Bölüm 20

301 46 79
                                    

Mine'den

Abi ben hayatımda birine bu kadar ite kaka bir şey yaptırdığımı bilmem ya. Hani bak yapmıyorsa bana ne oğlum der giderim. Uğraşmam. Öyle de rahatımdır. Ama Furkan öyle sıradan biri değil benim için. Kardeşim gibi. Görmezden gelmemezlik yapamıyorum. Adamın ağzının içine bakıyorduk ya şu çocuğu bulalım diye. Deli etti beni çıldırttı. Onun yüzünden on yıl yaşlandım. Kronos bile şaşırmıştır, buna ne oldu diye. Ben bunu yemeden bu kendi kendini yedi diye şaşırmıştır. Gerçi iyi de oldu. Sıkışmadan delilik yapmazsın. Bak ciddiyim bazen en iyi çözüm delirmektir. Mesela sakız da bir deliliğin icadıdır. Sakızı bulan kişinin amacı iyi bir otomobil lastiği yapmakmış. Artık ne kadar denediyse adam sonunda çıldırıp sinirden lastiği çiğnemiş ve sakızı bulmuş. Fosforun bulunuşunu da buna benzer ama bu konuya pek değinesim yok. Diyeceğim o ki aynı düşünce üzerinde oluşan ısrarlarımız diğer seçenekleri göremememize neden olabilir. Vazgeçin demiyorum, vazgeçmeyin ama olaylara daha geniş açıdan bakın. Dar görüşler sınırlı imkanlar yaratır.

-"Ahh benim tatlı bebeklerim.” Furkan gülümseyerek bana baktı. N’oldu buna be? “Sizi o kadar çok seviyorum ki. Akrabam gibi.” Az önce düşündüğüm şeyi dedi bu. Kalp kalbe karşı mı yoksa kötü şeylere mi karıştı? “Hatta biraz daha bana yapışmaya devam ederseniz...” kötü şeylere karışmış. Valla üzerimize musallat edecek. Kar sevgilim direksiyonu en yakın camiye kır. “Dudaklarını birbirine bastırıp saadet içinde bana ve Serin'e baktı. Başını salladı. Ben korktum bundan. “Genetik olarak da akraba olacağız. ÇEKİN ŞU GENLERİNİZİ ÜZERİMDEN!” diye bağırdı çirkef. “Sıcakta tam üç saattir kollarıma yapıştınız. Anlıyor musunuz? Biraz daha beni tutmaya devam ederseniz o abi kardeş buluşmasını hiç gerçekleştiremeyeceğiz. Çünkü ben buradan çok uzaklara bedensel olmasa da ruhsal olarak göç edeceğim. Kollarımı bırakır mısınız tatlı lokumlarım?” bunun psikolojisi çok bozulmuş.

Serin ile birbirimize baktık. “Kaçmayacağına söz ver.”

-"NEREYE KAÇAYIM? NEREYE KAÇAYIMMM? GODZİLLA MIYIM BEN CAMLARI KIRIP GİDEN ARABADAN KAÇAYIM?” çok mantıklı konuştu. “TERDEN YAPIŞ YAPIŞ ETTİNİZ HER YANIMI. KENDİMDEN TİKSİNİYORUM. İNSAN İÇİNE ÇIKACAK HALİM KALMADI.” Bunun söylemesi de bitmez şimdi.

-"Bağırma be bıraktık.”

Ellerini iki yana açtı. "Allah'ım şunlara 2 gram zeka indirdin ya şükürler olsun Tanrı'm.”

Lena gülerek bize baktı. Senin rahatın yerinde tabii Lena hanım. Ateşin içine elini sokan anlar yananın halinden. Kar da gülüyor. Ne de güzel gülüyor o be. Kurban olduğum. Sen hep gülsene böyle. Ah canını sevdiğim. İç çekerken Furkan’ın saldırısına uğradım. Kıskanç dirseği ile vurdu bana.

-"Kız kaç saattir sana sesleniyor. Cevap versene.”

-"Kim sesleniyor ya?”

-"Kulağını açacağına ağzını açarsan böyle olur. Kar aşkım sen bunu boşa. Kelimelerini yemeye çalışıyor bu koca ağızlı ayı.” Pise bak.

-"Höh!”

-"Ya durun, hepinize soruyorum.”

-"Size de soruyormuş.” Dedim. “Hadi ben yemeye çalışıyorum sen ne yapıyorsun?”

-“Sus be. Beni kaçırdınız. Ben rehineyim, ben mağdurum.” Deyip tavırla yola baktı. Bi çakacağım kafasına. Mağdura bak bizi daha mağdur ediyor.

-“Nereden döneceğiz baksanıza navigasyona. Anlamadım.” Dedi Kar. Lena telefonu olduğu yerden çıkarıp bize uzattı.

-"Ben yol konusunda iyi değilim.” Dedi Lena ama tarihi yerleri çok iyi bilir aslında.

Mine Çiçeği II (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin