1. Bölüm - Geri dönüş

90 22 80
                                    

Merhabalar

Yeni bir hikaye ile ilk kez karşınızdayım, umarım hep beraber keyif alarak okuyacağımız bir hikaye olur. Keyifli okumalar!

~~~~~~

Günler sonra gün ışığı görmenin verdiği mutluluk ile hastanenin etrafında dolandım. Elbette hastane odalarının camları vardı ama hiç biri bu hissi vermiyordu, temiz havanın ciğerlerime nüfus ettiğini hissedebiliyordum. Hücrelerim kendine gelirken bende yavaş yavaş rotamı oluşturdum, hastane yakınlarında bulunan o parka doğru ilerliyordum. Toparlanmam çok zor olmamıştı ama Gazel yine üzerime çok düşüyordu ve gerekmeyen önlemleri alıyordu.

Sonunda onu iyi olduğuma ikna etmiştim ve taburcu etmişti beni, tabi bir şart ile yapmıştı bunu; her akşam iyi olduğumu kontrol etmek amaçlı evime gelecekti. Bunu geçirdiğim kazadan öncede düzenli bir şekilde yapıyordu zaten ancak bunu ona hatırlatmadan kabul etmiştim anlaşmasını.

Bu düşünceleri bir kenara bırakıp yola odaklandım sadece, parka yaklaşmıştım ve ne yazık ki her yer doluydu. Moralimi bozmamaya çalışsamda pek becerememiştim, modum düşmüştü bile. Dört duvar arasından yeni ayrılmıştım ve eve giderek tekrar dört duvar arasına girecektim. Bunu yapmak istemiyordum fakat şu an yapabilecek başka bir şey yoktu, arabam kazadan sonra tamire gitmişti ve o sebepten dolayı taksi ayarlamadan eve yürümeye karar verdim.

Yola koyulduğum sırada aklıma Aden geldi, ne zamandır konuşmamıştık ve görevden dönüp dönmediğini bilmiyordum; komutanları uzun bir görev olacağını söylemişti ve vedalaştığımız günden beri mesajlarım iletilmiyordu. Son bir kez mesajları kontrol etmek amaçlı telefonu elime aldım, ekrana baktığımda yine şaşırmadım; mesajlar hala iletilmemişti.

Perdeler vahşice savruluyordu, kapıyı kapatmam ve evin halini görüp şok olmam bir oldu. Tüm camlar günler boyunca açık kalmıştı ve dışarıdan rüzgarla beraber bir sürü yaprak içeri savrulmuştu. Hızlıca camlara yönelip içeriye rüzgarla beraber savrulan nesneleri durdurmak için camları tek tek kapattım. Tekrardan evdeki mobilyalar ve halılar ile göz göze gelince derin bir 'of ' çektim ve yavaş adımlarla temizlik kovasının bulunduğu odaya doğru ilerledim.

Uzun süren bir temizlik ardından kendimi koltuğa atmak istedim ancak beni durduran yeni bir fikir oldu; küveti doldurmak daha cazip gelmişti. Hızlı adımlarla odama ilerleyip temiz elbiselerimi hazırladım, ayna karşısına geçip saçlarımı yavaştan bulundukları at kuyruğundan kurtarıp kafamın rahatladığını hissettim adeta. Saçlarımı gelişi güzel bir şekilde parmaklarım ile taradım, bu kadar uzun olduklarını bazen unutuyordum. Üstümü çıkarıp sepete attıktan sonra dolu olan küvete önce ayaklarımı sokup sonrasında yavaşça oturdum. Kirli tenim suyla birleşene dek fark etmemiştim ne kadar yorulduğumu, su sanki sadece bedenimi değilde ruhumuda arındırıyordu son yaşanılanlardan.

Gözlerimi kısa bir süreliğine kapattıktan sonra zilin sesi ile tekrardan araladım, hızlı bir şekilde bornozumu üstüme alıp alt kata ilerledim. Gelen kişi gitmesin diye "geldim" diye seslendim ve adımlarımı hızlandırdım. Kapı eşiğinde duran kişi ile göz göze gelince ufak bir şaşkınlık belirdi suratımda. Bana uzatılan pakete baktım ve afallamış olduğumu belli etmemeye çalışarak aldım, postacı kadına teşekkür ettikten sonra daha da şaşkın bir ifadeyle kapıyı kapattım. Her ne kadar kutunun içinde ne olduğunu merak etsemde ıslaktım ve beni bekleyen bir küvet vardı hala, o yüzden oyalanmadan tekrar üst kata ilerledim.

Hızlıca yıkanıp banyodan çıktım, elbiselerimi zaten hazırlamış olduğum için o konuda zorluk çekmedim. Aklıma gelen paket ile tekrardan oturma odasına ilerledim, bugünlük sporumu yapmış sayılırdım. Merdivenleri iner inmez gözüme çarpan paketi elime aldım, kendi etrafında döndürdüm ve üzerinde bir yazı yazıp yazmadığını kontrol ettim. Paketi yoğun bir parfüm kokusu sarmıştı, sarhoş edecek kadar yoğun olan bu kokuyu paketi teslim alırken fark etmemem beni hayrete uğratmıştı. Daha fazla bu havayı ciğerlerime soluyup ilk kez sigara içen birisi gibi zehirlenmek istemedim ve aceleci şekilde elimdeki kutuyu açmaya çalıştım. Bu eylem beni biraz zorlamış olacaktı ki ellerim acımıştı, sert karton iyi bir şekilde kapatılmış ve içindeki nesneyi iyi muhafaza etmişti anlaşılan. İçinden ufak, dışı kadife kumaş ile kaplı bir takı kutusu çıktı. Bu görüntü kaşlarımı çatmama vesile olmuştu, takı kutusunu aldıktan sonra bir yazı için tekrardan paketi kontrol ettiğimde tamda tahmin ettiğim gibi kutunun dibinde bir zarf yatıyordu. Üzerine yazılan ismimi görünce mümkünmüş gibi kaşlarımı daha çok çattım. Zarfı dikkatlice açıp içinde bulunan mektuba baktım, el yazısı hiçte yabancı gelmemişti. Gözlerim bir kuş misali yazıların üzerinde süzüldü, okuduğum cümlelerle heyecan hücrelerimi ele geçiriyordu sanki.

Kalbin HatasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin