Bölüm 18

372 47 124
                                    

Mine'den

Her uyku rahatlatmaz. Bedeniniz yorgunken beyniniz yorgun değilse ya da tam tersi durumlarda halk arasında karabasan denilen bir yaratık ortaya çıkar. Hani bağırırsın bağırırsın sesin çıkmaz, bedenin hareket etmez ya işte o anki acizlikle de kabusun dibini yaşarsın ya işte karabasan denilen olay o. Şu an başıma gelen şey de karabasan. Boynunu sıkıyor bir de. Demek ki böyle oluyormuş. Deneyimler önemli. Sakin kalıyorduk. Bekle Mine geçecek. Geçmiyor. Kabus da yok. Elimi boğazıma götürdüm. Kar iyice sarılmış. Biraz gevşetmeye çalıştım. Güçlenmiş de sanki. Kaşınıyorum da... Kaşınıyorum? Oha benim erkek alerjim var. Ulan bu karabasan değil karahasan! Dirseğimi hızla bana sarılan karahasanın karnına gömdüm. Bir çığlık sesi geldi ama vurduğum kişiden değildi bu. Kolu boşa çıktığı gibi kendimi yataktan attım. Nasıl sıkmışsa boğazımı kalleş, oksijenim kesilmiş resmen. Vurduğu kişi acı içinde öksürüyordu. Sen dur sen dur daha seni...

-"Yaa abi ne yapıyorsunuz ya?” Serin değildi o ya.

-"Nefes alamıyorum.” Dedi Furkan boğuk bir şekilde. Karabaranmış bu.

-"Ne oldu? Kim bağırdı?” dedi Kar beni yerden kaldırırken.

Furkan nefes nefese yatakta yan tarafa devrilmiş haldeydi. Serin ise Lena'ya bakıp gülüyor dengesiz. Bunun da aşka gelişleri olmadık zamanlarda oluyor.

-"Şey...” diyebildim. Dövdüm dövdüm. Furkan'ı dövdüm. Öldü. “Bunun bizim yatakta ne işin var?” dedim üste çıkmaya çalışarak.

-"Ne var be?” aha ölmemiş. Çirkefleşecek. “Hepiniz bir yatıyorsunuz beni çağırmıyorsunuz. Bitli pire miyim ben? Benden tiksiniyor musunuz? Ha söyleyin de gideyim. İnsafsız kadın karnımı deldin.”

-"Hayır ya olur mu öyle?” dedi Kar. “Biz senden neden tiksinelim?”

Lena da yatağın kenarına oturdu. “Su getireyim mi?”

Furkan alttan bana bakış atıp anlık gülümsedi. Vay hain.

-"Bence doktora gidelim ameliyat etsinler bunu.” dedim. Abartı hep.

-"Gaddar.” Deyip yastığı bana fırlattı. Havada tuttum valla. Oksijen geldikçe açılıyorum. Şimdi bittin sen.

-"Bana ha!” deyip yastıkla üzerine atladım. Dönemedi de. Kolunu kıvırıp arkaya büktüm.

-"Oha yavaş yavaş. Benim kemiklerim narin. Ayy çıt dedi kolum. Ayy!” lan. Kırdım mı kolunu? Acı içinde başını yatağa bastırdı. Kolunu yavaşça bıraktım. Ayağımdan çekti. Boşa çıktım. Kafamı yatağa bastırdı. Taklaya geldik iyi mi? Kar bebeğim nerdesin? “Şimdi seni kim kurtaracak?” deyip güldü.

-"Kar.” Dedi Serin. “Sana kötü kötü bakıyor. Bence bırak.”

Furkan bir an sessizleşti. Sevgilime baktı demek. Öldür sevgilim. Suçu ben üstlenirim. "Hep böyle yapıyorsunuz ya hep böyle yapıyorsunuz.” Deyip bıraktı Furkan. Sırıtarak Kar’a baktı. “Sevdim kardeşi.” Deyip kafamı iki defa sevdi, sonra hafif şekilde vurup kaçtı. Korkak. Peşinden gidecektim ama Kar tanem vurduğu yeri eliyle tuttuğundan gitmedim. İntikam almak mı? Hayır. Ben sevilmeyi seçiyorum.

Kahvaltının ardından kafeye geçtik. Mina kendi yaptığı yemeklerden önümüze koydu. Bayağı iyi olduğunu söyleyebilirim. Hatta benim bir gün dinlenmiş domates soslu karışık kızartmama rakip olacak cinstendi. Daha önce tadını bilmediğim soslar vardı. Ben en sarımsaklı mayonezde falan kalmıştım. Onun yaptığı soslar harikaydı. Gözleri üzerimizde öyle dikkatli bakıyordu ki tepkilerimizi merak ediyordu. “Mina’cım seninle açık konuşacağım.” Dedim ciddi bir şekilde. “Bu yemek bizim mönümüze sence uygun mu?” afallayarak gözlerini kırpıştırdı. Yaptığı yemeğe baktı.

Mine Çiçeği II (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin