine dikkat çekerken onun bu halini seyredenleren biri de hiç şüphesiz Komutan Kim Taehyung'tu. Jeongguk'un arkasında dikilen kişi ise, koca cüssesiyle elleri cebinde kendisine bakan Komutan'dan başkası değildi.
"Bende tam sana mesaj atıyordum, gidelim mi?"
Jeongguk telefonunu kapatıp arka cebine yerleştiriken delta onu başını aşağı doğru hafifçe eğip onaylamıştı. İkili beraber yürüyüp arabaya ilerlerken söze giren Taehyung olmuştu.
"Baban seni sordu tüm gün, ağzımı aradı."
Jeongguk anahtarla kapının kilidini açıp kendini sürücü koltuğuna atarken sıkıntılı bir nefes vermişti cevap vermek yerine. Elindeki çantayı Taehyung'un önünde bulunan boş kısma bırakmıştı bu sırada.
"Bir şey söylemedim. Evde olduğunu ve kendini pek iyi hissetmediğin için işe gelmeyeceğini söyledim."
Jeongguk kemerini takarken delta da ona uyup elini arka taraftaki kemere atmıştı. Omega kemeri yerine oturtup metalimsi bir 'tık' sesi çıkmasını sağlarken delta kesintisiz bir biçimde onun vereceği tepkilerini izliyordu.
Bu sırada ikili göz göze gelmişti. Ardından Jeongguk vakit kaybetmemek adına arabayı çalıştırmıştı. Fakat cevapsız bırakıp kabalık etmek istemiyordu ona karşı.
"Teşekkür ederim, bir şey söylemediğin için. Ayrıca özür dilerim, benim yüzümden yalan söylediğin için."
Taehyung yanağı haddinden fazla tehlikeli şekilde çarpık bir gülümsemeyle gerilmişti, aynı zamanda güler gibi kesik bir nefes bırakmıştı.
"Benim yerimde sen olsan sende böyle davranırdın Doktor."
Jeongguk kafasını onu onaylamak için belli belirsiz sallarken sessizliği telefonun zil sesi bozmuştu. Jeongguk yoldan gözünü ayırmazken deltanın onun çantasına uzanmak için kendisine izin ister gibi baktığını fark etmiş ve direksiyondan elini çekmeden parmağıyla ufak bir işaret yapıp çantayı göstermişti.
Taehyung pek kurcalamadan bulma umuduyla çantayı açıp bulduğu telefonu eline alırken ekranda gördüğü isim yüzünden kaşlarının hafif de olsa çatılmasına engel olamamıştı.
Bir şey söylemeden ekranı Jeongguk'un görebileceği hizada tuttuğunda, omeganın bakışları yoldan kısa süreliğine ayrılıp ekrana bakmış ardından bakışları olması gereken yere doğru değil, yolun aksine Taehyung'u bulmuştu. Taehyung onun yerine yola kısa bir bakış atmış ve ona omuz silker gibi bir hareket yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fade into you :: taegguk
FanfictionJeongguk, komutan eşini göreve yolcu etmek için gittiği karargâhta kocası yerine göreve gelen Komutan Kim Taehyung'u evinde misafir etmek durumunda kalır. delta kim & omega jeon