Bölüm 17

299 41 112
                                    

Kar'dan

Sorular vardı. Hayatımızın her anında karşımıza çıkan aklımızda birden beliriveren sorular. Kiminin cevabını bulduk, kiminin peşine bile düşmedik. Bazılarının ise tek bir cevabı yoktu. Ya hepsi doğruydu ya hepsi yanlıştı ya da ayırt edemeyecek kadar iç içeydi doğru ve yanlışlar. Sonra hepsini unuttuk.

Hayatta öğrenmemiz gereken tek bir şey vardı. Tüm hayatın tek bir sorusu. Bunu kendimize sorma cesaretini gösterdiğimizde kimseye ihtiyacımız kalmayacak olan tek soru. Herkesi silmekten bahsetmiyorum. Soruyu bulduğunuzda zaten cevabı anlayacağız.

Şimdi ise Lena'nın bilinmezi vardı karşımızda. Ne olduğuna dair fikir yürütsem de Furkan ile ilgili bir durum olduğunu anlayabiliyordum. Ki bunu Furkan da anlamıştı.

-"Tatlım bak bana açık açık söyle. Göründüğümden daha güçlüyüm ben. Saklama.” Dedi Lena'ya doğru.

-"Bunu göstersem daha açıklayıcı olur.” Dedi Lena ve telefonunu eline aldı.

Furkan yüzünü büzüştürdü. “Beni aldatmış de mi? Beni aldatmış. Bu genç yaşımda, bu güzelliğimle... Ayy nefes alamıyorum.” Elini göğsüne koydu. Sandalyesinde geriye doğru kaydı.

Mine'm eliyle Furkan'ı serinletmeye çalıştı. Furkan'a biraz yaklaştı. “Geriye çok yaslanma bu sandalyelerin bacakları yamuluyor. Düşersin.” Güldüm. Bunu beklemiyordum.

Furkan kendini toparladı. “Aman sen de kalpsiz. Ağız tadıyla fenalaşamıyoruz şurada. Soğuk kolonya getireceğine... Tutun ellerimi.” Ellerini uzattı. Serin ve Mine tuttu. “Hazırım. Kim o şırfıntı? Çabuk göster Lena.”

-"Görsen ne değişecek?” dedi Serin.

-"Allah'ım ne biçim kalpsizlerin içine düşürdün beni? Kalpsiz kızıl yelloz. Hain domdom. Pat diye söylenir mi? Sende olmayan bende var kızım.” Serin gülerek Furkan'a baktı.

Lena telefonu ortaya uzattı. “İzleyin.”

Furkan yüzünü elleri ile kapattı. “Ben bakamayacağım.” Dedi ama parmakları arasından baktığı görünüyordu.

Görüntüyü daha iyi görebilmek için Mine'min yanına geçtim. Bir elimi omzuna koydun.

-"Eee Lena'cım ben varım burada. Ben mi aldatmışım Patron'u.” Eliyle saçını taradı. “Hiç de haberim olmadı. Güzel yüzümü de puslamışlar.” Deyişine güldük.

-"Bir dakika.” Dedim. Mekan bizim kafeydi. Konuşmalar ise tanıdıktı. “Bu geçen gün kafede olay çıkaran adam değil mi?”

-"Harbiden ve bu adam beni kötü çekmiş. Haber verseydi saçımı düzeltirdim. Lena'cım bunu dava edelim.”

-"Oğlum ne saçı adam kendini mağdur gibi gösteriyor. Baksana kediden bahsettiğin tek bir kelime yok. Hep adamı kovduğun yerleri koymuş.”

-"Aynen öyle.” Dedi Lena. Telefonu ortadan çekti. Ekrana baktı. “Bu adam ünlü bir gurme ve çok takipçisi var. Sizin onu kovduğunuzu, yemeklerin de hijyenik koşullarda yapılmadığını iddia ediyor. Direkt olarak karalama kampanyası başlatmış hakkınızda ve altındaki yorumlara bakacak olursak, 158 bin kadar yorumdan bahsediyorum, çoğunluk adama kanmış durumda. Ve video hızla yayılıyor.”

Bu ciddi bir şey. “Ne yapacağız? Altına yorum yapsak, açıklasak her şeyi?”

-"Bizdeki görüntüleri ortaya verelim. Yalancılığı ortaya çıksın.” Haklı Serin.

-"Yapmamız gereken ilk şey görüntülerin kaldırılması. Adam ile irtibata geçmeye çalışıyorum.”

-"Hiç uğraşma. Laftan anlayacak biri değil şebek maymunu. Dava edelim tatlım. Benim görüntülerimi kullanamaz. Üff o kadar da insan görmüş. Keşke yüzüm açık olsaydı.” Deyişine Serin ve Mine ya git gibisinden vurarak güldüler. O da şey diyor. “Kimseyi bu güzellikten mahrum edemem. Asıl suç bu. Çekin beni açıklama yapacağım.”

Mine Çiçeği II (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin