Bölüm 4

548 72 146
                                    

Mine'den

Bileğimin üzerine düştüm lan. Anlık acıdı. Ama görünüşü normal. Heh bu iyi bir şey.

-"Hiii Mine?" Kar sandalyesinden kalktı.

-"Ayy bu ne ara düştü?" bu mu? Hadi oradan be. Furkan gıcığı kahkaha atmaya başladı.

Yalnız benim başım mı döndü açlıktan? Yediydim de aslında. Kar bebeğim şuradan bana bir lokma uzatsan hemen güçlenip ayağa kalkarım. Şimdi aç aç kalkarsam geri düşerim. Acaba kendim mi alsam? Alırım bence. Oturduğum yerden masayı yokladım. Çatal bıçak geldi elime hep. Bunun neyini yiyeyim? Kenara yiyecek koymamış Serin.

-"İyi misin güzelim?" başımı salladım. Kar elimi tutarak kaldırmaya çalıştı. Kalkamadım.

Furkan kahkaha atarak kollarıma girdi. "Dur dur sen kaldıramazsın onu?" niye kaldıramazmış? Furkan'a pis pis baktım. Kilo mu aldım diyor bu? Un çuvalı gibi sandalyeye bıraktı beni Furkan. Almışım püü. Bu yemeklerden yemesem iyi olur. Çorba diyeti yapacağım ben artık. Dudu teyzeye gideyim. Masadakiler çok da güzel kokuyor off. Bence şey oldu hani bir kadın var ya bedeninin ağırlık merkezini değiştiriyor, adamlar kaldıramıyor. Benim de öyle oldu. Kesin öyle. Yiyebilirim. "Kız aç, rahat otur diye sandalyeni çekeyim dedim, o anda müşteri geldi. Ona bakarken fazla çekmişim. Gümbürtüye gittin aşkım kusura bakma." Ulan bunun yüzünden düşmüşüm. "Ama yer sofrasını beğendiysen onu da yaparız. Masaya yerden uzanmak zor olur." Hemen de fark et. Kar anladı mı acaba ya? Bakim. Anlamamış. Yüzü çok da güzel be. Benim yarim maşallah.

-"Bir de dalga geçiyorsun oğlum ya. Bileğim acıdı." Bileğimi tuttum.

Kar'ın detektörleri çalıştı ya da karımın demeliyim. "Bakayım." Sol elimi uzattım. Şifam geldi.

Serin ellerini masaya dayadı ve sırıttı. "Furkan işte şimdi bittin." Bence de. Mavi köşede Kar, kırmızı köşede Furkan. Kazanan çoktan belli. Furkan'ı tutan olsa anında para basarım ortaya. Tek raunt nakavt. Kılçıksız para.

-"Sus be ortalığı karıştırma hemen. Eşeğin aklına karpuz kabuğu..." İşte şimdi hak ettin Furkan. Devamını getir. Getir hadi. Kötü kötü bakarak başımı salladım. Ve anlık sırıttım. Pişman oldu ama çok geç. Hesabını kesiyorum oğlum senin.

-"Döv bunu sevgilim. Beni düşürdü, bileğimi acıttı." Dedim şikayet ederek. Parmağımla da gösterdim. Dövsün valla. Sabah evde konser veriyor, öğlen beni yere düşürüyor. Yüzü bembeyaz oldu Furkan'ın. N'oldu Furkan bey rengin attı.

-"Valla bilerek olmadı yavru kuş. Ben buz getireyim de şişmesin." Parmak uçlarına basa basa kaçtı. Sevmiyorum buz ya. Canımı acıtıyor.

Kar bileğimi ileri geri sağa sola oynattı. "Acıyor mu?" yeşil gözleri dikkatlice mimiklerimi inceliyordu. En ufak acı ifadesi hastane yolu demekti.

-"Yok sevgilim. İyi." Masadaki su ile ellerimi yıkadı ve incinen yerden öptü. Tedavi böyle olmalı işte. Geçti ama daha çok öpücük istiyorum ben. "Biraz daha öpücük alırsam daha iyi olacak gibi." Dudağının kenarındaki kıvrım beni selamladı. Sen böyle tatlı gülerken hiçbir kötü yanım kalmaz ki benim. Bileğimden bir sürü öptü. Yaralarımın iyileşmesini geçtim üstüne koruyucu bir zırhla da kaplanmış oldum. Ondan başkası bana zarar veremez artık.

Serin masaya kocaman bir tava getirdi. O ne o ne diye bağırmamak için kendimi zor tuttum. Sakin olmalıyım. Offf sucuk var içinde. Olamıyorum. "Gençler aç olan gelsin." içeriye seslendi. Kimse gelmedi. Bunlar nasıl gelmiyor ya?

-"Bileğini masaya koy." Dedi Furkan. Buz dolu poşeti bileğimin üzerine bıraktı. Bu sucukla her şeyi aşabilirim de yarime nasıl servis yapacağım şimdi? Tek elle yapayım. Tabağına yiyeceklerden koymaya çalışınca beni durdurdu.

Mine Çiçeği II (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin